Page 107 - Mustafa Kutlu Panel Metinleri
P. 107
106 HIKÂ YEMIZIN Y ARIM ASIRLIK YERLI SESI : MUSTAF A KUTL U
âşığı) olan doktora “Ya sen ya kitapların bu evde kalabilir”.
Derler ki bu kitap aşkı başka bir aşk, daha doğrusu ortak ka-
bul etmezmiş. Kitap aşkı başka sevda kaldırmaz. Iki karpuz
bir koltuğa sığmaz. “Kitapsever mücerret bekâr kalmalıdır”
der Mustafa Kutlu. Nihani mahlası ile şiirler yazdığı yıllarda
hareli gözleri ile Nigâr çıkagelmişti. Karısı, ona yazdığı şiir-
leri bir defterde toplamıştı. Adını bile koymuştu: Nigaristan.
Ama karısı kütüphaneye değil, hele şiire hiç değil, arabalara
ve Avrupalara doğru yürümüştü. Mustafa Kutlu’nun “Beyhu-
de Ömrüm” adlı hikâyesinde karısı bir bahar kasabanın ka-
rakolunda görevli bir jandarma gediklisiyle kaçmış. Hacı Ali
de peşlerinden…Dönüp geldiğinde bir deri, bir kemik imiş.
“Yaşamaz bu” demişler, ince hastalığa yakalanmış. Öldür-
meyen Allah öldürmez ve insanoğlu ne dertlere katlanır. O
hâlinden sonra kendini çiçeklere, kuşlara vurmuş adam. Bir
nevi Ferhat’a dönmüş. Şirin’e; adam ise bahçeye sevdalı. Bah-
çenin sevdası içinde dal budak sarmaya durmuştu. Sonuçta
herkesin aşkı kendine özgüdür. Aşka aşk diyebilmek için in-
sana ihtiyaç yoktur. Mustafa Kutlu’nun “Chef” adlı kitabından
Hüseyin Hüsnü Bey oto galerisinin önünde her gece, her gece
otomobillere bakan, bakmaya doyamayan Hüseyin’in otomo-
bil aşkı… Bu aşk ile her gece kafayı bulup sevdiği kızın evinin
önünde sabahlayan Mecnunlar gibi, bir türbe etrafında aşk
ile dönen dervişler gibi… “Memur Bey, yanlış anladınız, ben
hırsız değilim, âşıkım, âşık” diyerek, konuştukça batarak…
Mustafa Kutlu’nun “Arka Kapak Yazıları”nda makinist ve tren
biran için göz göze gelirler. Makinist ona sarılmayı, kucakla-
mayı, okşamayı geçirir aklından. Sonra cayar, umarsız ham-
leyi içine gömer, ıslanan gözlerini siler, alacakaranlıkta belli
belirsiz bir veda selamı gönderir sadece lokomotifin yürek
ürperten homurtusu, üzerinden sular damlayan yağlı-kara
görüntüsü, beyaz buğulara bulanmış koca gövdesi. Çocuk kal-
binde sevimli bir dev imajı barındırıyordu oysaki. Ama şimdi
veda vaktiydi. Hep ayrılıklara şahit olan bu tren bu sefer ken-