İSTANBUL İL MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

İl Müdürümüz ´´ Fark Et Fark Ettir´´ Sempozyumuna Katıldı

İl Milli Eğitim Müdürümüz  Ömer Faruk YELKENCİ, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Topkapı yerleşkesinde gerçekleştirilen, Yaşam Becerileri Eğitim Programı Bağımlılıkla  Mücadelede Önleme Projesi kapsamında, “Fark et Fark Ettir´´ Sempozyumuna  katıldı.
İl Müdürümüz ´´ Fark Et Fark Ettir´´ Sempozyumuna  Katıldı

Sempozyuma İl Milli Eğitim Müdürümüz  Ömer Faruk YELKENCİ, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Musa DUMAN , Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü İbrahim İlhami KOÇ, Uyuşturucu İle Mücadele Şube Müdürü Ercüment ÖZİNAL, Prof. Dr. Sevil Atasoy, Prof. Dr. Sefa Saygılı, Prof. Dr. Mansur Beyazyürek, Yrd. Doç. Dr. Itır Tarı  Cömert, Dr. Arzu Çiftçi,  Yrd. Doç. Dr. Ekin Çoraklı, Yrd. Doç. Dr. Yavuz Durak  konuşmacı olarak katıldı.

Milli Eğitim Bakanlığımız, İstanbul Kalkınma Ajansı, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi ,Gençlik ve Spor Bakanlığı işbirliği ile yürütülen “Fark Et Fark Ettir” Bağımlılıkla Mücadelede Önleme Projesi’nde amaç   Gençlerin madde kullanımı ve davranış bağımlılığı riskinden uzak tutulmasına katkıda bulunmaktı.

Proje kapsamında, çocukların ve gençlerin madde kullanımı ve davranış bağımlılığı sorunlarının çözümüne dair çalışmalar yapıldı. Söz konusu sorunların oluşmadan önce ya da erken dönemde fark edilip önlenebilmesi amacıyla, farklı yaş gruplarına ve farklı hedef kitlelere yönelik yaşam becerileri eğitim programları ile farkındalık artırıcı programlar üzerinde duruldu. 

İlköğretim-ortaöğretim öğrencilerine, ebeveynler ve eğitimcilere yönelik yaşam becerileri eğitim programları hazırlandı. İstanbul’un 39 ilçesinde 156 okula yaşam becerileri eğitimleri verildi ve 133 okuldan veri toplandı. Yapılan ön analizlerde, yaşam becerileri eğitimlerinin amaçlanan davranış değişiklilerini sağladığı görüldü.


Farkındalık artırma çalışmaları kapsamında, İstanbul genelindeki 400 lisede yaklaşık 800 seminer ile 94 bin öğrenciye, veliye ve öğretmene farkındalık eğitimleri verildi. Yapılan ön analizlerde, eğitim alan muhataplarda davranışların olumlu yönde değiştiği tespit edildi.

Projeden elde edilen verilerin değerlendirildiği “Bağımlılıkla Mücadele Sempozyumu”nda konuşan İstanbul İl Milli Eğitim Müdürümüz Ömer Faruk YELKENCİ konuşmasında şu hususlara dikkat çekti:

Öncelikle projeyi bizimle işbirliği içinde yürüten proje ortaklarımıza, projeye destek sağlayan/hazırlayan öğretmenlerimize, öğrencilerimize ve desteği olan herkese teşekkür ediyorum.

21.yüzyıl itibariyle biz çok farklı alanlarda bağımlılıklardan söz edebiliyoruz.

Bundan otuz kırk sene evvel sigara ve  alkol bağımlılığından sıkça bahsediliyordu. Biraz daha geriye gittiğimizde esrar bağımlılığından söz ediliyordu. Bugün ekstazi gibi sentetik hapların yanında teknoloji bağımlılığı gibi çok daha farklı bağımlılıklar dan söz etmemiz mümkündür.

Belki buna bir şey daha eklemek gerekir diye düşünüyorum: Harcama ve tüketim bağımlılığı. İnsanoğlu 1960’larda bilişsel psikolojinin gelişmesi ve beynin işleyişini keşfetmesiyle beraber beyne daha kolay hükmetmeye başladı. Çeşitli yöntemlerle, içerden ve dışarıdan müdahalelerle insan beynini istedikleri şekilde kullanmaya başladılar. 15 Temmuz darbe ve işgal kalkışmasını hazırlayan  şartlar da, beynin ele geçirilme ve bilinçaltına hükmetme hikayesidir. Bu dünyada değerli her şeyin kendilerine akması gerektiğini düşünen ve sermayeye hükmeden güç, aynı şekilde tarihin her döneminde farklı araçlarla bunu yapmış ama mutlaka bir maşa bulmuştur. Fakat bu son hadisede de görünen ve ilginç olan taraf; post modern çağda yani günümüz dünyasında maliyetini de düşürerek bu müdahaleleri yapmış olmasıdır.

Günümüzde bunun en güzel yolu beyinlere hâkim olmak, bilinçaltına hâkim olmaktır.

 Bilinçaltına yönelik olarak yaptığınız her şey bunu size sağlıyor. Mesela sigarada tüketiminde marka bağımlılığı var. Bu da bize bağımlı olunan markanın bu algı yönetiminde çok iyi çalıştığını gösteriyor. Marka bağımlılığı yaratan çok güçlü bir kimyasal kullanıyor. Kimyasallar insan beyninde bir sayfa açarak “sen şu sigarayı içmek zorundasın!  o sigarayı içersen günlük yaşamına devam edersin”  diyor. Bu şirket bunu neden yapıyor?. Ana amaçları nedir? Burada arzu ettikleri şey, bağımlılık oluşturarak sonsuz bir şekilde kazanmak. Olayın sonuçları başkalarını nasıl etkiler, onlar için önemli değil. Dolayısıyla bunun da en maliyetsiz yolu beyinlere bilinçaltına hükmetmekten geçiyor.

Yaşam tarzı, sabah uyanışımızdan yatışımıza kadar geçen zamandaki her şeyimizi düzenler. Maddi olarak refah seviyesinin yükselmesi ile birlikte biz yaşam tarzımızı değiştirdik.

 İki sosyolojik unsuru kaybettik: Öncelikle “Köyü” kaybettik. Sonra da “Şehri” kaybettik.

Köydeki kültürü kaybettik köy müthiş bir kültürü biriktirerek taşır. Köy başlı başına bir kültür taşıyıcısı, müthiş bir okuldur. Aynı şekilde şehir de böyledir. Şehirdeki birikim daha fazladır. Ellilerde ekonomik sebeplerle başlayan göç seksenlerde yine aynı sebeplerle terör de eklenerek devam etmiş, şehre göçen köydeki kültürünü oraya taşıyamamıştır. Taşıyamaz çünkü farklı bir yere gidiyor. Köydeki kültür orada kalmıştır ama şehirdeki kültürü edinebilmiş midir? Maalesef onu da edinememiştir. Bu kültürsüzlük, kültürünü kaybetmek; uzayda boşluğa düşmek gibi bir şeydir. Uzay boşluğuna düşen bir nesil ortaya çıkmıştır.

Peki şehre ne yapmışız? Şehirde o kültürü biriktirenleri de kaçırmışız. Artık yedi göbek, on beş göbek İstanbullu ailelerden bahsedemiyoruz. İki-üç göbek İstanbullu var, onlar da köken olarak bellidir ve biriktirdikleri bir kültür de maalesef yoktur. Bu bir realitedir; yoksa şehri küçümsemek adına söylemiyorum. Peki başka ne yapmışız? Bir odadan oluşan rezidanslar yapmışız, gökdelenler yapmışız şehri tamamen tüketime zemin hazırlayan bir hale getirmişiz. Şehri böyle yapılandırmışız. Şehrin birbiriyle iç içe geçmiş olan ağını koparmışız. Her şey tekil olarak, münferid olarak biryerlerde kalmış ve böyle olunca inanların psikolojileri bozulmuş. Bizim neye ihtiyacımız var? Temel olarak bizim büyük bir başkaldırıya ihtiyacımız var. Bize tüketimi dayatan düzene ve bu tüketimi ahlaki olmayan bir şekilde “nasıl olursa olsun, yapılsın da bu tüketim neticesinde dünyada ne kadar kıymetli şey varsa  bize gelsin” zihniyetiyle bütün insanlığı bozmaya çalışan bu düzene karşı, kocaman bir başkaldırıya ihtiyacımız var.

Konuşmaların ardından İl Milli Eğitim Müdürümüz Ömer Faruk YELKENCİ, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa DUMAN’a ve Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü İbrahim İlhami KOÇ’a projeye katkılarından ötürü plaket takdim etti.

Sempozyumda ayrıca  İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü Özel Eğitim ve Rehberlik Şubesi tarafından yürütülen “Fark Et Fark Ettir” Yaşam Becerisi Eğitimi Projesi kapsamında  yapılan afiş yarışmasında dereceye giren öğrencilere hediyeleri  verildi.

 
27-09-2016
27-09-201627-09-201627-09-201627-09-201627-09-201627-09-201627-09-201627-09-201627-09-201627-09-201627-09-201627-09-201627-09-2016

 

Binbirdirek M.İmran Öktem C.No1 Eski Adliye Binası Sultanahmet/Fatih/İSTANBUL - (0212) 384 34 00

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.