Page 310 - Arge Bülteni Temmuz 2019
P. 310
KİTAPSIZ OLMAZ!
Beş yazarımız Sultanbeyli Mustafa Kutlu Kütüphanesi’nde öğrencilerimizle buluştu.
Beşi bir yerde idi, beş yazarımız Sıddık Ertaş, Prof. Dr. Cüneyt Issı, Hüseyin Akın, Arzu Kadumi ve Şule köklü bir kütüphanede
öğrencilerimizle bir araya geldi. Çocukluk ve öğrencilik yıllarını nasıl renklendirdiler? Neler okudular, kimleri okudular, nasıl
yazdılar? Bu soruların cevabını aradılar Sultanbeyli Mustafa Kutlu Kütüphanesinde. Çeşitli liselerden gelen gençlere önce
kendilerini anlattılar, sonra gençlerle sohbet ettiler. Hem bizi hem de öğrencilerimizi keyifli bir kitap yolculuğuna çıkardılar.
İnsan Kitapsız Yapamaz
Beş yazarımız beşten fazla şeyden konuştular öğrencilerimize: paçalarında eve taşıdıkları kumdan dinledikleri suyun
sesine, aşındırdıkları kütüphane kapılarından kitaplara, çocukluktan şiire, hikâyeden romana, yazmanın dinamiklerinden
kurgunun büyüsüne. Daha neler, neler... ne de olsa kitapsız olmaz. İnsan kitapsız yapamaz. Kütüphanemin adı da çok
güzel: Mustafa Kutlu Kütüphanesi!
Kütüphane Haftası dolayısıyla İl Millî Eğitim Müdürlüğü AR-GE Kültür Biriminin düzenlediği “Önce Okudular Sonra
Okur-Yazar Oldular” programın açılışını şair yazar Hüseyin Akın yaptı. Akın, okumanın hayatı anlamlandırmamız için
gerekli olduğunu, sadece boş zamanlarımızda yapacağımız bir etkinlik değil bilinçli bir uğraşı gerektiğini belirtti.
Akın, yazarlarımıza şu soruyu yöneltti: “Bu kütüphanedeki bu yaştaki gençlerin yaşındayken sizin kitaplarla aranız
nasıldı? Oradan yazmaya nasıl kıvrıldınız, yani nasıl okur-yazar oldunuz?”
Hikâye ile Başlamak Romanla Devam Etmek
İlk önce yazar Şule Köklü konuştu. Okuma serüvenini anlatan Köklü, “İlkokul 4. sınıftan beri kütüphanenin kocaman iki
kanatlı kapısına her gün gider, bir kitap alırdım. Sabahın ilk saatlerinde aldığım kitabı akşamüzeri iade eder, akşam vaktini
de kitapla geçireyim diye yeni bir kitap isterdim. Bazen ikinci kitabı alamazdım, o zaman doğayla baş başa kalırdım. Suyun
kaç sesi var, onu dinler; rüzgâr nasıl eser onu merak ederdim. Tommiks, Teksas serileriyle başlayıp geçen yıllar boyunca
çok kitap okudum. Daha ilk yıllarda mesela Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun kitaplarıyla tanıştım. Hiç yüzünü görmeden
tanıdığım yazarın vefat ettiği gün yas tuttum. Sizlerin yaşındayken sevgili gençler, birçok yazarla mektuplaştım. O dönemde
ben Sivas’ta yaşarken İstanbul’da yaşayan bir yazar mektubunda martıyı anlatmıştı bana. Bizim oralarda en çok serçe
gördüğüm için ben de ona serçeyi anlattım. Daha sonra öğrendim ki serçe her yerde varmış. Bu mektuplaşmalar sayesinde
yazarların farklı dünyalarıyla tanıştım. Ben sizin yerinizde olsaydım, mutlaka kitaplara dokunurdum. Büyüklerimden
masal anlatmasını ister, hikâyeyle başlar, romanla devam ederdim.” diyerek tamamladı.
AR-GE B LTENİ ’19 309