Page 267 - Arge Bülteni Temmuz 2019
P. 267

ÇOCUKLUĞA YENİDEN BAKIŞ ÇALIŞTAYI

































             Millî Eğitim Bakanımız Sayın Ziya Selçuk, çocukla ilgili bakış açısının yeniden bir tanım çerçevesine
          oturtulması gerektiğini söyledi.

             Millî Eğitim Bakanımız Sayın Ziya Selçuk, Sabancı Öğretmenevi’ndeki Çocukluğa Yeniden Bakış Çalıştayına katıldı.
          Selçuk,  ister sosyolojik, ister antropolojik, ister biyolojik açıdan olsun çocukluk ve çocuk kavramının savrukluk içinde
          olduğunu,  ortak  bir  çocuk  kavramı  bulunmadığını  ifade  etti.  İnsanın  ontolojisinden  yola  çıkan  çocuk  ve  çocukluk
          kavramının yerini daha ziyade güncel, popüler olan, piyasa ekonomisi içerisinde değerlendirilen ve daha çok haz merkezli
          bir bakış açısının yer aldığını dile getirdi. Selçuk, çocuk kavramı konusundaki algının toplumdaki karşılığına bakıldığında
          çocukluğun ve çocuğun ayrıldığını, bunların ne demek olduğu konusunda belirli bir disiplinde derinlemesine çalışmaların
          çok da fazla yapılmadığını vurguladı.
              Çocuk Kavramını Yeniden Ele Almak

             İnsanların çocuklarını çok sevdikleri ama çocuk sevip sevmedikleri konusunda bir ayrımsama olduğunu belirten Selçuk,
          şöyle devam etti: “Eğer biz çocuklarımızın bugünkü dünya içerinde bir tüketim öznesi, hatta bir tüketim nesnesi hâline
          gelmesinin farkındaysak ve bunun oluşturduğu atmosferin ne kadar toksik olduğunun bilincindeysek, Türkiye´de çocuk
          kavramını yeniden ele almak ve bunu belirli bir disiplin üzerinden değil de disiplinlerarası, hatta transdisipliner bir bakış
          açısıyla ontolojik, epistemolojik bir etik çerçeve kurarak yapma ihtiyacımız var. Türkiye´de anne babaların gerek şehirleşme,
          gerek  göç,  gerek  nüfus  eğilimleri  açısından  bakıldığında  çocuk  kavramını  anlamakta  ve  algılamakta  zorlandıklarını
          fark ediyoruz. Artık tüketimin nesnesi hâline gelen öznelerin, kendilikleriyle ilgili de birtakım çıkmazları olduğunu fark
          ediyoruz.  Eskiden  yaşlı  olurdu,  ergenler  ergen  olurdu,  çocuklar  da  çocuk  olurdu.  Çeşitli  profil  fotoğraflarına,  günlük
          yaşamdaki giysilere, beğenilere baktığımızda yaşlılar yaşlı gibi davranmamaya çalışıyor, çocuklar çocuk gibi davranmamaya
          çalışıyor, ergenler farklı olmaya çalışıyor. İşin doğal seyrinden söz etmiyorum, manipülasyondan söz ediyorum. Bugünkü
          bebeklerin bir kaç sene sonra neyi tüketeceği, neyi beğeneceği, neyi giyeceği, neyi yiyeceği ticari olarak çalışılıyor. 5-6 sene
          sonra ergenlerin neyi tüketeceği konusunda da çalışmalar yapılıyor. Elbette kuşaklar arası farkların olması oldukça güzel,
          tabii bir şey. Ama bunun manipüle edilmesinde sıkıntı var. O yüzden çocuk kavramı konusunda hepimizin yeniden kendi
          branşları üzerinden bir yorumsama yapması, yeni bir tarif ortaya koyması ve bunu başka disiplinlerle de ilişkilendirmesini
          çok önemsiyoruz.”









     266      AR-GE B LTENİ ’19
   262   263   264   265   266   267   268   269   270   271   272