Page 206 - Mustafa Kutlu Panel Metinleri
P. 206
HIKÂ YEMIZIN Y ARIM ASIRLIK YERLI SESI : MUSTAF A KUTL U 205
yansıttığını görebiliyoruz. Örneğin; Yokuşa Akan Sular ese-
rinde yazar Anadolu’dan Istanbul’a yoğun bir göç dalgasının
yaşandığı dönemde yaşamını sürdüren yoksul halkın içinde
bulunduğu hayat mücadelesini, yaşadıkları zorlukları, iç ve
dış çatışmalarını eleştirel bir dille anlatmıştır. Hikâyenin ya-
yımlandığı 1970’li yıllarda da Anadolu’dan Istanbul’a yoğun
göçler yaşanmıştır. Bu bağlamda yazar, eserini o dönemin
gerçek ve güncel sorunlarına istinaden kaleme alarak bu sos-
yal düzene eleştirilerde bulunmuştur.
Mustafa Kutlu sadece hikâye türünde eserler veren bir
yazardır. Hikâyelerini kısa tutmak yerine derinlemesine
yazması, bunu yaparken de roman kadar uzun olmamasına
dikkat ederek dengeyi sağlaması yazarın eserlerini diğer
hikâyelerden ayıran bir özelliktir. Örneğin Uzun Hikâye eseri,
isminden de anlaşılacağı üzere uzun bir hikâyedir ve eserin
yüz on beş sayfa olması onu roman olmak üzere iken hikâ-
ye olarak kalmış bir eser yapmıştır. Mustafa Kutlu’nun Uzun
Hikâye’den önce yayınladığı hikâye kitaplarında da bu durum
mevcuttur. Yazar; Yokuşa Akan Sular, Ya Tahammül Ya Sefer,
Sır adlı eserlerini de kaleme alması ile hikâye türünün böyle
farklı bir biçim özelliği kazanmasını sağlamıştır. Bu eserler,
kısa ve birbirlerine zincir gibi bağlı hikâyelerin birleşmesin-
den oluşur. Kısacası Mustafa Kutlu, eserlerini “çerçeve hikâ-
ye” tekniğine uygun bir biçimde yazmıştır.
Mustafa Kutlu’nun hikâyelerinde doğallığın önemli bir
yeri vardır. Yazar genellikle eserlerinde doğanın güzellikleri-
ni vurgularken, kente ait çeşitli unsurları ise olumsuz bir dil-
le eleştirmiştir. Bu durum en çok tasvir kullanılan kısımlarda
karşımıza çıkmaktadır. Köy tasvirlerinde olumlu benzetme-
ler ve övgü dolu sözler kullanılmıştır. Kentin anlatımında ise
tam tersi bir durum söz konusudur. Bu sayede yazar okuyu-
cuya kendi görüşünün doğallıktan yana olduğunu açıkça gös-
termiştir.