Page 146 - Mustafa Kutlu Panel Metinleri
P. 146
HIKÂ YEMIZIN Y ARIM ASIRLIK YERLI SESI : MUSTAF A KUTL U 145
elinden alan bir şey.” 4(Ya Tahammül Ya Sefer, Mustafa Kutlu)
Kudret Ilhan’ın vücudunda varlığını gösterirken, kimi zihin-
lerde örtülmüş düşüncelerin, hakikatlerin de örtüsünü ara-
lar, o karanlık uyku halini aydınlatır. Insan hakikati ancak gör-
mezden gelebilir, varlığına son veremez. Namazda dünyalık
düşünen nefsine kızıyorsun Seydali, iş bulmak, daha çok doy-
mak, daha çok yaşamak güdüleriyle donatılmış bir düzende
nasıl koparabilirsin beynine geçirilmiş prangaları. Oysa “Is-
lam’da işçinin şahsiyet, şeref ve haysiyeti korunmuş, emeğin
ve işin değeri yüceltilmiştir” diyordu imam. Nasıl olur, bu dü-
zen bize uygun değildir. Islama uygun değildir çünkü batıdan
çıkmadır. Dava peşinde koşanlar, atılınca dünyaya, unutmuş-
tur, hatırlanılanlar kimisi için komik bir gençlik hevesi olup
çıkmıştır. Lakin dava bir gençlik hevesi değildir. Ancak öyle
olursa kolayca savrulur, dağılır. “Içinde olması gereken bir şe-
yin kaybından hangi mağaraların ücrasına saklandığımı, ora-
dan hiç çıkmamak üzere kendime davalar aradığımı anlıyo-
rum. Her şeyimi tamamlayacak olan o şey. Ancak onunla var
olabilirim.” Tamamlanacak olan şey, yapılan tahsillere, alınan
diplomalara anlam kazandırabilecek yegâne şeydir. “Hicret
ve niyetin kimin için?” Insan, bunun arayışındadır. Dolayısıy-
la dava, zihniyetin bir sonucu ise, insanın hayatı kendiliğin-
den davaya hizmet edecektir.
Olmuş ki, dava amacından sapmış, paranın, şöhretin esiri
olmuş, efendi bunu fark ettiği anda, dervişin iç hesaplaşması
için kendini dağlara vurması misali, sırrolmuştur. “Mademki
içinde bulunduğun kimse sana feyz vermiyor; terke mâni olan
ne?” (Mustafa Kutlu, Yoksulluk Içimizde) Yeni bir ufuk açma-
lı, bir başka insan olmalı ki bir başka dünya olsun. Moderni-
tenin elinde yetişen birinin özüne dönüşünün ilk basamağı
da bu olacaktır. Engin Süheyla’dan çıkıp arayışa girmiştir. Ne
eski Engin vardır artık ne de baktığı dünya eski dünyadır. Her
şey, çözülmesi gereken bir şiir gibidir artık. Bizler, kalplerin-