Page 38 - Arge Bülteni Temmuz 2019
P. 38
Bütünleşik Mantık
Akademik gelişimi önemsediklerini vurgu layan Selçuk, şöyle devam etti: “Akademik gelişimde temel giriş var. Akademik
gelişimin başladığı bir dönem var. Biz burada disiplinler üstü çalışmaları çok önemsiyoruz. Çocukların belirli bir disiplinde
ders alması değil de örneğin, doğa bilimleri, sosyal bilimler gibi dersler almalarını çok önemsiyoruz. Bütünleşik bir mantık
yerleşsin istiyoruz. Bu arada diğer sosyal, duygusal, fiziksel becerilerini geliştiren, topluma faydalı olması için çalışmalar
yapılan bölüm de devam ediyor. 10 ve 11. sınıf çok kritik. Bu iki sınıf çocuğun esas akademik gelişiminin netleştiği iki sene…
Burada farklı olan bilgi kuramı ve uygulamaları var. Bilgi kuramı ve uygulamaları, gençlerimizin düşünmeleri, hayata bakış
açıları, niçin sorusunu sormaları, bilgi ile ilişkilerini yeniden reorganize etmeleri açısından kritik. Haziran da 9,10 ve 11.
sınıflarda, çocukların yıl içerisinde yaptığı bütün çalışmaların projelendirilmesi, tartışılması, sergilenmesi, bir şekilde ortaya
belirli okulların birbirleriyle ortak olarak yaptığı çalışmaların getirilmesi gibi yani bir hasat haftası, ayı gibi bir dönemden
söz ediyoruz.” Selçuk, 12. sınıfın önem taşıdığını vurgulayarak, şunları kaydetti: “12. sınıflarda esas bizim akademik
yeterlilik denilen dönem başlıyor ve burayı üniversite sınavına hazırlanmak için değerlendirmiyoruz, kullanmıyoruz,
burayı üniversiteye hazırlanmak için kullanıyoruz. Üniversite sınavına hazırlanmakla üniversiteye hazırlanmak çok başka
şeyler ve bu bölümdeki ortak dersler, disiplinler üstü kariyer dersleri, çocukların proje yapmaları, sertifika programlarına
devam etmeleri, ders destek çalışması almaları, kişisel gelişim ve rehberlik çalışmalarının sürüyor olması söz konusu. Asıl
şey, çocuğun yükseköğretime, dünya klasında yükseköğretime nasıl hazırlanacağıyla ilgili bir durum. Emin olun çocukların
bunları yapamaması gibi bir şey söz konusu değil.’’
Altyapı Hazırlanacak
Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, ülkedeki çocukların her şeyi yapabileceğini belirterek, “Bizim altyapı eksiklerimizi
gidermemiz lazım. Bizim, öğretmen eğitimiyle ilgili gereken mesafeyi hızla almamız lazım. Bizim bazı öğrenme ortamlarına
ilişkin yatırımları artırmamız lazım. Yoksa bu çocuklar dünyanın her yerinde diğer gençler ne yapıyorsa fazlasıyla yaparlar.
Yeter ki imkân bulsunlar. Bizim sistemimiz onları durdurmasın. Bizim sistemimiz onları geriletmesin. Bu anlamda bu dört
yılın yapısı çok önemli.” ifadelerini kullandı.
Bakan Selçuk, 12. sınıfın çok kritik olduğuna vurgu yaparak, şu bilgileri verdi: “Bizim 12. sınıfta özellikle transdisipliner,
kariyer dersi dediğimiz yükseköğretime hazırlamak, sınava hazırlamak değil, yükseköğretime hazırlamak dediğimiz dersler
devreye giriyor. Örneğin matematik ağırlıklı dersler grubunda, finansal matematikten, veri analizi ve optimizasyondan,
matematik uygulamalarından, biyoteknolojiden, fen ve teknoloji grubunda, geleceğin enerji sistemleri, malzeme bilimi,
yapay zekâ uygulamaları, nesnelerin internete uygulamaları, çevresel güçlüklere yaratıcı yaklaşımlar, akıllı şehirler ve
insanlığın geleceği, sosyal güçlüklere yenilikçi yaklaşımlar, davranışsal ekonomi, uygulamalı hukuk, sosyal medya ve kültür,
insan haklarının gelişimi, doğası, güç, egemenlik ve uluslararası ilişkiler, tasavvuf edebiyatı, İslâm felsefesi, insan makine
etkileşimi gibi birçok ders var. Bu dersler bizim icat ettiğimiz dersler değil. Bu dersler hâlen dünyanın belli ülkelerinde
liselerde okutulan dersler. Onlar bunu sıradan bir iş olarak yapıyorlar. Önemli olan bizim bu gençleri neye hazırladığımız.
Hazırladığımız döneme ilişkin ne tür dersler alması gerektiğine ilişkin oluşturduğumuz içerikler.”
Ders seçimi için bir “ders seçme robotu” geliştirdiklerini söyleyen Selçuk’un sahneye davet ettiği öğrenciler, uygulamalı
olarak ders seçimi yaptı. Bakan Selçuk, sistemin uygulama takvimine ilişkin de şunları söyledi: “2019-2020 yılını bir hazırlık yılı
olarak görebiliriz. 2020-2021’de 9. sınıfların ilk dönemi. Neden bunun hemen başlatmıyoruz, ya da aradan girmiyoruz? Çünkü
bizim öğrencilerimiz, gençlerimiz liseye başladığında, belirli bir kural vardı. Geldiğimizden beri şunu söylemeye çalışıyoruz.
Mümkün olduğunca, gücümüz yettiğince, biz sürpriz yapmayacağız. Oyunun kuralını arada değiştirmeyeceğiz. Yani 9.
sınıfa 2020-2021’de başlayacak çocuklarımıza diyeceğiz ki ‘Gençler artık yeni bir kural var ve siz bununla başlıyorsunuz. Yani
durup dururken bir belirsizlik olması, ikide bir değişiklik olması söz konusu olmayacak. Siz bu yapıyla başlayıp bu yapıyla
bitirebilirsiniz. Dolayısıyla şu andaki öğrencilerimiz için de benzer bir durum söz konusu. Onların da mevcut durumunu da
müktesep haklarını da bir riske sokmak istemiyoruz. Ama belki şöyle bir müjde verilebilir. Peki, hiç mi bir şey yapılamaz?
Yapılabilir. Ne yapılabilir? Önümüzdeki öğretim yılında yani 2019-2020’de 12. sınıfta olan yani üniversiteye hazırlanan
gençlerimiz için o senenin rahatlatılması ilgi, yetenek ve merakların dikkate alınması ve çocuklarımızın şikâyet ettiği birçok
unsurun ortadan kaldırılmasıyla ilgili bir hazırlığımız var. Bu hazırlığımız bitti. Ama bugünün konusu olmadığı için onu
daha sonra kamuoyu ile paylaşacağız. Sadece şunu bilin. Önümüzdeki sene 12. sınıfa geçecekler şu anda tasarımını ortaya
koyduğumuz ortaöğretim yapısının aynısı olmasa da büyük bir rahatlama, daha işlevsel, daha fonksiyonel bir durumla karşı
karşıya gelecekler.”
AR-GE B LTENİ ’19 37