Page 147 - Mustafa Kutlu Panel Metinleri
P. 147
146 HIKÂ YEMIZIN Y ARIM ASIRLIK YERLI SESI : MUSTAF A KUTL U
de Allah korkusu, korku ve acziyet bilincinin yanında, onun
sevgisi ve muhabbetiyle onurlanmış bir milletiz. Bizlere şah-
siyetlerimizi veren de Islam olmuştur. Toplumumuz; değerle-
rine, dünya görüşüne, şeref ve haysiyetine sahip olmak isti-
yor ise, öncelikle kimliğini bilmelidir. Yarım yamalak bilmek,
hiçbir şey bilmemekten farksızdır. Islam’ın şuuruyla hareket
eden insan, her daim güçlü olmayı değil, onurunu koruma-
yı ister. Zaten güç de bize göre; tok gezmekle, para sahibi ol-
makla açıklanabilecek bir kavram olmamıştır. Inkılaplarımız
da, geçmişe dönüşümüz de bu şuurla olmalıdır ki, bahçemiz
için topladıklarımızı zehirli mantarlardan, kokuşmuş otlar-
dan ayıralım. “Ne mutlu hüzün ehli olanlara. Ne mutlu göz-
yaşı dökenlere. Ne mutlu daima dua halinde bulunanlara…”
(Mustafa Kutlu, Ilmihal yahut Arzuhal)
Ayşe Turan
Güzelyurt Kız Anadolu Imamhatip Lisesi
11-B Esenyurt
* * *
MUSTAFA KUTLU’DA ARAYIŞ
Sonu olmayan bir koridordasın, etrafta binlerce sır sak-
layan kapılarla çevrili bir koridor... Elbet başta ne yapman ge-
rektiğini bilmeyecek ve toy olacaksın fakat korkma ve çal bir
kapıyı. Açılıyor ve önüne bir tohum düşüveriyor, sonra başka
bir kapı ve yine bir tohum... Tüm tohumları toparlıyorsun ve
isim veriyorsun. Peki, ben neredeyim? Var mıyım, yok mu-
yum? Gerçek miyim, değil miyim?
Cevher miyim, âraz mıyım? Sayısızca isim... Zaman geçi-
yor tohumlar büyüyor artık bir fidan oluyor, tarlan yeşeriyor.
Vakit durmak bilmiyor, sen de durmuyor ve fidanlarını bil-
gilerinle besliyorsun. Fidanlar uzuyor yıllar geçiyor bir ba-
kıyorsun kocaman bir ormanın var. Ismini kendin koyduğun
tohumların hepsi orman olmuş ve sen o ormanın içinde fark
etmeden sincap olmuşsun.