Page 79 - Hikâyemizin Yarım Asırlık Yerli Sesi Mustafa Kutlu
P. 79

HIKÂ YEMIZIN  Y ARIM  ASIRLIK  YERLI  SESI :  MUSTAF A  KUTL U  79

               1.  Insanoğlu tek başına yaşayamaz. Çünkü insan mede-
                  niyyün-bit’tab’dır. Yani yaratılış itibariyla cemiyet ha-
                  linde yaşaması gerekir. Ve öyle de yaşar.
               2.  Cemiyet hâlinde yaşayan insana bütün fertlerin tabi
                  olacağı bir mevzuat lazımdır. Bu töre olabilir; kanun,
                  örf olabilir.
               3.  Bu  mevzuatı  ayakta  tutacak  (ona  uyulmasını  sağla-
                  yacak) bir organizasyona ihtiyaç vardır. Bu; devlettir,
                  hükümettir.
               4.  Fertler  cemiyet  hâlinde  yaşayabilmek  için,  yani  me-
                  deni olabilmek için kanuna, örfe, devlete, hükûmete
                  itaat etmek zorundadırlar.
               5.  Devlete-hükûmete itaati mümkün ve zaruri kılan dev-
                  letin-hükûmetin âdil olmasıdır.
               6.  Çünkü adalet mülk ve devletin salâhının teminatıdır.
                  Bir diğer deyişle adalet mülkün temelidir.
               7.  Mülkü korumak için askere ihtiyaç vardır.
               8.  Askerin  varlığı  için  mal  (toprak-mahsul-üretim)  ve
                  para lazımdır.
               9.  Üretimi yapan, toprağı ihya eden ve parayı sağlayan
                  (vergi veren) halktır.
               10. Vergiyi adaletle toplamak ve adaletle harcamak dev-
                  letin görevidir.
               11. Cihanın ayakta durmasının asıl sebebi adalettir.


               Kısaca  çemberi  oluşturursak  insana  cemiyet  lazımdır,
           cemiyete düzen lazımdır. Düzeni devlet sağlar, devleti adalet
           meşru kılar. Mülk için ordu, ordu için mal, mal için halk, halk
           için adalet gereklidir.”
               Fikri Süzer “Adalet Dairesi” altında toplumun var olma-
           sını  sağlayan  adalet  kavramını  anlaşılır  bir  şekilde  bizlere
           aktarır. Onun da Ibn Haldun, Kınalızâde gibi kişilerden bu fi-
           kirleri aktardığını görürüz. Bir insanı anlamak onun düşünce
   74   75   76   77   78   79   80   81   82   83   84