Page 133 - Hikâyemizin Yarım Asırlık Yerli Sesi Mustafa Kutlu
P. 133

HIKÂ YEMIZIN  Y ARIM  ASIRLIK  YERLI  SESI :  MUSTAF A  KUTL U  133

           adlı eserinde farklı bir bakış açısıyla irfanın bize neler kattığı-
           nı savunur: “Irfan sahibi insan, kendini ve çevresini daha iyi
                                                       14
           anlayarak  hayatı  daha  anlamlı  hale  getirebilir.”   Görüldüğü
           üzere Mustafa KUTLU’nun eserleri bu “irfan” temeline sadık-
           tır her zaman. Her bir satırı bundan yola çıkılarak yazılmış-
           tır. Peygamber efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav) “Ilim
           Çin’de dahi olsa gidip alınız.” demiştir. Irfan yoksunu bir mil-
           let, önce gerilemeye ve sonra da yok olmaya mahkûmdur. Biz
           Türkler ve Müslümanlar, geçmişimizdeki gururlandırıcı tari-
           hin bir tezahürü olarak sahip olduğumuz ve olmamız gereken
           “irfan”  gücü  ile  yüzyıllar  boyunca  destanlar  yazdık.  Irfanını
           kaybeden ulus kültürünü, kültürünü kaybeden ulus varlığını
           ve kendini kaybeder. Işte böyle mühim bir mevzunun taşıyıcı-
           sı olan Anadolu’nun bir temsilcisidir yazar. Taşrada bir köyde
           başlar hikâyeleri, Bulgaristan’dan bir göçe kadar devam eder.
           Hikâyeleri,  bu  milletin  kimliğinin  ustaca  yansıtılmış  halidir.
           Türk ve Islam değerlerinin irfanı demişken, bizim tarihimizde
           darda kalana yardım ve açı doyurmak vardır. Osmanlı Devleti
           üç kıtaya yayılmış ve altı asır ayakta kalmış bir devlet oluşunu
           onun ele geçirdiği yerleri işgal edilmiş değil fethedilmiş yerler
           yapan Istimalet Politikası’na borçludur. Hoşgörü, kılıçlarla de-
           ğil gönüllerle topraklar kazandırmıştır ona. Daha o topraklara
           ayak basmadan orayı fethetmiş olur zaten. Işte bize tamamen
           Batı’dan gelen bencil, nankör, merhametsiz ve çıkarcı anlayı-
           şın biz Türkler ve Müslümanlar ile alakası bulunmamaktadır.
           Iyiler Ölmez’de hep bunun altını çizer. Yazar birçok konuda
           Batı’dan geleni reddeder, karşı çıkar. “Vatan Yahut Internet”
           adlı eserindeki çatışmalar bu “Batıyı Reddediş-Irfanı Kabul-
           leniş” kıyaslamasının en bariz örneklerinden biridir. Hikâye-
           lerinde bizde olanı hatırlatır. Bir benzetme olarak, ”Irfanına
           sahip çık.” diye bağırır adeta. Bunu “Hayali Olarak Eleştirilen-
           ler” ve “Gerçek Karakterler” olarak özetleyebileceğimiz iki tip
           14  Beyhude Ömrüm: Sayfa 92
   128   129   130   131   132   133   134   135   136   137   138