Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) iş birliğiyle Millî Eğitim Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı personeline yönelik Sosyal Uyum Çalıştayı düzenlendi.

Çalıştayın Avrupa Yakasındaki açılışında konuşan Göç İdaresi Genel Müdür Yardımcısı Sayın Gökçe Ok, Türkiye'de 192 farklı ülkeden 5,1 milyon yabancı bulunduğunu söyledi. İnsanların bir uyruk üzerinden günlük yaşantılarını, siyasi söylemlerini ve sosyal medyalarını yönettiğini belirten Ok, "Türkiye'deki yabancıların tamamının Suriyeli olduğuna dair bir yanlış ve yanılgının içerisindeyiz. Bu çok büyük bir haksızlık... Özellikle öğretmenlerimiz bu algı rüzgârlarına ve operasyonlarına mağlup olmamalı. Her birimizin farklı görüşleri olabilir ama biz Türkiye'yi birlikte yönetmek mecburiyetindeyiz." diye konuştu.

İnsanlık ve Vicdan

Ok, göçün bitebilecek bir olgu olmadığını aktararak, şöyle devam etti: "Göç bitmez. 'Dünyanın medeniyetiyim.' diyen ülkeler en fazla göçe maruz olan ülkelerdir. Bütün medeni ülkeler gözlerini bu coğrafyaya dikmişler. Türkiye, tarih boyunca ne zaman ayaklarının üzerinde durmaya başladıysa bir göç dalgasıyla karşı karşıya kalmıştır. Gelenlerin yüzde 60'ı Misak-ı Millî sınırlarından geliyor ve yüzde 80'i kadın, çocuk, yaşlı, engelli, refakatsiz ve hastadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti dünyanın hiçbir ülkesinin geliştiremediği bir kapasiteyle göç politikalarını akılla, bilimle ve mantıkla kurgulamaktadır, yönetmektedir ve yürütmektedir. Bizim bütün bu işleri yaparken akla, bilime ve mantığa dayandırdığımız bir zemin var; o da insanlık ve vicdandır. Bundan koptuğumuz takdirde biz biz olmayız."

Suriyeli yatırımcıların Türkiye'ye 26,5 milyar dolar sıcak para getirdiklerini vurgulayan Ok, "Sadece Bursa Ticaret Odası'na kayıtlı 400 Suriyeli KOBİ var. 220 bin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, Suriyelilerin açtığı işletmelerde sigortalı ve maaşlı olarak çalışıyor." dedi.

İstanbul İl Göç İdaresi Müdürü Sayın Recep Batu ise Göç İdaresinin, Türkiye ile yabancılar arasındaki ilişkiyi düzenleyen birim olduğunu söyledi. Dünyada 70 milyon insanın yerinden edildiğini belirten Batu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir şekilde bu insanlar doğduğu topraklarda yaşayamıyor ve komşu ülkelere göç etmek zorunda kalmış. Bizim ülkemizde bu anlamda dünyada en fazla yabancı barındıran ülkelerden. Suriye'deki olaylardan sonra 2013 yılından sonra kitlesel hâlde insanlar buraya gelmişlerdir. Şu anda ülkemizde 3 milyon 600 binden fazla ve İstanbul'da 480 bine yakın kayıt altında Suriye uyruklu yaşamaktadır."

Eğitim İmkânlarından Yararlanma

İl Millî Eğitim Müdürümüz Sayın Levent Yazıcı da öğretmenlerin kendilerine emanet edilen her çocuğu, eğitime ihtiyaç duyan birey olarak gördüğünü ifade etti. Her öğrencinin öğrenme kapasitesinin farklı olduğunu anlatan Yazıcı, "Bu kapsamda eğitimimizi kurgularken her öğrencimize farklı seçenekler sunmamızın çok önemli olduğuna inanıyoruz. Biz onlara dilimizi bu ülkede yaşamalarını sadece kolaylaştırmak için öğretiyoruz. Bize düşen de budur zaten. Bize emanet oldukları sürece en iyi şekilde eğitimden yararlanmalarına destek olacağız." dedi.

İstanbul İl Müftü Yardımcısı Sayın Hüseyin Demirhan, Diyanet İşleri Başkanlığı personelinin toplumun her katmanına ulaşabilecek güçte olduğunu belirtti. Sosyal uyum çalışmalarını 4 ay önce başlattıklarını anlatan Demirhan, "Arkadaşlarımız ilçelerde devasa hizmetler yapıyorlar.  İl Millî Eğitim Müdürlüğüyle yaptığımız protokolle 50'ye yakın Türkçe dil kursu açtık. Kendi bünyemizdeki 4-6 yaş grubu göçmen gündüzlü ve yatılı öğrenci sayılarımızı artırıyoruz. Ulaşabildiğimiz, dokunabildiğimiz insanların sayısını artırmanın gayreti içerisindeyiz. Bunun yanında kardeş aile çalışmaları, her ilçede 10 ile 20 ailenin ziyaret edilmesi gibi çalışmalar yapıyoruz. Maddi yardımların yanında sosyal uyuma katkı sağlayacak eğitim hizmetlerine ağırlık veriyoruz." ifadelerini kullandı.

Çalıştay, yarın Anadolu Yakası'ndaki Millî Eğitim ve Diyanet personeliyle yapılacak toplantının ardından sona erecek.