Page 150 - Hikâyemizin Yarım Asırlık Yerli Sesi Mustafa Kutlu
P. 150

150    HIKÂ YEMIZIN  Y ARIM  ASIRLIK  YERLI  SESI :  MUSTAF A  KUTL U

           temizlemeyeceğiz, tarla sapan yok, evden işe işten eve. Belki
           arada “lüks” bir restoranda yemek yeriz. Belki “pahalı” ayak-
           kabılar, giysiler. Herkesin altında “son model” bir araba. Belki
           benim de olur hevesiyle mi köyden indiler şehire? Mustafa
           Kutluʼnun yine Beyhude Ömrüm’de “Ama millet köyden umu-
           du üzmüş bir kere. Hele gençler, bir an önce çekip gitmek,
           Istanbul gurbetinde mekân tutmak istiyor. Öyle ki, bağlasan
           durmazlar.”  Dediği  gibi  mi?  Işte  köy  ile  kent  arasındaki  en
           büyük savaş budur. Şehrin daha rahat olduğunu, çalışmanın
           az tembelliğin fazla olduğunu, herkesin mutlu, huzurlu oldu-
           ğunu. Ama hepsi hayal kırıklığına uğradılar. Şehir, yozlaşmış
           kalplerin bulunduğu, güzel hayat için paranın lazım olduğu,
           para içinde her türlü kötülüğün yapılabileceği bir yer. Günü-
           müz, köyleri ve köylüleri her zaman farklı görmüştür. Hatta o
           kadar çok alışıldı ki bu duruma köyde yaşayanlar bile kendi-
           lerini şehirliler gibi olamayız diye düşünüyor. Aslında bütün
           insanlar eşittir. Kimse kimseyi yaşadığı veya doğduğu ortama
           göre yargılayamaz ve suçlayamaz. Köyler ve büyük şehirler
           arasında sadece gelişim farkı vardır. Aslına bakarsanız ben-
           ce her yerin büyük şehirler gibi gelişmemesi iyi bir şey. Ne-
           den diye sorarsanız; şehirler gürültülü, kalabalık, çoğu yerde
           komşu kültürü bile olmayan yerlerdir. Ama köyler sakin, az
           kişinin sıcak bir şekilde birlikte yaşadığı, şehirin aksine ge-
           lenek ve göreneklere bağlı yerlerdir. Eğer ki her yer gelişmiş,
           teknolojik  yerlere  dönüşseydi  erdemlerimiz,  kültürümüz,
           birlikteliğimiz bozulup yok olacaktı. Bizler için, kafa dinleye-
           bileceğimiz, özümüze dönebileceğimiz yerler lazımken, tam
           tersine el ele vermiş o yerleri değiştirmeye çalışıyoruz. Insan-
           lığın bu zihniyeti değişmeden insanlık değişmeyecektir. Köy
           ve şehir arasında hep soğuk bir savaş olacaktır.
                                                    Yağmur Coşkun

                                         Fatma Talip Kahraman Kaihl
                                                      9/A Çekmeköy
   145   146   147   148   149   150   151   152   153   154   155