Page 82 - Hikâyemizin Yarım Asırlık Yerli Sesi Mustafa Kutlu
P. 82

82    HIKÂ YEMIZIN  Y ARIM  ASIRLIK  YERLI  SESI :  MUSTAF A  KUTL U

           bir  ailedir.  Kültürü  oluşturan  unsurlardandır.  Medeniyettir.
           Bu sözleriyle birçok şey anlattığını düşünüyorum. Ve bu sö-
           zünden yola çıkarak da Kutlu’nun taşrayı işlediği kitaplarıyla
           bağlantı kurabiliyorum. Anadolu insanını, insandan çıkıp ai-
           leyi, geleneksel aile yapısını ve bu yapının getirdiği gelenek-
           sel yaşam biçimini; yemek olsun, giyim kuşam olsun, eğlence,
           din,  iş…  Taşrada  olabilecek  bütün  insan  hayatı  parçalarını
           Kutlu’nun taşra konulu kitaplarında görebilirsiniz. Kasabada
           yaşayan insanlar topluluğuna bir aile diyebilirsiniz ancak bir
           şehrin tamamındaki insanların bir aile olduğunu söylemek
           zordur. Ele avuca sığmayan bir büyüklüktedir şehir. Gelenek-
           lerimiz, kültürümüz taşra hayatının var olduğu dönemlerde
           doğmuştur. Elbette kültürümüzü oluşturan faktörlerden bi-
           ridir taşra. Taşra hayatının tadını bilen ve bununla büyüyen
           Kutlu, geleneklerimizin taşrada doğduğunun da farkındadır.
           Onun gibi bizler de farkındayız aslında, olmamız gerek. Top-
           lumu konusu yapan Mustafa Kutlu, gelenek göreneklerimizi
           bariz biçimde kitaplarında işlemiştir. Birçok eserinde taşrayı
           anlatan  Kutlu,  eserlerinde  bunu  nasıl  anlatmıştır?  Kutlu’yu
           araştırırken  haber  sitelerinin  birine  verdiği  bir  röportajda
           şöyle bir sözüyle karşılaştım: Taşranın ahengi bir yeraltı neh-
           ri gibidir. Üstündekileri besler, büyütür ama gücünün sırrını
           açığa vurmaz. Taşranın insanları beraberdir, birbirine yardım
           eder,  birlikteyken  güçlüdür.  Gücünün  sırrını  açığa  vurmaz,
           deyişiyle  bu  insanların  -topluluğun-  kalkınma  gücü  olsun,
           insanını savunma gücü olsun… Güç konusunda bir gösterişe
           ihtiyaç duymadıkları için, gösteriş yapmak istemedikleri için
           güçlerini  diğer  insanlar  -taşranın  dışındakiler-  anlayamaz,
           onlara belli ettirmezler. Yazarımız da bunun farkındadır. Iyi-
           ler Ölmez’in Civan hikâyesinde kasabadakiler bir araya gelip
           Civan’ın ev sahibi olmasına yardımcı oluyorlar, evini döşerler,
           maddi açığını kapatırlar ve daha fazlası… Sıtkı hikâyesinde
           de Sıtkı’nın yalnızca geceyi geçirmek için uğradığı kafede kal-
   77   78   79   80   81   82   83   84   85   86   87