Page 198 - Hikâyemizin Yarım Asırlık Yerli Sesi Mustafa Kutlu
P. 198

198    HIKÂ YEMIZIN  Y ARIM  ASIRLIK  YERLI  SESI :  MUSTAF A  KUTL U

           lerden beni en çok etkileyenlerden biri ise Süheyla’nın bir
           mağaza vitrini önünde eski nişanlısı Engin’e rastladığı kısım
           oldu. Yalnızca bir an için görüyor, hızla uzaklaşan Engin’i Sü-
           heyla. Ama sonra biraz durup düşününce, manzarayı bütün
           çıplaklığı ile idrak ediyor yavaş yavaş. Vitrindeki yığınla eş-
           yadan, cansız mankenden Engin’i ayıran şeyin ne olduğunu
           düşünüyor.  Öylesine  bütünleşmiş  ki  çevresiyle,  o  da  tıpkı
           vitrindeki  eşyalar  gibi  sıradan  birer  metadan  farksız  san-
           ki. Böylece durumun vahametinin farkına varıyor Süheyla,
           Engin’i vitrindeki mankenden ayıran hiçbir şey kalmamış...
           Hâlbuki  aşk,  vücudu  fâni  etmenin  diğer  adı  değil  miydi?
           Mustafa Kutlu, bu olayı yine eşsiz bir üslupla şu cümlelerle
           yazıya dökmüş:
               “Mademki bu sokak hâlâ yerli yerindeydi ve o kalabalık
           eşya yığını oldukları yerde durup duruyorlardı; öyleyse En-
           gin  de  mutlaka  aralarındaydı.  Onlardan  biriydi.  “  (KUTLU,
           Yoksulluk Içimizde)
               Kitaptaki bölümlerden, beni derinden etkileyen bir diğe-
           ri Süheyla’nın saç tokasını kaybettiği bölüm oldu. Bu bölümde
           ise, Süheyla karakteri üzerinden insanoğlunun metâya olan
           kuvvetli düşkünlüğü hakkında çarpıcı bir örnek vermiş, yazar.
           Süheyla, ne kadar çok eşyası olduğunu fark ediyor. Tokalar,
           çantalar, yığınla ıvır zıvır... Bu kadar eşyanın arasından, küçük
           mavi-pembe mineli çiçekleri olan saç tokası kayboluvermiş
           Süheyla’nın. Meğerse pek ehemmiyet verirmiş ona. Peki basit
           bir saç tokasından vazgeçemeyen Süheyla; Engin’den, dünya
           malından, nefsinden vazgeçebilir miydi sahiden? Kimbilir...
               Adı Aşk


               Cihanı hiçe satmaktır adı aşk
               Döküp varlığı gitmektir adı aşk
               Elinde sükkeri ayruğa sunup
               Ağuyu kendi yutmaktır adı aşk
   193   194   195   196   197   198   199   200   201   202   203