Page 44 - Hikâyemizin Yarım Asırlık Yerli Sesi Mustafa Kutlu
P. 44

44    HIKÂ YEMIZIN  Y ARIM  ASIRLIK  YERLI  SESI :  MUSTAF A  KUTL U

           “alt sınıftan” olan insanların ulaşamayacakları hayatın yan-
           larında bitiverip her gün görmek zorunda olmalarıyla açık-
           lar. “Rüzgârlı Pazar, şehrin ortasındaki sanayi bölgesinde ve
           aynı zamanda lüks yerleşim yerinin yanında bulunmaktadır.
           Alt tarafında otoyol, daha altında minibüslerin ve hâliyle de
           kalabalığın  ve  karmaşanın  merkezidir.  Bu  da  ‘çarpık  kent-
           leşmenin’ tipik örneklerindendir. ” Gecekonduların yanında
           yükselen gökdelenler ile durumu çok da iyi olmayan insanlar
           zengin ve şatafatlı hayatı görüp buna özeneceklerdir. Fakat
           ellerinden bu zenginliğe ulaşmak için hiçbir şey gelmemek-
           tedir. Bu da bireyin ruhunda tatminsizliklere neden olur. Yap-
           tıkları diğer şeylerden de zevk alamazlar. Kendileri bir lokma
           ekmek için sabahtan akşama kadar çalışmak zorundadırlar
           fakat yanlarında gördükleri hayata sahip olan insanlar bu ha-
           yattaki “cenneti” yaşamaktadırlar.
               Mustafa Kutlu’nun da bizlere asıl anlatmak istediği şey,
           çıkarcılıktan ve bireysellikten uzaklaşarak yani “modern” ol-
           maktan uzaklaşarak ümmet- toplum olma bilinciyle hareket
           edip bu dünyadaki küçük görülen, azımsanan şeylerdeki gü-
           zelliklerle yetinip asıl amacımız olan ahiret için çabalamamız
           gerektiğidir. Kutlu, “Tufandan Önce” adlı eserinde modern in-
           san olup isteklerine ulaşmaya çalışmak ile inancının gerekle-
           rini yerine getirip mütevazı bir hayat yaşamak arasında kalan
           bir belediye başkanından bahsetmektedir. Hac vazifesini mi
           yerine getirmeliydi, milletvekili olmak için başkalarına çelme
           takıp ilerlemeye mi çalışmalıydı?
               Mustafa Kutlu’nun değindiği bir diğer nokta ise, gençken
           inanç değerlerini ve geleneklerini koruyan insanların, ileri-
           ki  yıllarda  kapitalizmin  dişlileri  arasında  ezilmeleridir.  Bu
           insanlar neyin doğru neyin yanlış olduğunu öğrenmişlerdir
           fakat zamanla bu gerçeklerden ve dolayısıyla kendilerinden
           kaçmaya başlamışlardır. Kutlu bu kişileri de eleştirmektedir.
           “Ya Tahammül Ya Sefer” adlı eserinde, “Bizim hareketimiz me-
   39   40   41   42   43   44   45   46   47   48   49