İSTANBUL İL MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

Bugünden Yarına Seslenmek

Alev Alatlı, İstanbul'u Okuyorum Projemizin  konuğu oldu. 
Bugünden Yarına Seslenmek

Türkiye'nin yakın dönem entelektüel tarihinde Alev Alatlı'nın kitaplarının önemli bir yeri vardır. Bugünü anlatırken, yarına seslenen ve dünü de gündeme getirmeyi unutmayan Alatlı'nın yazdıkları gerek ontolojik gerekse epistemolojik açıdan 2023 Eğitim Vizyonu'muzun felsefi altyapısına da ışık tutuyor.

Alev Alatlı, bilinen anlamıyla sadece bir edebiyatçı değil, aynı zamanda bir sosyolog, bir felsefeci ve kendi deyimiyle de bir Türk aydınıdır.

Büyük Geleneğimizin İmkânları

Alev Alatlı, son kitaplarıyla  klasik kültürümüzdeki nasihatname geleneğine eklemlenip onu yeniliyor, yeniden hatırlatıyor. Bu çerçevedeki kitapları toplamda 6 bin 500 sayfa ve 11-12 cilt hâlinde okuyucuyla buluşacak. Dahası kendisini yetiştiren, okutan ve bugünlere gelmesine imkân sağlayan Türkiye'ye borçlu olduğunu ve bu borcu nasihatname külliyatıyla ödemeyi planladığını çeşitli vesilelerle belirtiyor. Dolayısıyla kitaplarında felsefeden sanata ve edebiyata birçok konuya değiniyor ve dünya tarihinin bugüne dek saklanan pek çok karanlık noktasını aydınlatıyor.

İl Millî Eğitim Müdürlüğü'müz İstanbul'u Okuyorum Projemiz kapsamında Başakşehir Belediyesi iş birliğiyle Başakşehir Emin Saraç Kültür Merkezi'nde Alev Alatlı'yı ağırladı. Programa Alatlı'nın yanı sıra İl Millî Eğitim Müdürümüz Sayın Levent Yazıcı, Başakşehir Kaymakamı Sayın Uğur Turan, Başakşehir Belediye Başkan Vekili Sayın Ahmet Melik, İl Millî Eğitim Müdür Yardımcımız Sayın Levent Özil, ilçe millî eğitim müdürlerimiz, okul yöneticilerimiz ve öğretmenlerimiz katıldı.

Türk edebiyatına ve düşünce hayatına büyük katkılar sunan Alev Alatlı son kitaplarından hareketle bir konuşma yaptı. Programda ayrıca İl Millî Eğitim Müdürlüğü'müz tarafından 2023 Eğitim Vizyonu çerçevesinde hayata geçirilen İstanbul'u Okuyorum Projemizin tanıtımı da yapıldı.

Unutmayan ve Unutulmayan Öğretmen

Konuşmasında göçmen bir aile olduklarını hatırlatan Alev Alatlı,  tarihsel arka plana dayalı olarak sunumunun çerçevesini çizdi. Alatlı, öğretmenlerinin hayatında çok önemli bir yere sahip olduğunu ifade etti. Kendisini 40 yıl sonra bile hatırlayan Emine öğretmeninden bahsederken gözleri dolan Alatlı, Erzurum'da zor şartlar altında geçirdiği ilkokul yıllarını şöyle anlattı:

"İki sınıf arkadaşım vardı, biri İlhami biri Nevzat. Bu çocuklar o kadar yoksuldu ki kışın kar yağarken tahta çantalarının üzerinde, elektrik direğinin altında ödev yaparlardı. Evde mum alacak para yoktu. Ben böyle bir eğitimden geldim. Benim evimde gaz lambası da lüx de yandı ama bu çocuklar bu şartlar altında okudu. Ben de okudum, haftada en az iki kez bitlendiğim bir okulda okudum. Neredeyse hafta sonu başımıza gaz yağı sürüldü. Tuvaleti dışarıda olan Alparslan İlkokulu'na giderken her gün birer tane tezek götürürdük. Yakıt yoktu. Öğretmen bir yandan soba yakmaya çalışırdı. O kadar soğuktu ki kalem tutamadığımı bilirim."

"Bilinen bir yazar oldum, bir sürü şeyi yırtarak oldum ama geriye baktığım zaman, ben böyle bir çocukluk ve gençlik geçirmeseydim bunların hiçbiri olmazdı." diyen  Alev Alatlı "Eğer ben böyle bir gençlik ve çocukluk geçirmeseydim bunların hiç biri olmazdı. İnsan yoksulluğa şükür duyar mı, ben duyarım. Bu arabesk bir tutum değildir, öyle kalsın demek anlamına da gelmez. Ama yoksulluğu tanımak çok önemli. Çünkü insanı çok güçlü kılıyor. Onun etrafından nasıl döneceğinizi, nasıl bir hamleyle tekrar ortaya nasıl çıkabileceğinizi görüyorsunuz. Ders alırsanız şayet müthiş bir avantaj olabiliyor. Hepimizin bir zafiyetinin de tek başına kalmaktan korkmak olduğunu bilin. Kadın ve erkek hiç fark etmez hepimiz tek başına kalmaktan korkarız." dedi.  

Fikri Takiple 21. Yüzyıla Yolculuk

Günümüzde öğretmenlerin ve eğitimcilerin üstlenmesi gereken sorumluluklara da dikkat çeken Alev Alatlı, nasihatname kitaplarına değindi. Alatlı, vücudu toksinlerden arındırmak için yapılan detokstan hareketle beyin detoksu vurgusu yaparak "Bu kitaplarla zihinlerin toksin atmasını sağlamaya çalışıyorum. Beyni temizlemek. Bilinen veya yanlış bilinen Batı medeniyetini anlatıyorum. Fikri taslayarak kıyaslayarak anlatmaya çalışıyorum. Benim gördüğüm dünya Türkiye'de görülmüyor hâlâ. Yapmak istediğim, yaşımı sizin yaşınıza katıp 21. yüzyılda sizin avans almanızı sağlamak. Diyelim 23 yaşındasınız, 77 ile 23'ü toplayınca 100 yaşındaki birinin bilgisiyle hayata devam edin istiyorum. O bakımdan istirhamım bu kitapları gerçekten düzgün okuyun." şeklinde konuştu.

Kitabın İslâm Düşünce Enstitüsü tarafından Arapçaya çevrileceğini belirten Alatlı, "Amerikalılar beni vurmadan bu işi bitirirsem, bana herhalde bir iyilik düşünüyorlardır. Bakalım bugün yarın birileri saldırır görürsünüz. Sosyal medyadan takip edin." dedi.

Alev Alatlı, "Bunu biliyorum. İnsan yoksulluğa şükür duyar mı? Ben duyarım. Bu arabesk bir tutum değildir, öyle kalsın anlamına da gelmez ama yoksulluğu tanımak çok önemli. Çünkü insanı çok güçlü kılıyor. Onun etrafından nasıl dönebileceğinizi, nasıl bir hamleyle tekrar ortaya çıkabileceğinizi görüyorsunuz. Ders alırsanız eğer müthiş bir avantaj olabiliyor." diye konuştu.

Yazmayı Göze Almak

Öğretmenlere tavsiyelerde bulunan Alev Alatlı, "Sistem öğretmeni yetiştiriyor, öğretmen dönüp tekrar sistemi yetiştiriyor. Buradaki kısır döngüyü görebiliyor musunuz?" dedi. Alatlı, şunları söyledi:

"Dıştan etki gelmeden döndüğü sürece 'vasatistan'dan kurtulamayız. Bu bir kısır döngü? Bu kısır döngünün bir yerde kırılması lazım ki 'vasatistan'dan kurtulalım. Top siyasilerde değil falan değil sizde. Gelişmek için siyasilerin iki dudağının arasında bakmak zorunda değiliz. Dünya çok değişti, imkânlar çok büyük. İnternet var ve bilgiye ulaşmak çok daha kolay oldu. Bunu yapabiliriz. Bundan sonrası niyet meselesi hâlinde? Öğretmenler olarak sizin ne yapıp yapıp sisteme dışarıdan bakmayı öğrenmeniz, nerede bozukluk var onu görmeniz gerekiyor."

Öğretmenlerin haklı ve doğru oldukları zaman bildiklerini söylemeleri gerektiğine işaret eden Alev Alatlı, "Türklerin, bizim hepimizin bir zafiyetinin de tek başına kalmaktan korkmak olduğunu bilin. Bu bizim kadın veya erkek ciddi zaafiyetimizdir, ödümüz patlar. Bu 'ne derler?' sendromu. 'Yahu ne derler, tek başıma kalırım, herkes aynı fikirde değil.' falan. Yırtacağınız nokta burasıdır. Öğretmenler, siz çok gençsiniz, çocuklara bunu öğretebilirsiniz. Yalnız kalırsanız incileriniz dökülmez." değerlendirmesini yaptı.

Öğretmenliğin ve Eğitimin Hakkını Vermek

Alev Alatlı, bir şeyleri değiştirmekten korkmamak gerektiğine dikkati çekerek, "Yazmak isteyen birçok insan var etrafımda ama korkuyor. Aileden korkuyor. İnsanların haberi olursa diye korkuyor. Bir "sürü psikolojisi" var. Bundan kurtulmak zorundayız. Bu, tepişmek veya laf dinlememek anlamında değildir ama meseleye dışarıdan bakabilecek feraseti edinmemiz bağlamında önemlidir. Hele ilkokul öğretmenleri... Bir ilkokul öğretmeni kendi ahlaki değerlerini bence bir kâğıda yazıp cebinde taşımalı. Bunlara ters düşmemek, ters görüntü vermemek için elinden geleni yapmalı." ifadelerini kullandı.

İşleyen çarkın bir şekilde kırılması gerektiğinin altını çizen Alev Alatlı, şunları kaydetti:

"Yaptığınız işle yetinmeyin. Sizin işiniz oraya çıkıp konuşup ineceğiniz bir iş değil. Siz mahkeme kâtibi değilsiniz. Önünüzden çocuk geçiyor. Meslek yüksekokulu, üniversite tecrübesi olan biri olarak da konuşuyorum. Bu bir fabrika değil, önünüzden geçen şey insan. Teker teker her birinin elini tutmak gerekiyor. Aksi takdirde dünyanın en büyük dolandırıcısısınız haberiniz olsun. Öğrenci dolandırmak diye bir şey var. Bu insanları alıyorsunuz, 'Ben sana öğreteceğim' diyorsunuz ama öğretmiyorsunuz. Düşünün böyle bir sahneyi. Samimiyetsizliğimizi tersine çevirmek zorundayız. Bu ipin ucunu ne zaman kaybettik bilmiyorum ama içten ve samimi değiliz Türkiye'de. Sürekli hava atıyoruz. Atmayalım bu havayı."

Alatlı, eğitim kalitesinin önemine değinerek, "Kadın cinayetlerinden bile siz sorumlusunuz. Çünkü erkek çocuklarına güçlü ve onurlu olduklarını hissettirmenin yolu cinayetten başka bir şey olmalı. Bu da öğretmenden ve aileden geçecek. Farkındaysanız size özgürlük ve demokrasi öneriyorum. Demokrasi sadece oy atmakla olmuyor. Önce kendinize demokrat olun, otosansürü bırakıp konuşmaya başlayın. Kendi kendinize konuşun. 'Ben neyim, ne değilim, eksiğim gediğim nedir?' Oyun oynamayın. Önce kendinizin ne olduğuna karar verin, ona göre kendinizi iyileştirecek yolların neler olduğuna karar verin. Onun üstüne gidin ve gerekeni, isteklerinizi ille de söyleyin." ifadelerini kullandı.

Öğretmenlerin öğrencilere adaletli davranması gerektiğini söyleyen Alatlı, "Biz Türk'üz, elhamdülillah Müslümanız. Bizi en çok rahatsız eden şey adaletin olmamasıdır. Biz özgürlüklerden vazgeçeriz de adaletten geçmeyiz. Bizi en çok yaralayan adalettir." dedi.

Çeşitli ilçelerimizden 900'zü aşkın öğretmenimizin katıldığı programın sonunda İl Millî Eğitim Müdürümüz Levent Yazıcı, Alev Alatlı'ya hediye takdim etti. Günün anısına fotoğraf çekildi.

Katılımcılara Alev Alatlı'nın "Fesüphanallah" ve "Hafazanallah" kitapları hediye edildi.

30-09-201930-09-201930-09-201901-10-201930-09-201930-09-201930-09-201901-10-201901-10-201901-10-2019

Binbirdirek M.İmran Öktem C.No1 Eski Adliye Binası Sultanahmet/Fatih/İSTANBUL - (0212) 384 34 00

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.