"Gençlik ve Edebiyat" temasıyla düzenlenen 11. İstanbul Edebiyat Festivali'nin Sezai Karakoç'un gençlik dönemi şiirleri konulu özel oturumu İl Millî Eğitim Müdürlüğümüzün Kütüphanesinde gerçekleşti.

Eğitim Ortamları ve Yazarlar

Programın açılışında konuşan İl Millî Eğitim Müdürümüz Sayın Levent Yazıcı, 11. İstanbul Edebiyat Festivali etkinlikleri kapsamında düzenlenen Sezai Karakoç özel oturumuna ev sahipliği yapmaktan duydukları memnuniyeti dile getirdi. Eğitim ortamlarının kültür ve sanatla buluşmasının önemine değinen Yazıcı "Çocuklarımızın edebiyatçılarımızı tanıması eserlerini okuması bizim için büyük bir mutluluk kaynağıdır. İstanbul'u Okuyorum Projemizle bütün ilçelerimizde yazarlarımızla çocuklarımızı buluşturuyoruz. Kurduğumuz okuma grupları nitelikli eserleri okumaya devam ediyor. Bütün katılımcılara teşekkür ediyorum." şeklinde konuştu.

İstanbul'u Okuyorum Projemizin koordinatörlerinden Mahmut Bıyıklı ise, "Mehmet Akif'i, Sezai Karakoç'u bu güzide mekânda konuşuyor olmak bizim için büyük mutluluktur. Edebiyatı gençlerimize sevdirme noktasındaki gayretlerin daim olmasını diliyorum." ifadelerini kullandı. Yazar Muzaffer Doğan'ın Sezai Karakoç'un gençlik döneminde yazdığı şiirleri okuduğu etkinlik, vefatının 83. yılında İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy'a ithaf edildi.

Muzaffer Doğan'ın yöneticiliğinde gerçekleştirilen oturumda çeşitli boyutlarıyla Sezai Karakoç'u anlatan şair Zafer Acar ise, "Öncelikle vefatının 83. yıl dönümünde millî şairimiz Mehmet Akif Ersoy'u rahmetle anıyorum. Sezai Karakoç'un fikir dünyasının oluşmasında Mehmet Akif'in etkisi yadsınamaz. Mehmet Akif durağan bir düşünce yapısına sahip bir şair ve düşünce adamı değil, aksine sürekli yeni düşüncelere yönelip yeni eserler üretmeye devam eden bir şairdir. Sezai Karakoç da bu yönüyle Mehmet Akif'e benzemektedir." dedi.

Karakoç'un Şiirdeki Başarısı

Acar, Sezai Karakoç'un ilk şiirinin 16 yaşındayken Büyük Doğu dergisinde yayınlandığını belirterek, "O yaşlarında hece ölçüsünü çok ustaca kullanıyor. Şiirlerinde lirizm hâkim. Bu lirizmin sonunda da dönemin popüler şiirlerinden biri olan 'Mona Roza' şiirini yazıyor. Popüler olmasının nedeni sadece büyük bir aşk hikâyesinin yaşanmasıyla ilgili değil biçimsel olarak hece ölçüsünün çok iyi bir örneğini vermiş olması yatıyor." ifadelerini kullandı.

Sezai Karakoç'un şiirdeki başarısının en önemli yanının hece ölçüsünün kavradıktan sonra serbest şiire yönelmesi olduğunu vurgulayan Acar, şunları kaydetti: "Gençlik yıllarında serbest şiir denemeleri olsa da hala heceden kopamadığı bir dönem olarak görülebilir. Bu dönemdeki serbest şiirlerinin de hece hattında olduğunu da fark edebiliyoruz. İlk üç kitabını gençlik dönemi olarak ele alırsak sembollerin arkasında bir Doğu-Batı çatışmasını ele aldığını söyleyebiliriz. Sezai Karakoç'un bütün hayatına yayılan bu Doğu-Batı çatışmasını 'Balkon' isimli şiirinden okuyabiliriz."

Acar, Karakoç'un üniversite yıllarında çıkardığı Şiir Sanatı dergisiyle Cemal Süreya, Gülten Akın ve Ece Ayhan'la dostluklar kurduğunu aktararak, Karakoç'un bu dönemde de İkinci Yeni'nin iyi şiir örneklerini verdiğini dile getirdi.

Program sonunda oturuma katılan öğrenciler Mehmet Akif'ten ve Sezai Karakoç'tan şiirler okudular. Oturuma katılan öğrencilere 11. Edebiyat Festivali hatırası olarak kitaplar hediye edildi.