Page 108 - Mustafa Kutlu Panel Metinleri
P. 108
HIKÂ YEMIZIN Y ARIM ASIRLIK YERLI SESI : MUSTAF A KUTL U 107
disi ayrılıyordu. Annesinden, ailesinden belki de sevdiğinden
ayrılan insanları taşımanın vakti artık dolmuştu. Makinist
karanlık atölyenin ışıklı kapısına, güne ve güneşe, hayatın
hay huyuna doğru sırtını kamburlaştırmış bir emekli olarak
yürürken, 5402 köşesinde derin bir “ah” çekerek son nefesini
verir. Aşkın en acı yönü belki de bir gün onu kaybedecek olma
hissiyle yaşamaktır. Ne de olsa geçiciyiz hepimiz bu dünyada.
Ama önemli olan bedenler yaşamlarına son verse de kalpte-
ki o aşkın bir an olsun yaşamına son vermemesidir. Musta-
fa Kutlu’nun yine “Chef” adlı kitabında aşkı ifade kabiliyeti
olmayan Özgür’ün “Sanat yok, edebiyat yok. Ne diyeceğimi
bilemiyorum” diye telaşlanmasından sonra “Çok beğeniyo-
rum” demesidir. Konser çıkışı Seda’yı evine kadar götüren
Özgür, ayrılırken bu defa yanağından öper sonra sarhoş gibi
sokaklara vurur kendini. Çatlak sesiyle bildiği bütün türküle-
ri bağıra çağıra söyler. Mahalleliden “Oha!Oha!” sesleri yük-
selir. Saat gecenin kaçı acaba? Ne bilsin Özgür? O, çılgın dü-
şüncelere kapılmıştır. Zamanı unutmak buna derler işte. Aşk
herhalde…Biri sana ağır bir söz söyler, biri sana ağır bir yük
yükler, biri seni över de göklere çıkarır, biri sana mâni olmak
ister, biri seni çekip götürmeye çalışır, biri önüne engeller yı-
ğar, bir başkası para yığar, biri der ki aç kalırsın, biri der ki
yapamazsın, biri der ki olmaz, imkânsız. Aşk da bu imkânsız-
lıklar zincirine sebep olan veya bu söz birikintilerinin hepsini
kulak ardı eden bir duygudur. “Seni uzaktan sevmek aşkların
en güzeli” diyor şarkı. Doğru mu? Mustafa Kutlu’nun “Iyiler
Ölmez” adlı kitabında Civan için öyle uzaktan kısa süreliğine
sevmek kabullenmek. Evet, aşk çok açık bir kavramdır aslın-
da. Herkesin kendine göre farklı olarak yorumlayabileceği,
değineceği uçsuz bucaksız bir diyardır.
Hatice Atırak
Nevzat Ayaz Anadolu Lisesi
9-B Ümraniye