İstanbul Millî Eğitim Müdürümüz Ömer Faruk Yelkenci’nin ev sahipliği yaptığı toplantıya, Müsteşar Yardımcısı Ercan Demirci, İstanbul Vali Yardımcı Ahmet Hamdi Usta, Hayat boyu Öğrenme Genel Müdürü Ali Rıza Altunel, Din Öğretimi Genel Müdürü Nazif Yılmaz, Ortaöğretim Genel Müdürü Ercan Türk, Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdür Yardımcısı Yusuf Şahin, AFAD Strateji Geliştirme Daire Başkanı Zuhal Karakoç Dora, İl Millî Eğitim Müdürlerimiz, İlgili Bakanlıkların ve Sivil Toplum Kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

2 gün süren toplantıda, geçici koruma altındaki Suriyeli Öğrencilerin, geçici eğitim merkezlerinde aldığı eğitim ve sorunları görüşüldü. Türkiye’de göçmen öğrencilerin bulunduğu illerde yapılacak çalışmalar planlandı.

İstanbul Millî Eğitim Müdürlüğümüzdeki çalışan arkadaşlarımıza ev sahipliğinden ve hassasiyetlerinden dolayı teşekkürlerini dile getiren Müsteşar Yardımcısı Ercan Demirci sözlerine söyle devam etti:

“Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tarihinde belki en önemli sosyal gerçekliklerden bir tanesi ile şuanda muhatabız. Kurulduğu günden itibaren değil daha öncesinden Osmanlıya kadar bu coğrafya, farklı sebeplerle, farklı coğrafyalardan, farklı dinlerden insanların bir nevi sığınma merkezi haline gelmiştir. Bu coğrafyanın kıymetliyle, kalbiyle, vicdanıyla alakalıdır. Bugünde Suriyeli mülteci kardeşlerimiz ile aynı hikâyeyi yaşıyoruz. Suriye’de 2011’de savaş, bir devrim olarak gerçekleşti ama bugün baktığımızda bu savaş bir küresel savaş haline geldi. Bir hesaplaşma savaşı haline geldi. Mazlumlar, siviller, çocuklar on binlerce değil yüzbinlerce insan hayatını kaybetti. Böyle bir trajedi böyle bir travmanın kıyısında, bu travmadan kaçan insanlara ilk günden itibaren kapımızı sonuna kadar açtık.”

2011-2012 yılında bu göçü biz karşıladığımızda Sivil Toplum Kuruluşlarının birçok alanda olduğu gibi eğitim alanında da faaliyet gösterdiklerini dile getiren Demirci sözlerini şöyle tamamladı:

“Bizim Sivil Toplum Kuruluşlarından istediğimiz daha çok kültür, sanat, spor faaliyetlerine öncülük yaparak çocuklar üzerindeki travmaları atabilmeleri için sosyal anlamda destek vermenizdir. Biz Sivil Toplum Kuruluşlarından şunu söylüyoruz; biz eğitimin asli unsurlarını, Millî Eğitim Bakanlığı olarak çözebiliriz. Siz Lojistik olarak destek olunuz. Biz Millî Eğitim Bakanlığı olarak kız çocuklarının okullaştırılması ile ilgili ayrı bir ajanda oluşturduk. O ajanda içerisinde Millî Eğitim Bakanlığı Taşra teşkilatımızın, bunu ayrı bir dosya ile yönetilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu Meselenin sadece Milli Eğitim Bakanlığı meselesi olmadığını, özetinde hem siyasal gerçekliğimiz, güvenliğimiz hem sosyolojik ve ekonomik gerçekliğin yanı sıra yönetmek ve yönetmenin çok radikal sonuçlara sebep olduğunu bildirmek isterim.  Bu yüzden bu mesele bütün Kamu Kurum ve Kuruluş ve Sivil Toplum Kuruluşlarını kapsamalıdır.”

İl Millî Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci ise Bakanlığımızın Suriyeli Mülteciler mevzubahis olduğunda Suriye’de yaşanmasını istemediğimiz bu olaylar başladığından itibaren hemen hızlı bir şekilde vaziyet alındığını, oradan gelen kardeşlerimizin her türlü ihtiyaçlarını ayrıca Bakanlığımız nezdinde eğitim ihtiyaçlarını karşılamak üzere çalışmalara başlandığını belirtti.

Ancak  olayla ilk  karşılaşmanın verdiği aceleci tavrı hızlı davranmaktan kaynaklanan sıkıntıları da ikinci evrede özellikle bu geçtiğimiz yıl daha sistemli ve daha organize bir şekilde çözmeye başlandığını vurgulayan Yelkenci sözlerine şöyle devam etti:

“Bakanlığımız, Suriyeli kardeşlerimizin çocuklarını, öğrencilerini okullarımıza yönlendirme noktasında Türkiye genelinde çok başarılı bir çalışma yürütmüştür. Bu anlamda da İstanbul rakamlarına baktığımızda çok net bir şekilde görmekteyiz. Geçen yıl toplam 43 bin olan Suriyeli öğrenci sayımızın 36 bini Geçici Eğitim Merkezleri’nde, 7 binini ise okullarımızda idi. Bu yıl İstanbul’da 55 bin olan öğrenci sayımızın, 29 bini okullarda, 26 bininin ise Geçici Eğitim Merkezleri’nde eğitim alıyorlar. Bu şekilde İstanbul’da verdiğim bu sayılar gösteriyor ki Bakanlığımızın çizdiği politikalar doğrultusunda doğru bir yolda ilerliyoruz.”

Geçen sene 109 bin olan Suriyeli öğrenci okul çağ nüfusunun, bu yıl itibariyle 600 bine yaklaşan Suriyeli Sığınmacı sayısının içinde 130 bininin okul çağı nüfusunda olduğunu belirten Yelkenci sözlerini şöyle tamamladı:

“Bunun yanında hedeflerimiz, çalışmalarımız itibariyle önümüzdeki yıl her kademenin ilk iki sınıfında öğrencilerimiz olacak. Önümüzdeki yıl geçici eğitim merkezinin sayısını 50’ye düşürmeyi ve öğrenci sayısını da 70 bine çıkarmayı hedefliyoruz. Bu arada ortaöğretimde okullaşma oranının veya sayısının düşük olduğunu, bunun Türkiye genelinde de Suriye’deki zorunlu eğitim alışkanlığından kaynaklanan bir durum olduğunu görüyoruz. Özellikle Suriyeli sığınmacıların talepleri doğrultusunda onları İmam Hatip okullarına yönlendirmeyi düşünüyoruz. Yine özellikle Türkiye’de akredite olmuş, nitelikli işler yapan Sivil Toplum Kuruluşları ile çeşitli projelerle bakanlığımızın sunacağı esneklik doğrultusunda hayata geçirmeyi düşünüyoruz. Kontrolsüz hiçbir Sivil Toplum Kuruluşu’nun sahada olmasına müsaade etmiyoruz. Bu noktada bu sene ve geçtiğimiz sene içinde Sayın Müsteşarımızın da bahsettiği gibi kültürel ve sportif etkinlikler noktasında ve öğrencilerin rehabilitasyonu noktasında projeler ürettik, uyguladık.”