İSTANBUL İL MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

EĞİTİMDE YENİ EĞİLİMLER, MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİMDE PARADİGMA DEĞİŞİMİ

İstanbul Sanayi Odası, eğitimde yeni eğilimler, mesleki ve teknik eğitimde paradigma değişimi çerçevesinde Millî Eğitim Bakanımız Sayın Mahmut Özer'i ağırladı.
EĞİTİMDE YENİ EĞİLİMLER, MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİMDE PARADİGMA DEĞİŞİMİ

İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) Eylül ayı meclis toplantısı yapıldı. İSO Meclis Başkanı Sayın Zeynep Bodur Okyay'ın başkanlığında yapılan İSO Meclisi'nin ana gündem maddesi "Eğitimde Yeni Eğilimler, Mesleki ve Teknik Eğitimde Paradigma Değişiminin Sanayimiz Açısından Önemi" oldu. Meclis toplantısına Millî Eğitim Bakanımız Sayın Mahmut Özer konuk oldu. Toplantıya Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Sayın Hasan Büyükdede, İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, İl Millî Eğitim Müdürümüz Sayın Levent Yazıcı ve iş insanları katıldı.

Gelecek İçin Hep Birlikte

Millî Eğitim Bakanımız Mahmut Özer, İSO Meclisi'nde kendisini yabancı bir ortamda değil, aile içinde gibi hissettiğini belirtti. Mesleki eğitim ile ilgili tüm süreçleri İSO birlikte planladıklarını söyledi. Gelinen noktada, kararlı bir şekilde odaklanarak mesleki eğitimle ilgili yola çıkıldığı zaman, farklı noktalara da açılım yapılabildiğini gördüklerini anlatan Bakanımız Özer, 33 okulla başladıkları projede güzel sanatlar ile ilgili açılım yapıldığını ve ardından özel eğitim meslek okullarının da projeye dâhil edildiğini dile getirdi. Kaynakçılıkla ilgili yıllardan beri şikâyetler geldiğini aktaran Bakanımız Özer, bu sorunları çözmek için kaynakçılık mükemmeliyet merkezleri oluşturduklarını ifade etti. Bakanımız Özer, üç yıllık süreçte mesleki eğitimde Bakanlığın yaptığı tüm hamlelerin ya İSO'ya yansıdığını ya da İSO'da pişirilerek diğer illerdeki çalışmalara yansıdığını ekledi.

Mart 2020'den beri dünyanın hiç deneyimlemediği ve hazırlık yapmadığı bir süreçle yüz yüze kaldıklarını hatırlatan Bakanımız Özer, bu süreçten en çok etkilenen sektörlerden birinin eğitim olduğunu anlattı. Yüz yüze eğitim sürecinde öğrencilerin mağdur olmaması için verilen ara nedeniyle öğrenme kayıplarını indirmek için inanılmaz çaba sarf ettiklerine işaret eden Özer, aşının artık vatandaşların kolay erişimine ulaştığını ve okulların ilk açılan ve son kapatılan yerler olmak zorunda olduğunu vurguladı. Millî eğitim sisteminin kapasitesinin inanılmaz yüksek olduğuna dikkat çeken Bakanımız Özer, 18 milyon öğrenci, üniversiteler de dâhil edildiğinde 26 milyon öğrenci, 1,2 milyon öğretmen, 100 binin üzerinde idari personel, 150 bin servis şoförü ile dev bir yapı olduğuna dikkat çekti.

Beşerî Sermaye ve Fırsat Eşitliği

Bakanımız Özer "Türkiye'nin iddiası beşeri sermayenin niteliğinden geçiyor. Okulları kapalı tutarsak bu iddiamızı kaybederiz. Okulların açık tutulması bir mili güvenlik meselesidir. Öğrencilerimizi sadece öğrenme değil psikolojik ve sosyal gelişimleriyle, kültür sanat eğitimleriyle her alanda yetişmiş insanlar olarak Türkiye'nin geleceğinin inşasında sorumluluk alacak şekilde yetiştirmek zorundayız. Okullar kapalı olursa bundan en çok etkilenen dezavantajlı gruplar oluyor. Bu çocuklar için okullar sadece öğrenme ortamı değil, evinden çıkıp kültürle sanatla sporla tanışıp sosyalleştiği ortamlar. Eğitimde fırsat eşitliği diyorsak okulları açık tutmak zorundayız. İSO'ya da bu süreçte okulların açık tutulmasına ve aşı kampanyasına destek verdiği için teşekkür etmek istiyorum" dedi.

Mesleki eğitimin yerinde olmasının sadece nitelikli işgücü demek değil, orta öğretim sisteminin de yerli yerine oturması demek olduğunun altını çizen Bakanımız Özer, 1999'daki katsayı uygulamaları sonrasında akademik olarak başarılı öğrencilerin mesleki eğitimi tercih etmediğini belirtti. Öğrencilerden başarı beklentisi düştükçe öğretmenlerin de eğitimden kopmaya başladığını söyleyen Bakanımız Özer, iş gücü piyasasının aradığı elemanı bulamamaya, bulsa bile yeterli niteliğinin yeterli gelmemesine başladığını ekledi. Özer, yeni iş birliği modelinde ise işverenin aktif bir şekilde işin içine girdiğini belirtti.

Kovid-19 sürecinde mesleki eğitimin performansından bahseden Bakanımız Özer, üretim kapasitesini devreye soktuklarını, maskeden dezenfektana ve tek kullanımlık önlüğe kadar ihtiyaçları vatandaşların hizmetine sunduklarını dile getirdi. Bakanımız Özer, meslek liselerinin sadece iş gücü piyasasına nitelikli eleman yetiştirmediğini aynı zamanda olağanüstü koşullarda devletin ve milletin harekete geçirebileceği bir kapasitesinin olduğunu vurguladı. Türkiye'de akademik olarak başarılı öğrencilerin meslek liselerini tercih etmeye başladığını belirten Bakanımız Özer, mesleki eğitimi en başarılı şekilde uyguladıkları ortağın İSO olduğunu sözlerine ekledi.

Sanayimizi Büyütme Kararı

Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede, İSO Meclisi'ndeki konuşmasında "Biz hâlen sanayi bakımından küçük bir ülkeyiz, önümüzde çok büyük bir yol var. Önümüzdeki 10 yılda şu andaki sanayi alanlarımız kadar sanayimizi büyütme kararı aldık. 300 bin hektarlık mevcut sanayimizi en azından İtalya'nın elinde bulunan 550 bin hektara ulaştırmamız gerekiyor. Sanayimizi her yıl yüzde 10 genişletmemiz gerekiyor. Bunun için de insan kaynağına ihtiyacımız var. Makro planlarımızda gelmemiz gereken yeri ortaklaşa planlamalıyız. Pek çok ülke Çin'de üretmek yerine Türkiye'de üretmeyi hedefliyor. Türkiye olarak buna hazırlıklı olmamız gerekiyor. Yer ve enerji hazırlığı yaptığımız gibi insan kaynağı hazırlığı yapmamız lazım. Pek çok firma yatırım yapmak için Türkiye'ye geliyor. İlk sordukları şey arazi ise sonrasında insan kaynağı oluyor."

Eğitim-Sektör İlişkisini Güçlendirmek

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan ise konuşmasında Millî Eğitim ve Sanayi ve Teknoloji bakanlıkları ile imzaladıkları Mesleki Eğitim İş Birliği Protokolü'nün artık bir markaya dönüştüğüne dikkat çekerek, iki yeni proje daha açıkladı: "Türkiye'de bir ilk olacak 'Mesleki ve Teknik Eğitim Geliştirme Merkezi' ile mesleki ve teknik eğitimin sosyal statüsünü güçlendirmeyi, niteliğini artırmayı, eğitim-sektör ilişkisini güçlendirerek bölgenin beşeri ve kurumsal kapasitesini geliştirmeyi amaçlıyoruz. Millî Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenen beş okulumuz da kaynakçılık alanında aranan elemanlar yetiştirecek birer Kaynakçılık Mükemmeliyet Merkezleri'ne dönüştü."

Mesleki eğitim ile üretim hayatı arasında sağlam bir köprü kurduklarını belirten Bahçıvan "Amacımız; meslek lisesi eğitimi gibi kıymetli bir eğitimden geçmiş ve bu dönem boyunca da iş tecrübesi kazanmış gençlerimizi, meslekleri ile gurur duyacakları bir şekilde eğitim aldıkları alanda iş sahibi yapabilmek. Toplumumuz ve tek tek bireyler için bundan daha büyük bir hizmet olamaz diye düşünüyorum. Bu kapsamda; yaklaşık üç yıldır meslek lisesi öğrencilerine işletmelerde, gerçek üretim ortamlarında beceri eğitimi ve staj imkânları sağlıyoruz. Öğretmenlerimize hizmet içi ve işbaşı eğitimleri verilmesi, çerçeve öğretim programlarının güncellenmesi, okullarımızın proje odaklı üretim yapmaları ve başarılı projelerin desteklenmesi gibi konularda da çalışmalar yapıyoruz. İstanbul'da 35 okulla başladığımız Mesleki Eğitim İş Birliği Projemizde, daha sonra eklenen güzel sanatlar liseleri, kaynakçılık mükemmeliyet merkezleri ve özel eğitim meslek okulları ile bugün 66 okulluk büyük bir operasyonel ölçeğe ulaşmış durumdayız. Öte yandan; bu okullarımızı çeşitli sektörlerdeki 130'u aşkın meclis ve meslek komitesi üyemizle birlikte geliştiriyoruz" diye konuştu. 

AR-GE ve Üretim Merkezi İş Birlikleri

Proje kapsamında öğrencilerin ilgisini çeken dijital dönüşüm ve yeni teknoloji trendleri gibi konularda eğitim atölyeleri düzenlediklerini belirten Bahçıvan, bunların yanı sıra, okulların döner sermayelerini güçlendirecek ve onları birer AR-GE ve üretim merkezi gibi konumlayacak iş birlikleri oluşturduklarını ve oluşturmaya da devam edeceklerini aktardı.

Mesleki eğitimin hak ettiği yere tam olarak ulaşabilmesi için, çalışmaları bir ileri seviyeye taşımak ve ilave katkılarla desteklemek gerektiğini belirten Bahçıvan, şunları söyledi: "Bu amaçla; toplumu, aileleri ve öğrencileri mesleki eğitime daha da yakınlaştırmak, mesleki eğitime olan talebi artırmak için hem ailelerin hem de öğrencilerin maddi olarak teşvik edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu kapsamda; çocuklarını mesleki eğitime gönderen ailelerin eğitim süresince sosyal yardım yaklaşımıyla maddi olarak desteklenmesi, meslek lisesindeki öğrencinin ilk yılından itibaren sosyal güvencesinin başlatılması ve devlet tarafından ödenmesi, okuduğu süre boyunca burs sağlanması, mezun olduktan sonra kendi alanında çalışmak şartıyla belli bir süre ücretine vergi muafiyeti tanınması ve erkek öğrenciler için askerlik avantajı getirilmesi mesleki eğitime talebi daha da artırmak için önemli teşvikler olacaktır."

Sonrasında İSO Meclis Üyeleri kürsüye gelerek söz aldı ve görüşlerini paylaştı. İSO Meclis Üyelerinden gelen sorular Millî Eğitim Bakanımız Mahmut Özer tarafından cevaplandı.

Binbirdirek M.İmran Öktem C.No1 Eski Adliye Binası Sultanahmet/Fatih/İSTANBUL - (0212) 384 34 00

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.