Page 51 - Hikâyemizin Yarım Asırlık Yerli Sesi Mustafa Kutlu
P. 51

HIKÂ YEMIZIN  Y ARIM  ASIRLIK  YERLI  SESI :  MUSTAF A  KUTL U  51

           tarzlarının  ve  mekânın  insan  psikolojisine  etkisini  açıkça
           gözler önüne serer usta yazar.
               “Mavi Kuş”ta taşra, önemli bir yer tutar. Yazarın ifadesiy-
           le:“O yıllarda taşra böyledir. Küçük ve sıcak. Yoksul ve samimi.

           Içedönük ve derin. ” Taşraya atfedilen sıcak, samimi ve derin
           sıfatlarında yazarın yine kent ve köy zıtlığında köyden taraf
           olduğunu sezeriz. Yazar, taşrayı güzel bir surette göstermekle
           aslında, şehir hayatına da göndermeler yaparak sosyal terci-
           hinin taşra olduğu bilgisini okuyucularla paylaşmaktadır. In-
           san sosyal olarak değişecekse de bunun kendi doğduğu yerde
           olmasından yanadır.
               Modernizmin kölesi olmuş bireylerin değişim ile birlikte
           sıkıntılı  hayatlarının  kentsel  çevre  bağlamındaki  ilişkilerine
           ışık tutmaya çalışan Kutlu, aynı zamanda sosyal değişime uğ-
           rayan insanları ve kentin kalabalıkları içinde diyaloglarını kay-
           betmiş, gecekondularda yaşamaya terk edilmiş, göçle gelen kır
           insanının hayata tutunma çabalarını dile getirir. Kentin ücra
           semtlerinde veya gecekondu mahallelerinde oturmak zorun-
           da olanlar, fabrikalarda çalışırken kentlilerin çoğu açıdan önde
           oluşları onların üzerinde daha derin bir bunalım tesiri yarat-
           maktadır. Kent yaşamını bilmeden bu hayata özenen çocukla-
           rın ya da gençlerin evden kaçışları Kutlu’nun hem “Beyhude
           Ömrüm ”adlı hikâyesinde hem de “Sır”da dile getirilmektedir.
               “Sır” adlı hikâye kitabı 8 bölümden oluşur. Bu hikâyede
           tekkelerin zamana yenik düşmesinin meydana getirdiği so-
           runlarla şeyhin ortadan kaybolup sır olması anlatılır. Ayrıca
           tekkeler ilerleyen zamanla birlikte kendini çağa göre konum-
           landıramayan tüm kurumlar gibi çöküşe geçmiştir. Bu sorun-
           larla beraber asli görevini yapamaz hâle gelmişlerdir. Sonuç
           olarak tekke kültürü yok olmaya yüz tutmuştur. Sır’da top-
           lumumuzda sosyal değişme olgusundan en az etkilenmesi
           beklenen bir dinî kurum ve temsilcilerindeki değişim işlen-
           miştir.
   46   47   48   49   50   51   52   53   54   55   56