Page 46 - Hikâyemizin Yarım Asırlık Yerli Sesi Mustafa Kutlu
P. 46

46    HIKÂ YEMIZIN  Y ARIM  ASIRLIK  YERLI  SESI :  MUSTAF A  KUTL U

           ve yeri gelince kelimeleri ile gerçekliği tuzla buz eden Kutlu,
           aslında kurgusal gerçekliğin ihtişamını gözler önüne sermeyi
           amaçlamıştır.
               Bu  anlattığım  konunun  en  güzel  örneklerinden  biri  de
           “Hüzün ve Tesadüf” adlı romandır. Kitapta geçen hikâyeler-
           den biri olan “Kambur Hafız ve Minare”de karakter kahveha-
           nede anlatılan bir öykünün kendi öyküsü olduğunu, hikâyede
           tamamen kendisinin anlatıldığını düşünmüştür. Yani karak-
           ter kurgunun inandırıcılığına düşmüş, daha sonra bizler de
           onun düşüşünden etkilenip kurguya kapılmışızdır. “Ya şimdi
           bu, bu hikâye beni mi anlatıyor?” diye arkadaşına sormuş. Bu
           düşüncesini destekler nitelikte “Adam kambur, üstelik hafız,
           hemi de benim gibi müezzin. “ diyerek Hafız burada aslında
           bizim  kurguda  kendi  yansımamıza  verdiğimiz  tepkiyi  ver-
           miştir. Yani Kutlu, kurgunun karakteri ile okuyucunun yakın
           olmasını kullanarak gerçekliğin gururunu ayaklar altına al-
           mıştır. Daha sonra Hafız, minareye ezan okumaya her çıktı-
           ğında tıpkı anlatılan hikâyedeki gibi başı dönüyor ve intihar
           edeceğini düşünüyormuş. “O günden sonra Ali (yani Kambur
           Hafız) artık minareye çıkmak için üşenmeye başladı. Üşen-
           mek değildi işin aslı, hâlinden endişeleniyordu. Her seferinde
           o sürmeli gözleri geçip karşısına dikiliyor genç ömrünü yiyip
           bitiren sevda ateşi şerefeye kadar yükselip, bütün benliğini
           kavuruyordu.”  sözleri  ile  karakterin  kurgunun  gerçekliğin-
           de  boğulduğunu  ve  kurgunun  inandırıcılığına  hapsolduğu-
           nu  bize  anlatmaya  çalışmıştır  Kutlu.  Karakter  daha  sonra
           kendisine anlatılan hikâyenin yazarı olan Kutlu’yu bulmaya
           Istanbul’a  gitmiştir.  Kutlu  burada  kurguya  kendini  katarak
           kurgunun gerçekliğini arttırmaya ve kurgu içinde kurgunun
           gücünü bize aktarmaya amaçlamıştır. “Benim yazımı yazmış-
           sın,  yakışıksız  bir  şey  olmuş.  “  sözlerinden  de  anlaşılacağı
           üzere  Hafız,  Kutlu’yu  bulmuş  ve  onunla  konuşmaya  başla-
           mıştır. Kutlu bu soruyu, “O bir hikâye. “ diyerek yanıtlamıştır.
   41   42   43   44   45   46   47   48   49   50   51