Page 79 - Mustafa Kutlu Panel Metinleri
P. 79
78 HIKÂ YEMIZIN Y ARIM ASIRLIK YERLI SESI : MUSTAF A KUTL U
ğerler hususunu da çokça işler. Elbette değerlerine bağlı olan
bir toplum yazarının adalet gibi bir kavrama değinmesi kaçı-
nılmazdır. Kaldı ki verdiği bir röportajda “Yazarken nelerden
ilham alıyorsunuz?” sorusuna verdiği “Beni en çok yazmaya
sevk eden çok genç yaşlardan itibaren içimdeki adalet, hak-
sızlık, isyan duygusudur. Ben memleket meseleleriyle ilgili
yazıyorum.” cevabıyla da usta yazarımızın yazma bilincine
eriştiğinden beri adalet kavramını esas aldığını görebiliriz.
Mustafa Kutlu “Tufan’dan Önce” adlı kitabında Gazeteci
Fikri Süzer’i adalet ve hakikat ölçüsüyle her şeye muhalefet bir
karakter olarak yaratmıştır. Fikri Süzer kitabın ana olayı olan
“tesis”in açılması hadisesine de muhalif olmuş ve bu konuya
gazete yazılarından birinde yer vermiştir. Bu yazı Mustafa Kut-
lu’nun adalet anlayışını bize doğrudan açtığı kısımlardan biri-
dir. Fikri Süzer “Adalet Dairesi” başlığı altında der ki;
“Eski kitaplarda yazar, okuyanlar bilir. Mesela Ibn Hal-
dun’un Mukaddime ’sinde, Kınalızâde’nin Ahlâk-ı Alâi’side
vardır. Bir çember çizilir. Bunun adı ‘Dâire-i Adliye’ veya ‘Ada-
let Dairesi’dir. Altına şu metin ilave edilir: Öncelikle metni ay-
nen verecek, sonra izah edeceğim.
Adildir mûcib-i salâh-ı cihan
Cihan bir bağdır dîvari devlet
Devletin nâzımı şeriattır
Şeriata olamaz hiç haris illâ mülk
Mülk zapt eyleyemez illâ leşker
Leşkeri cem edemez illâ mal
Malı cem eyleyen râiyettir
Râiyeti kul eder pâdişah-ı âleme adl.
Bakınız metin ‘adl’ ile başlıyor, ‘adl’ ile bitiyor. Yani başı
adalet, sonu adalet. Öteki unsurlar çemberin neresinde olur-
sa olsun, dönüp dolaşıp gelecekleri yer adalettir.
Size karmaşık geldiğinin farkındayım. Madde bazında
açıklamalarla basite indirgemeye çalışayım: