Page 170 - Hikâyemizin Yarım Asırlık Yerli Sesi Mustafa Kutlu

170 HIKÂ YEMIZIN Y ARIM ASIRLIK YERLI SESI : MUSTAF A KUTL U

bir gün bu ülkede hakikatin üzerine çekilen kara perde yırtı-
lıp, gerçekler ortaya çıkabilirse, söylenecek ilk cümle şu ola-
caktır... “ diyen gazeteci cümlesinin devamını getiremez ama
başına bir iş geldiği için değil, düşüncelerini dilediğince ifade
edemediği için. Çünkü eğer devamını getirirse başına gele-
ceklerden korkuyor.
Işte Mustafa Kutlu dediğimiz o harika insan. Gelenek ve
siyaset gibi daha bir sürü konuyla harika kitaplar yazmış ve
yeri geldiğinde yazılarında ders vermiş, yeri geldiğinde ise
cümleleri ile iyi hissettirmiş o mükemmel yazar...
Hatun Aydemir
Hadımköy Anadolu Lisesi
9-G Arnavutköy
* * *

MUSTAFA KUTLU HİKÂYELERİNDE AŞK VE UMUT

Nefes aldıkça dolar burnuna o hoş kokusu çiçeklerin, ılık
bir meltem eser sanki umudun pençesinde. Tükenmemiştir
hâlen çözümler, bitmemiştir umutsuzluklara karşı aranan
yollar. Nefes aldıkça her zaman vardır yeni bir yol, yeni umut-
lar. Sadece bakınca anlamaz insan, görmek gerekir, hissetmek
gerekir o umutları. Lakin Mustafa Kutlu’nun Hayat güzeldir
kitabında söylenen: “Yarabbi hayat ne güzel. Ancak bizim
gözümüz kör, kulağımız sağır. Ancak dara düştüğümüzde gö-
rüyoruz o güzellikleri. “ bu satırlar gibi değil ama. Canımızla
sınansak dahi gökyüzüne baktığımızda ne kadar mavi ne ka-
dar umut dolu olduğunu görür gibi. Yağmurda el ele yürüyen
meftunlar kadar umutlu olup, karanlık günlere yüz çevirerek
meyl-i ibtisâm eder gibi bakmalıyız Dünya’ya. Hiçbir şeyimiz
olmasa dahi, bir çatışmanın ortasına düşsek dahi bir fotoğrafı
güç kaynağı edinebilmeliyiz kendimize. Sonuçta kimi sevdiği-
nin tek bir fotoğrafında bulur hayatın güzel yüzünü kimiyse
gecenin gürültüsünde bir eşsiz suret gözleri önüne serilirken.