Page 168 - Mustafa Kutlu Panel Metinleri
P. 168
HIKÂ YEMIZIN Y ARIM ASIRLIK YERLI SESI : MUSTAF A KUTL U 167
yapmışsın kendine. Dışarıya umut veriyorsun, içeride umut-
larını toprağa veriyorsun. Dışarıya gülümseyip mutluluk
saçıyorsun, içeride ağlayıp toprağı suluyorsun ölüsün ama
yaşıyorsun. Sonradan bilinen kıymetin, kaybettikten sonra
farkına varılan değerin, bir de kaçırılan heveslerin telafisi ol-
maz. Unutma! Unutulanlar, unutanları asla unutmaz. Dünya-
da bu kadar çok boş yer olduğu halde var olabileceğin, sana
fazlasıyla yetecek ufacık bir yer. Söyle, nasıl aşarım pişman-
lık dağlarını? Yeniden bir Nil olup taşar mıyım çöllere? Kim
giydirir başıma tacını, nihayetin kim takar bileğime hürriyet
künyesini, karada balık gibi nasıl yaşarım, söyle! Uğraşma bo-
şuna seni ancak gördükleri ve duydukları kadar anlayacaklar.
Gördükleri ancak kendi anladıkları kadarı olacak. Aşırı iyi
olma çabası sevilme ihtiyacı kadar suçluluk duygusuna kat-
lanamamakla da ilişkilidir insanlar acıyla büyür. Yaşam, be-
dende değil ruhtadır. “Canın yanmış, gülümsemişsin. Kimse
anlamamış. “ Ölüm yalnızca bedenden kurtuluştur. Zihniniz-
de neyin bedensel olmadığını ayıklayın. Gelecek için endişe
etmeyin, çünkü gelecek diye bir şey yoktur. Sadece şimdi...
Onun için anı yaşayın... Biten sadece yıllar değildi. Kitapların-
da işlediği gündelik hayatın içinden karakteriyle, iğdesiyle,
gülüyle, menekşesiyle insanı huzur dolu bir yolculuğa sürük-
leyen hikâyeleri… Mustafa Kutlu okuyucularına hayatı anlat-
mıştır. Kutlu hikâyeleriyle bir arayışı, bir davayı, zaferi, hiçliği
içimizdeki yoksulluğu vurgulamıştır. Insan uzun yolculuğa
talip olmakla başlar. Peki insan neye talip olur? Belki yokluğa
belki umuda belki hiçliğe belki yalnızlığa. Her şeyden önce
insan hayata talip olur. Aşk da vardır Kutlu’da. Âşık olan insan
canlanır, neşelenir hayatı yaşamaya talip olur. Mustafa Kutlu
hikâyelerinde bazen aşka kavuşulur bazen kurtuluşa erilir.
Nur kurtuluşa varırken Süleyman aşkına kavuşur Ali ve Mü-
nire kavuşurlar ama aşkı da ölüm ayırır. Ölüm bazen harcar
sevdiğini peki ya inanç uğruna sevdiğimizi kaybedeceğimiz,