Page 42 - Akademi Dergisi-NİSAN-2025
P. 42
43 ortaokul ve bir yüksekokul eğiti- kadarıyla bilinebiliyor. Bilmemize
me devam eder haldeydi. Cumhu- müsaade ettikleri kadar. Bu yüzden
35
riyet kadroları bu miras üzerinden oyunun kurallarını onlar koyuyor-
yoluna devam edecektir. Çalıkuşu Fe- lar. Biz ne kadar zihnimizdeki resmi
ride, kadın bir eğitimci olarak Zeyni- tamamlamak için parçalar arasak da
ler Köyü’ne doğru yolculuğunun arka onlar sadece kendi resimleri için ipuç-
planını bu çalışmalara borçludur. ları bırakırlar. Netice olarak; eğitimin
geçmişteki anlamının, uzun yıllar
Değerlendirme
okullarda okumak, sınavlara girmek,
Eğitim kavramı bugünün aklıyla bize diplomalar almak biçiminde değil
öncelikle devlet okullarını çağrıştır- toplumun ihtiyaçları çerçevesinde şe-
maktadır. Burada gerçekleşen eğitim killendiğini görüyoruz. Ama yine de
17. yy. Avrupa’sında şekillenmiş bilim geçmişe bir ad koymak istersek, ve-
anlayışı ve buradan neş’et eden bilgi- rilen eğitim sürecinin, bize en uygun
leri esas alır. Bu meyanda eğitim ta- olanın pragmatist bir yansıması oldu-
rihi ancak sosyal değişimler ışığında ğu söylenebilir.
kendi karakteristik yönlerini ifşa ede-
cek ve kendi kronolojisini yazdırabi-
lecektir. Özel olarak kadınlara yönel-
diğimizde de; kız çocuklarının okul
sıralarındaki varlıklarından başlayıp
eğitim serüvenindeki halkayı takip
ederek gerilere doğru gitmeye baş-
ladığımızda tarih içinde sıçramalar,
ara ara odaklanmalar ile bu şekilde
bir resme kavuşabiliyoruz. Zihnimiz
bugünün resmi-zorunlu eğitimi gibi
organizasyonlar aramaktadır ama ne
MAKALE yazık ki eğitim, devlet eliyle kurum-
sallaştırılmadığından bu resmi bula-
mıyoruz. Tüm çabaların sonunda da
40 Türklerde kadın eğitiminden yahut
kadın eğitimcilerden sayılarla ve so-
mut isimlerle örnek veremiyoruz.
İSTANBUL AKADEMİ DERGİSİ Tarihi bilgiye ulaşmak yapboz par-
Tıpkı erkeklerde olduğu gibi.
çalarının yerli yerine koyma çabası-
dır. Bizden binlerce yıl gerilerde na-
sıl yaşandığı ancak bize sundukları
35. Milli Eğitimin Dünya Görüşü ve Müfredatı, Prof. dr. İsmail Doğan s.61-84)

