Page 22 - Arge Bülteni Temmuz 2019
P. 22
Toplumla neyin nasıl yapılacağının paylaşılmasının hayati derecede önemli olduğunun altını çizen Bakanımız Selçuk,
eğitimle ilgili yüksek bir beklenti oluştuğuna işaret etti.
Bilimsel Metodolojiyle, Israrla
Bakanımız Selçuk, “Bu beklenti benim şahsımla ilgili değil. Bu sizin çocukla, gelecekle ilgili hayallerinizle bağlantılı
bir beklenti bu. Sizin bu ülkenin güzelleşmesiyle ilgili bir beklentiniz var. Yoksa bir şahısla ilgili değil. Bunu bir şahsın
omuzlaması da mümkün değil.” değerlendirmesinde bulundu.
Dünyada eğitimde büyük reformları hayata geçirebilmenin şartları olduğuna değinen Bakanımız Selçuk, “Bizim nasıl
yapacağımız da belli aslında. Sadece bir projeyi ısrarla devam ettirmek, bilimsel bir metodoloji içerisinde ısrarla sürdürmek
gerekiyor. İnanın biz bunu yapabiliriz. Çünkü Türkiye’nin ciddi bir birikimi var, sadece bu birikimin kaynak yönetimini, veri,
yönetimini ve politika yönetimini bir stratejiye dayandırmak gerekiyor. Ama bu sadece günlük işleri yürüterek olmaz. Günlük
iş sadece operasyonları içerir. Bunları yapanlara idareci denir. Eğer bir iki yaptığı işle ilgili olarak nasıl daha iyi yapabiliriz
çerçevesinde taktikler geliştiriyorsa işte o yöneticidir. Bir kişi yeni bir oyun kuruyorsa işte o liderdir.” ifadelerini kullandı.
Öğretmenliğin Ontolojisi ve Çocuğun Hukuku
İdareci öğretmen ve idareci müdürden öteye geçerek büyük mesafeler alınması gerektiğini kaydeden Bakanımız Selçuk,
sınıfta, okulda, illerde ve ülkede millet ödevi için daha iyinin peşinden giderek çocuklarda buluşmayı başarmak gerektiğini
dile getirdi.
Bakanımız Selçuk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Asıl olan istikamet üzere olmaktır. Günlük hayatta gücümüzün yettiği
yetmediği sorunlarla karşılaşabiliriz. Doğası gereği bazı şeyler yaşıyoruz, bu benim için de geçerli. Ama önemli olan
niyetimizi ve istikametimizi korumak… Bu anlamda baktığımda, benim meseleyi sadece Ankara’dan yazı göndererek
çözmem mümkün değil. Burada asıl olan şey tabandan yukarıya bir hareket yapmaktır. Tabandan hareket şu: Mutfakta
ve sizin orada, sahada, öğretmenler odasında bir şey yapmaktır. Esasında dönüşüm öğretmenler odasından başlıyor.
Eğer öğretmenler odası barış ve huzur adası değilse o okuldan bir şey çıkmaz. O zaman ‘Biz bu öğretmenliği yaparken
niye yapıyoruz?’ sorusunu sormalıyız. Bu aynı zamanda öğretmenliğin ontolojisidir. Öğretmenlik çocuğun hayatına
dokunmaktır. Bunu bir sene oturup düşünsek bu sorumluluğun ağırlığını kavrayamayız.”
Öğretmenliğin ontolojisine değinirken anılarından ve deneyimlerden aktarımlarda bulunan Bakanımız Selçuk,
öğretmenin çocuğun hukukunu koruyarak ilhamla, cesaretle ve heyecanla hareket etmesinin gerekliliğine dikkati çekti.
AR-GE B LTENİ ’19 21