Page 167 - Hikâyemizin Yarım Asırlık Yerli Sesi Mustafa Kutlu
P. 167

HIKÂ YEMIZIN  Y ARIM  ASIRLIK  YERLI  SESI :  MUSTAF A  KUTL U  167

           yapmışsın kendine. Dışarıya umut veriyorsun, içeride umut-
           larını  toprağa  veriyorsun.  Dışarıya  gülümseyip  mutluluk
           saçıyorsun,  içeride  ağlayıp  toprağı  suluyorsun  ölüsün  ama
           yaşıyorsun.  Sonradan  bilinen  kıymetin,  kaybettikten  sonra
           farkına varılan değerin, bir de kaçırılan heveslerin telafisi ol-
           maz. Unutma! Unutulanlar, unutanları asla unutmaz. Dünya-
           da bu kadar çok boş yer olduğu halde var olabileceğin, sana
           fazlasıyla yetecek ufacık bir yer. Söyle, nasıl aşarım pişman-
           lık dağlarını? Yeniden bir Nil olup taşar mıyım çöllere? Kim
           giydirir başıma tacını, nihayetin kim takar bileğime hürriyet
           künyesini, karada balık gibi nasıl yaşarım, söyle! Uğraşma bo-
           şuna seni ancak gördükleri ve duydukları kadar anlayacaklar.
           Gördükleri  ancak  kendi  anladıkları  kadarı  olacak.  Aşırı  iyi
           olma çabası sevilme ihtiyacı kadar suçluluk duygusuna kat-
           lanamamakla da ilişkilidir insanlar acıyla büyür. Yaşam, be-
           dende değil ruhtadır. “Canın yanmış, gülümsemişsin. Kimse
           anlamamış. “ Ölüm yalnızca bedenden kurtuluştur. Zihniniz-
           de neyin bedensel olmadığını ayıklayın. Gelecek için endişe
           etmeyin, çünkü gelecek diye bir şey yoktur. Sadece şimdi...
           Onun için anı yaşayın... Biten sadece yıllar değildi. Kitapların-
           da  işlediği  gündelik  hayatın  içinden  karakteriyle,  iğdesiyle,
           gülüyle, menekşesiyle insanı huzur dolu bir yolculuğa sürük-
           leyen hikâyeleri… Mustafa Kutlu okuyucularına hayatı anlat-
           mıştır. Kutlu hikâyeleriyle bir arayışı, bir davayı, zaferi, hiçliği
           içimizdeki  yoksulluğu  vurgulamıştır.  Insan  uzun  yolculuğa
           talip olmakla başlar. Peki insan neye talip olur? Belki yokluğa
           belki umuda belki hiçliğe belki yalnızlığa. Her şeyden önce
           insan hayata talip olur. Aşk da vardır Kutlu’da. Âşık olan insan
           canlanır, neşelenir hayatı yaşamaya talip olur. Mustafa Kutlu
           hikâyelerinde  bazen  aşka  kavuşulur  bazen  kurtuluşa  erilir.
           Nur kurtuluşa varırken Süleyman aşkına kavuşur Ali ve Mü-
           nire kavuşurlar ama aşkı da ölüm ayırır. Ölüm bazen harcar
           sevdiğini peki ya inanç uğruna sevdiğimizi kaybedeceğimiz,
   162   163   164   165   166   167   168   169   170   171   172