Page 45 - akademi-dergisi-ekim-2024
P. 45

BUGÜN DEĞİLSE


              NE ZAMAN?

              Erhan GENÇ




                  “BİZİ YALNIZ KOYMADINIZ.” DEDİ İÇLERİNDEN EN YAŞLI OLANI.
                     ŞEHRİN DARMADAĞIN HALİNE DÖNÜP UZAKLARA DALDI.
                       “BU VATANIN EVLATLARI YÜZYIL ÖNCE DE BURALARI
                                 YALNIZ BIRAKMAMIŞTI ZATEN.”

                                 Maraş Depreminde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza...



              Haberler geldikçe durduğumuz yerde   da demedi. Hepimizin içinden geçen
              duramıyorduk.  Göğsümüze  bir  öküz   cümle  aynıydı  çünkü.  “Bugün  değil
              oturmuş,  mütemadiyen  kalbimizi  ve   de ne zaman?”
              ciğerlerimizi  sıkıştırıyordu.  Nefes  al-
                                                 “Bugün  değilse  ne  zaman?”  diyerek
              mak  mümkün  değildi  haberleri  gör-
                                                 yola  çıkan  on  kişiydiler.  Biri  imam-
              dükçe.  Elinden  bir  şey  gelmemenin
              ne demek olduğunu belki de ilk defa   dı,  diğerleri  köyün  gençleri.  Başlarını
              anlıyorduk. Bazen bakışlarımız birbi-  Mehmet çekiyordu. Kara Mehmet. Bir
              rimizle kesişiyor, herkesin zihninden   gece yatsı namazı sonrası bütün köyü
              benzer  şeyler  geçtiğini  birbirimizin   camiye  toplamış  ve  o  soruyu  herke-
              gözlerinden anlıyorduk.            se  yöneltmişti.  “Bugün  değilse  ne  za-
                                                 man?”  Caminin  kubbesinde  yankıla-      ÖYKÜ
              Bir  sandalyede  oturuyor,  bir  kalkıp
                                                 nan sorunun ardından herkes birbirine
              volta  atıyordum.  Telefondan,  tele-
                                                 bakmış, başlar olgunlukla sallanmıştı.   43
              vizyondan,  kulaktan  kulağa  yayı-
                                                 Başka soru sormadan hazırlıklara baş-
              lanlardan  uzak  durursam  geçer  dü-
                                                 lamışlardı.  Herkes  seferber  olup  elde
              şüncesiyle  dışarı  çıkıyor,  bir  sigara
                                                 avuçta var olan silahı, mühimmatı sa-
              tellendiriyor fakat yine dayanamayıp
              geri  dönüyor  ve  haberleri  gözlerimi   baha kadar köy meydanında toplamış-
              kırpmadan  ve  içimdeki  sıkıntıyı  art-  lar, eşlerle çocuklarla kısa bir vedalaş-
              tırdığını bilerek takip ediyordum. Ne   manın  ardından  yola  koyulmuşlardı.   İSTANBUL AKADEMİ DERGİSİ
              yapabileceğimi  düşünürken  birden   Kısaydı vedaları, çünkü kutlu bir yol-
              odadakilere  dönüp  “Haydi!”  dedim.   culuktu çıkılan. On kuvvetli genci, on
              “Gidiyoruz.” Tüm gözler bana döndü.   memleket sevdalısı genci onlarca köylü
              Kimse  nereye  demedi?  Kimse  nasıl   uğurlamıştı.
   40   41   42   43   44   45   46   47   48   49   50