Page 103 - Mustafa Kutlu Panel Metinleri
P. 103
102 HIKÂ YEMIZIN Y ARIM ASIRLIK YERLI SESI : MUSTAF A KUTL U
kanı da gelsin efendimizle çorba içsinler.” demişler. Bunları
duyunca ferahlamak için kendini can havliyle dışarı atıp boy
aynasında kendini görmüş. Aynada kendine bakarken kalbini
de gören efendinin orda ne gördüğünü bilmiyoruz ama o an-
dan sonra sarığını çıkarıp dergâhı terk ettiğini biliyoruz.
Kutlu ve Edebî Kişiliği
Yolda giderken rastladığınız bir çeşmeden içtiğiniz bir
suyun ferahlığını yaşatan bir yazardır Mustafa Kutlu. Kitap-
larında sanki basit şeylerden söz eder ve esasında hakikaten
de öyledir. Hiçbir abartma yoktur tasvirlerinde. Her zaman
geçtiğimiz yolları, yürüdüğümüz sokakları, tezgâhta oturmuş
siftah yapmayı bekleyen esnafı olanca doğallığıyla anlatır. Kı-
saca insan ve insanın muhatap olduğu her şeydir konusu.
Mustafa Kutlu da her yazar gibi ilk eserinden itibaren
değişim göstermiştir. Ilk kitaplarında insanın huzur arayışı
ve bunu dine bağlaması konu alınır. Sonraki kitaplarında ise
tabiat- insan ilişkisi işlenir ve insanı boğan şehre isyan eder.
Köy – kent sorunsalları işlenir. Bu temalardan da anlaşılacağı
gibi yazarı çevreci olarak nitelemeye yeten çok sayıda par-
çalar bulunur. Ancak gerçekle hayal çatışma hâlinde değil.
Gerçeği kabul ediş fakat hayalden ve yaşanmış anların güzel-
liğinden kopamayış eserlerinde hâkimdir. Bence sergilediği
bu duruş onu idolü Ahmet Hamdi Tanpınar ve genel olarak
modernistlerden ayıran en büyük farklılığıdır.
Mustafa Kutlu’nun Türk öykücülüğünde en önemli ayırt
edici özelliği sergilediği Şark hikâyeciliği tavrıdır. Bu yaklaşı-
mıyla Cumhuriyet Dönemi Türk hikâyeciliğine yeni bir soluk
getirmiş ve Türk halkına ait kültür ve ruh iklimini eserlerin-
de yaşatmıştır. Daha ilk eserlerinden itibaren kuşağının ço-
ğunluğunun etkilendiği varoluşçuluk, bulantı, kafkaesk gibi
akımlardan uzak durmuş; bu akımların Türk halkının maya-
sına uygun olmadığını söylemiştir.