Page 48 - Hikâyemizin Yarım Asırlık Yerli Sesi Mustafa Kutlu
P. 48

48    HIKÂ YEMIZIN  Y ARIM  ASIRLIK  YERLI  SESI :  MUSTAF A  KUTL U

           cu arasında geçen bir konuşmayı yazmıştır. Kutlu, “Hem ben
           Suna Hoca’nın hidayete ereceğini nereden bilebilirim. “ de-
           miş. Ardından buna karşılık okur, “ Yazar değil misin? Yaz,
           ‘erdi’ de. “ sözlerini söylemiştir. Hemen sonra Suna, “Sanat
           uydurma bir şeydir. Lakin etkili olmak için gerçekten daha
           gerçek olmalı denir. Öyle de oldu. Işte, okur beni gerçek sanı-
           yor. Ama ‘hakikat’ başka. “ sözleriyle gerçekliğin ensesine ağır
           bir darbe indirmiştir. Okur ise “Nedir o? “deyince Suna, “Sa-
           nat bizi hakikatin eşiğine kadar taşır ondan sonrası dua, yani
           din. “ sözlerini söylemiş ve aslında kurgunun bir zaman sonra
           gerçek olduğunu anlatarak kurgusal gerçekliğe olan inandırı-
           cılığın sırtını sıvazlamıştır. Kısaca Suna'nın gerçek olmadığını
           ama kurgunun gerçekliğinin çeldirici olabileceğini anlatmaya
           çalışmıştır.  Yazar,  Suna’nın  yaşamına  karar  veremeyeceğini
           söyleyerek onu hakiki kılmayı amaçlamıştır. Okurun konuş-
           malarından biri olan “Kahraman yazara başkaldırdı diyorsun,
           saçmalık bu!” sözleriyle bizim kurgunun tuzağından kurtul-
           duktan  sonra  verdiğimiz  tepki  anlatılmaya  çalışılmıştır.  Ki-
           tabın sonuna doğru Suna, “Benim için dua edin. “ demiş ve
           kurgu yine güç kazanmıştır.
               Son  bir  örnek  olarak  Kutlu’nun  “Mavi  Kuş”  adlı  roma-
           nında gerçeklik son bir hamle ile tahtından olmuştur. Kita-
           bın başlarında yazar, “Al işte, bu yazarçizer takımı böyledir!
           Ağzının  söylediğini  kulağı  işitmez.  Her  sahada  bilir  bilmez
           ahkâm kesmeye kalkar. “ sözleriyle kurguyu kenara bırakıp
           kendini  eleştirmeye  başlamış  ve  bizi  kurgusal  gerçekliğin
           kapısına bırakmıştır. Daha sonra kitapta anlatılan olayların
           hepsinin bir film olduğunu söyleyen Kutlu bunu şu sözlerle
           ifade etmiştir: “Tam bu sırada yüksek bir ses ‘stop’ diye ba-
           ğırır. Işıklar yanar. Meydandaki sahnenin bir film seti olduğu
           anlaşılır. Hemen sonra film setinin yönetmeni araya girer ve
           ‘Işte bu umutsuz bir çabadır. Biz elbette biliriz ki aynada olu-
           şan görüntüyü sağlayan şey, aynanın arkasını kaplayan sırdır.
   43   44   45   46   47   48   49   50   51   52   53