Page 22 - Mustafa Kutlu Panel Metinleri
P. 22
HIKÂ YEMIZIN Y ARIM ASIRLIK YERLI SESI : MUSTAF A KUTL U 21
aksine fukaralığın en dibinde yürüdüm ama ilk yazdıklarım-
dan itibaren her yazdığım yayınlandı. Yazdıklarım karşılığını
buldu. Çok şükür bir okur kitlesine ulaştım. Yazın hayatımda
bu 54. yılım. Bu 54 yıl içerisinde yazdıklarımdan da yaptıkla-
rımdan da okurda bulduğum karşılıktan da memnunum. Al-
lah’a şükürler olsun. Ümmetin fukarası olarak yaşadık gidiyo-
ruz. Çok şükür memnunum. Rabbim akıbetimizi güzel kılsın.
Peki biraz da yazma sürecinize değinmek istiyorum
Kıymetli Hocam. Yazılarınızı yazarken, hayal gücü sınır-
larını zorlandığınızı hissedip, bunların toplumsal yargı-
larla ters düşebileceğini hissettiğiniz oldu mu?
Çok hayali şeyler yazmıyorum ben. Yazdıklarımda toplu-
mun çeşitli kesimlerinden insanları görebilirsiniz. Yaşama-
dığım, bilmediğim konularda yazmam. Mesela yüksek gelir
sahibi insanların hayatlarına dahil olmadım. Onları yazmam.
Geriye dönüp baktığınızda, yazarken sizi zorlayan
bir eseriniz var mı?
Yok… Ben güle oynaya yazdım. Yani tabii ki onun sıkın-
tısını çekmişimdir. Sıkıntı derken hani kahramanlar diyorsu-
nuz ya…Karakterler. Onlarla ben içli dışlıyım. Bire bir toplum-
da onların akislerini görüyorum. Sevinç diye bir parçam vardı
kısa bir parça. Metroda, yolcuların içinde giderken sekiz on
yaşlarında bir çocuk giriyor içeri. Bir şey satıyor, insanlar pek
oralı olmuyor. Çocuk birdenbire türkü söylemeye başlıyor.
Herkes bir anda çocuğa bakıyor. Sevimli buluyorlar. Gel bu-
raya deyip sattığı şeyden alıyorlar. Bir sonraki durakta iniyor.
Ben de onun arkasından bakıyorum, kendi çocukluğumu ha-
tırlıyorum çünkü ben de öyle şeyler sattım. O çocuğa: ‘Helal
sana! Ileride tüccar olursun sen. ’ diyorum. Bunlar var ancak
aynen anlatmıyorum.
Belki o çocuğa hiç rastlamadım.
Belki böyle bir şey hiç yaşanmadı.
Belki çocukluğumdan gelen bir şey.