Okuryazar, okuma-yazma işini hem kendi hem de toplum yararına kullanan birey şeklinde tanımlanır. Okuma ise ruhsal bir çalışma sistemi ile harekete geçirilmiş ve okuyucu amaçlarıyla bir düzen içinde bütünleştirilen, karmaşık bir hiyerarşinin birbirine geçişiyle oluşan birtakım alt faktörler tarafından desteklenen, simgesel anlamlandırmanın görsel-işitsel-söze dayalı işlem becerisidir. Ardından gelen okuma alışkanlığı ve kültüründe ise aile, anadil eğitimi ve öğretimi, temel okuryazarlıkla doğrudan bağlantılıdır.
Okuma Yazma Becerisi Edinme
Temel okuryazarlıkta çocuğun-bireyin sosyal ve kültürel çevre ilişkisi de çok önemlidir. İstanbul'da yapılan araştırmalar neticesinde 2.sınıf ve 12.sınıf arasında ilkokuma-yazma problemi yaşayan yabancı uyruklu olmayan öğrenci sayısının ciddi boyutta olması farklı bu projeyi gündeme getirdi.
Projenin amacı ara sınıflarda bulunan ve ilk okuma-yazma bilmeyen öğrencilere ilk okuma-yazma becerisi kazandırabilmektir. Bunun yanında okuma ve okuduğunu anlama becerileri zayıf olan öğrencilerin okuma ve okuduğunu anlama becerilerini artırabilmektir. Ayrıca ilk okuma-yazma ile okuma ve okuduğunu anlama yöntem ve teknikleri bakımından yeterli bilgiye sahip öğretmenler yetiştirmektir.
Temel becerilerin başında gelen ilkokuma-yazma olmadan eğitim ve öğretim hedeflerine ulaşılması imkânsızdır. Ayrıca bu öğrenciler için geçen her gün yitik zamanlardır. Tüm ilçelerimizden gelen koordinatörlere projenin içeriği, ilçelerde yürütülme aşamaları hakkında bilgi verildi.
Duyarlılık ve Özel Gereksinimli Bireyler
Maarif müfettişlerimizden Cemil Coşkun, toplantıdaki konuşmasında okuma-yazma öğretimi, bu süreçte kullanılan yöntem ve tekniklerle örnek olabilecek fonksiyonel çalışmalar üzerinde durdu. Coşkun, "Proje temelde, kolaya kaçma kolaylaştır, basitleşme basitleştir, zorlaştırma zorla yaklaşımından hareket ediyor." dedi. Projenin uygulanması konusunda öğretmenlere büyük sorumluluklar düştüğüne dikkati çeken Coşkun, "Ara sınıflarda okuma-yazma bilmeyen öğrencilerin olumsuz benlik algısı geliştirmemeleri için duyarlılık üst düzeyde olmalıdır." şeklinde konuştu.
Toplantıda konuşan Maarif müfettişimiz Dr. Hasan Hüseyin Selvi ise özel gereksinimli bireyler, yetersizlik türleri ve yetersizlik türlerine göre performans beklentisi, öğrencilerin okuma-yazmaya dair değerlendirilmesi hakkında eğitim verdi. Özel eğitimde engel grupları hakkında doğru bilgi sahibi olmanın önemine değinen Selvi; "Bireylerin farklı yeteneklerinin değerlendirilmesi gerektiğini, insanlığa hamle yaptıracak kişiler olarak görülmeleri gerekir." ifadelerini kullandı.
Toplantı, katılımcıların temel okuryazarlık, okuma yazma becerisi edinme, sisteme bilgi girişleri, temel okuryazarlıkla toplumsal okuryazarlık ilişkisi ve okuma eylemine ilişkin soruların cevaplanması ve görüş alışverişiyle sona erdi.
Yayın Tarihi: 25.10.2019