Page 163 - Hikâyemizin Yarım Asırlık Yerli Sesi Mustafa Kutlu
P. 163

HIKÂ YEMIZIN  Y ARIM  ASIRLIK  YERLI  SESI :  MUSTAF A  KUTL U  163

               Hikâyelerinde  modernizmin  insanın  zihninde  oluştur-
           duğu büyük tahribatı ele alırken Islami kodları da dayandığı
           sağlam  temeller  olarak  gören  Kutlu’nun  zamana  bakışında
           bunun tesiri hissedilir. Ona göre zaman; dükkânına elektrik
           tesisatı bile çektirmeyen, sakin, huzurlu hayatını sürdürmeye
           devam eden, kendisine karşı yöneltilen sorulara “ Gece gece-
           dir, gündüz de gündür” şeklinde Kur’an’daki “ Gündüzü sizin
           için yeme içme ve geçinme zamanı, geceyi de bir örtü kıldık”
           ayetini hatırlatan Hafız Yaşar’ın zamanıdır.
               Mustafa Kutlu zaman ifadelerini daha çok geleneksel ifa-
           dedeki haliyle kullanır. Ilkbahar için yalnızca “bahar” sonbahar
           için “güz”der. Örneğin Uzun Hikâye kitabında şu şekilde söyler:
               “Leylakların,  zambakların  bahçelerden  fışkırdığı,  baha-
           rın  başa  vurduğu  günlerden  birinde  kasabamıza  lunapark
           gelmişti. “
               Mustafa Kutlu ‘nun hikâyelerinde bir olayın oluş zamanı-
           nın belirtilmesi gerektiğinde ya geleneksel zaman ifadeleri ya
           da belirgin bir sıralamayla belirtmenin çok da önemli olma-
           dığı “ genel” bir zaman ifadesi kullanır. Örneğin Uzun Hikâye’
           deki bir ifade şu şekildedir:
               “Ben  o  zamanlar  on  altı  yaşındaydım,  lise  bir  de.  Ince
           uzun bir oğlan. “
               Kutlu’nun hikâyelerinde “zaman ifadeleri” çoğu kez olay
           zamanını belirtmenin ötesinde, hayata dair yorumdur. Bu ifa-
           delerde amacın olay zamanını belirtmekten çok bu yoruma
           işaret  etmek  olduğu  bellidir.  Yazarın  hikâyelerinde  zaman;
           modern, daha ayrıntılı zaman ölçme birimlerine göre ifade
           edilmez. “Söyleyeceği pek çok şeyi tabiatın diliyle izah eden”
           Mustafa Kutlu, “zaman”ı da çoğu kez tabiatın diliyle gösterir.
           Onun  hikâyelerinde  “zaman”,  daha  çok  tabiattaki  değişime,
           devamlılığa, düzene göre algılanır. Bu düzene göre tanımla-
           nan, insanların eski çağlardan beri kullandığı “yıl, mevsim-
           ler, gün” gibi ana zaman bölümlerini kullanır. Zaman ifadeleri
   158   159   160   161   162   163   164   165   166   167   168