Page 154 - Hikâyemizin Yarım Asırlık Yerli Sesi Mustafa Kutlu
P. 154

154    HIKÂ YEMIZIN  Y ARIM  ASIRLIK  YERLI  SESI :  MUSTAF A  KUTL U

           bu yazarlardan ayırmak mümkün değil. Mustafa Kutlu’nun da
           eserlerinde felsefi bir altyapı mevcut. Bu altyapının da mima-
           rı Nurettin Topçu yaklaşımıdır. Nurettin Topçu, metot ve an-
           layış bakımından hareket felsefesini savunur. Hareket felsefe-
           si ise insanoğlunun kurtuluşunu, ahlaki ve moral değerlerin
           yükselişinde gören spiritüalist bir felsefe akımıdır. Mustafa
           Kutlu hikâyelerindeki felsefi altyapı, oldukça samimi bir dille
           aktarılıyor. Kutlu, hikâyelerinde didaktik bir tarz benimsemi-
           yor. Bunun yerine okuyucu ile samimi bir bağ kurarak hayatın
           acı gerçeklerini ve duru güzelliklerini sade bir dille anlatmayı
           amaçlıyor. Birçok eserinde Anadolu halkının kültürü ve gele-
           neğine ait metaforları melodramik unsurlarla harmanlayarak
           birazdan bahsedeceğim pek çok önemli kavram üzerine fel-
           sefi okumalar yapabilmemize olanak sağlıyor.
               Bunlardan ilk olarak modernizmi ele alalım. Modernleş-
           me sonrası yozlaşan geleneksel değerlerin karanlığında ken-
           di özünü yitiren modern kentli insanın bunalımı, gittikçe ya-
           paylaşan insan ilişkileri, sonu olmayan bir yabancılaşma dön-
           güsü… Maddi kaygılarla zihnimize kara bir perde çekiyoruz.
           Varoluşumuzu anlamlandırma çabası ile tek başımıza çıkmış
           olduğumuz kimlik arayışı serüveninde özgürlüğümüzü yitiri-
           yoruz. Belki içtenlikle arzuladığımız pek çok şeyi elde ediyo-
           ruz ancak sonrasında sahip olduklarımızın kölesi oluyoruz.
           Mustafa Kutlu; özgürlük, yalnızlık, yabancılaşma, ölüm gibi
           pek çok kavramı inanç ile yoğurmuştur. Varoluşçu temaları
           seçmiş ancak tipik bir varoluşçu felsefeci gibi dünyayı algıla-
           mamıştır. Nietzsche ve Sartre gibi hiççi, Tanrı’dan bağımsız
           bir varoluş düşünmez. Ilahi olanla varoluş felsefesini sentez-
           lemiştir.  Bunu  yaparken  de  halkın  ortak  duygularına  hitap
           etmiştir. Bilinçli olarak kullandığı sade anlatım dili ise eser-
           lerinde karşılaştığımız olguların altında yatan anlamların fel-
           sefi derinliğini rahatlıkla kavrayabilmemize olanak sağlıyor.
           Bazen küçük detaylarla ruhumuzu hafifletiyor, bazen de ya-
           nımızdan geçip giden yaşamları ve duygularımızı yoğun bir
   149   150   151   152   153   154   155   156   157   158   159