Page 158 - Mustafa Kutlu Panel Metinleri
P. 158
HIKÂ YEMIZIN Y ARIM ASIRLIK YERLI SESI : MUSTAF A KUTL U 157
“... Pembe Hanım mesela. Ömründe ne pastahaneye gitmiş
ne de randevuya geç kalmıştır. Bütün işi çoluk çocuk, bulaşık.
Onu ne diye küçümsüyorsun yahut ona ne diye acıyorsun?
Bulaşıktan şikâyet eden kadınların yüzde doksan dokuzu ha-
yatında üç beş defa bulaşık yıkamışlardır. Öbürlerinin adına
konuşmayı nereden çıkarıyorsunuz... Basit olarak nitelenen
halk, sınırlı küçük dünyaları içinde huzurlu. Huzursuz olanlar
‘Faize- Sevim’ son defilesini kaçıranlarla, bütün eczanelerde
sabahtan akşama kadar salatalık kremi arayanlar.”
1970 yılında yazdığı “Ortadaki Adam” kitabından bir ke-
sit olan bu sözler o zamanlarda yeni yeni başlamış olan femi-
nizm görüşüne bir başkaldırıştır. Geleneksel yaşam biçimine
sıkı sıkıya bağlılığın en yoğun olduğu Anadolu zamanlarında
kadınların okutulmadığı, evlere mahkûm edildiği zamanlar
içerisinde bu cümlelerin kadın hareketini yermek için olduğu
dosdoğru gösterilmiştir.
Tüm bunların dışında Mustafa Kutlu yazdığı birçok kita-
bında geleneksel değerleri işlediği için hemen her eserinde
evli kadınlara rastlanmaktadır. Işte bu yüzden ben Mustafa
Kutlu’nun bu tutumunu ahlaki değerlere verdiği kıymete ve
aile birliğine olan inancına bağlıyorum. Biliyorsunuz ki kadın
ailemizin en önemli hamuru. Dolayısıyla kadın meselesine
karşı bu tutumunu kendi içerisinde tutarlı buluyorum.
Mustafa Kutlu’nun kitaplarında şehirli kadın ile taşralı
kadın arasında da maalesef ki eksik bir kıyas var. Kentli ka-
dınlar şehirleri yaşanılamaz hale getirenler olarak resme-
dilmiş. Bu konu üzerinde “Ortadaki Adam” kitabında şöyle
geçer: “Bütün kadınlar şehirleri yaşanılmaz hale getiriyor-
lardı. Mağazalar, berberler, butikler, diskotekler... Kendini az
bir kişiye, ah bir kişiye beğendirebilmek için... Tahtakuruları.
Gaz döküp yakmalı hepsini. Dünyada her şey kadının eseriy-
miş. Hah hah ha...” ve eğer şehirde sanatla uğraşan kadınlar
arasındaysanız aslında sanattan ne kadar uzak olduğunuzu,