Page 173 - Mustafa Kutlu Panel Metinleri
P. 173
172 HIKÂ YEMIZIN Y ARIM ASIRLIK YERLI SESI : MUSTAF A KUTL U
beraber güldüğün dostunu kaybedebilir misin? Mustafa tüm
bu sorular karşısında kendinden vazgeçip, mutluluğunu bir
kenara atıp ölüm döşeğinde bulunan dostunu seçiyor. Celal’in
yaptığı kolyeyi veriyor Ayla’ya. Ayla da birer şiir gönderiyor
Celal’e. Ve aşk her zamanki gibi bizi mutlu etmiyor, aksine
sanki yüreğimize birer kor bırakıyor. Mutluluğu değil geceler
boyunca sürüp giden yalnızlıkları öğreniyoruz. Hayallerimizi,
umutlarımızı yitirmeyi öğreniyoruz. Kazanmayı değil, kay-
betmeyi öğreniyoruz.
Peki sadece belirli bir cinsiyete duyulan bağlılıktan iba-
ret midir aşk? Bir insan işine, mesleğine, hedeflerine, dinine
aşkla bağlı olamaz mı? Mutluluğu ve umudu bunlarda yaka-
layamaz mı? Çoğu kişinin de katılacağı üzere ne olursa olsun
dinimizle olan bağımızı koparamayız, koparmak istemeyiz.
Bunun en güzel örnekleri Sır hikâyesinde ele alınmaktadır.
Köyünde belirli bir mertebeye ulaşmış bir adam var bu ki-
tapta. Istemediği ve üstesinden kalkamayacağına hemfikir
olduğu bir görevi sırf Allah için, dinine olan sonsuz bağlılığı
için üstlenmek durumunda kalıyor. Mesleğimize karşı duydu-
ğumuz aşktan da bahsetmiştim hatırlarsanız. Bunun da bir
örneğini yine Mustafa Kutlu’nun kitaplarında görmek müm-
kündür. Örneğin Kutlu’nun bir kitabında Ali adındaki karak-
terimiz hayatını idame ettirdiği küçük kasabasına bir kitapçı
açmıştır. Bu küçük kitapçı hiç satış yapamamış ve neredeyse
batma noktasına gelmiştir. Buna rağmen Ali hâlâ mesleğini
bırakma girişiminde bulunmamıştır. Ali’nin batma noktasına
gelmesine rağmen hâlâ mesleğini bırakmaması işine karşı
duyduğu aşka en büyük örnek değil midir?
Kısaca hem hastalık hem sağlık gibidir aşk, önce üzer
ağlatır sonrasında mutlulukla sınar insanı. Hem gece hem
gündüz gibidir aşk. Önce karanlığa boğulur, sonra da aydınlı-
ğın sevincini tadarsın. Hem gülmek hem ağlamaktır aşk. Tam
oldu zannedersin, geleceğe karşı duyduğun umutlar tekrar-