Page 68 - Mustafa Kutlu Panel Metinleri
P. 68
HIKÂ YEMIZIN Y ARIM ASIRLIK YERLI SESI : MUSTAF A KUTL U 67
ve bazen her biri birbirinden alakasız olunca, onlarla bir bö-
lümde karşılaşıp bir şeyler yaşamak kafamı karıştırıyor. Ka-
rakteri tanıma aşamasında onu tanıyıp benimsedikten sonra
bir bakmışım ki onu unutmuşum. Önceki bölümlere dönüp
bir daha tanışıyorum karakterle.
Devam edelim kitabımıza. Bu karakterlerle bir şeyler ya-
şıyorduk en son. Sonra birden beklenmedik bir sonla karşıla-
şıyoruz ki bu genellikle ölüm oluyor. Ölüm, Kutlu’nun hikâye-
lerinde en çok tekrar eden unsurlardan biri olarak karşımıza
çıkıyor.
Mustafa Kutlu’nun bu anlatış tarzına ek olarak herkesin
tadacağı bu ölümü, kitapların sonunda en beklenmedik yerde
ve şekilde çıkarması okurun kitabı bitirdiği an bir süreliğine
duraklamasına neden oluyor, devamı ise inkâr. Bazen karak-
terin ölümünün gereksiz olduğu düşünülüyor, “Keşke ölme-
seydi!” düşünceleri zihinden geçiyor ancak olmuşla ölmüşe
çare yoktur.
Ben de genel olarak bir Mustafa Kutlu eserine başlaya-
caksam kitabı açmadan önceki ilk düşüncem: “Acaba ölen ola-
cak mı?” oluyor. Hatta bu konuyla alakalı “Iyiler Ölmez” adlı
kitabın ismini duyunca bile bir ölüm bekliyor insan, ben bek-
lemedim ve sonuç olarak sonuna inanamadığım için kitabın
son sayfalarını birkaç kere okuduğunu hatırlıyorum. Ölümü;
“Böyledir
Bizde iyiler ölmez
Evliya olup aramızda yaşarlar. “ sözüyle kabullendim.
Mustafa Kutlu’nun bize ölümü, bir sonun varlığını her se-
ferinde bu tarzda hatırlatması insanı bir süre sonra bu konu
üzerine düşünmeye itiyor.
Mustafa Kutlu’nun “Tarla Kuşunun Sesi” adlı eserinden
bir alıntı yapmak istiyorum:
“Ölüm ile arkadaş olmak lazım geliyordu ama insanoğlu
dünyaya doymuyordu. “ diyor Mustafa Kutlu.