İstanbul Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından gerçekleşen programa İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan, İstanbul Millî Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci, İstanbul Büyükşehir Belediye Genel Sekreter Yardımcısı Mevlüt Bulut’un yanı sıra İstanbul genelindeki çeşitli okullardan gelen öğrenci ve öğretmenler ile veliler katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı´nın okunmasının ardından konuşan Vasip Şahin, bütün öğretmenlerin Öğretmenler Günü´nü kutladı. Öğretmenlerin şevkle ve aşkla mesleklerini icra ettiklerini belirten Vali Şahin, her zaman öğretmenlerin arkasında olduklarını ve onlara yardımcı olmaya da devam edeceklerini ifade etti.

Şahin, "İyi bir kadro ile işine saygı duyan bir kadro ile çalışıyoruz. Bu ürettiğimiz hizmetten, verdiğimiz emekten ziyadesiyle memnunuz. Sizlerin sayesinde ve gayretiyle bir şeyler üretiyoruz. Sadece valiliğim adına değil şehrim ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum" dedi.

Öğretmenlere hitaben, "Sizler geleceğimizin mimarısınız" diyen Vali Şahin, "Bugün yaşadığımız, iyilik adına, gelişme ve ilerleme adına ne varsa öğretmenlerimize borçluyoruz. Ama bunun yanında kaybettiğimiz, zaman adına ne varsa onun da sorumluluğu maalesef sizlerin omuzundadır. Hep birlikte el ele vererek aşkımızı, şevkimizi kaybetmeden bu milletin evlatlarına çok daha fazlasını vermeye gayret etmemiz lazım" ifadelerini kullandı.

İstanbul Valisi Vasip Şahin, şunları söyledi:

"Hepimiz çocuk olduk. Öğretmenler hepimizin idealleri, idolleriydi. Eğer genç nesil, sizlerden iyi örnekler alırsa geleceğe daha iyi hazırlanmış olur. Sizlerden aldığı vatan, bayrak sevdası onları ömür boyu doğru yolda ve milletin hizmetinde yürümesine vesile olur. Öğrencilerimize evlatlarımız gibi hatta evlatlarımızdan daha fazla önem vererek yaklaşalım. Önümüzdeki dönem Türkiye için zorlukların, engellerin sahneleneceği dönem olacak. Çok daha diri olmamız ve gençliği şuurlu bir şekilde hazırlamalıyız. Kuvayi Milliye ruhunu dipdiri tutmalıyız. Bu mücadelede en büykü görevler sizlere düşüyor."

Vali Şahin, konuşmasında Mustafa Kemal Atatürk´ün "Fikri Hür, Vicdanı Hür, İrfanı Hür Nesiller" yetiştirilmesini öğütleyen sözlerini hatırlatarak, "Her bir iyi değerden iyi bir gruptan istifade edeceğiz ancak kendimizi asla bir gruba teslim etmemiş olacağız. Bilim ve teknolojiyi ıskalama lüksümüz yok. Önümüzde yeni bir fırsat doğdu. Sanayi döneminde açılan mesafeyi bilgi çağında kapatma imkanımız var" şeklinde konuştu.

İstanbul Millî Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitim hususunda ve öğretmenlik mesleği doğrultusunda Cumhuriyetimizin vizyonunu çok net bir şekilde koyduğunu belirtti.

İstanbul Millî Eğitim Müdürü Yelkenci, “Cumhuriyetimizi yükseltecek nesilleri öğretmenlerin yetiştireceğini ifade eden böylece öğretmenlerin konumunu da en mutena ve müstesna bir yerde belirlemiş olan Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e her hususta olduğu gibi eğitim konusunda da medyun-u şükran olduğumuzu belirtiyor ve onun şahsında ahirete intikal etmiş, şehit olmuş, gazi olmuş mesleğini icra ederken bu noktada büyük fedakarlıklarla beraber büyük sıkıntılar yaşamış ve bugün itibariyle de yurdumuzun dört bir yanında öğretmenlik mesleğini ifa eden bütün meslektaşlarımı  ölenleri rahmetle, yaşayanları da saygıyla ve sevgiyle anıyorum. Öğretmenler gününüz kutlu olsun. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda Türkiye Cumhuriyeti’nin vizyonu doğrultusunda, Cumhuriyeti dünya durdukça yaşatmak üzere büyük bir görev ve sorumluluk üstlenmiş olan öğretmenler aslında Cumhuriyet kurulurken ve öncesinde de büyük fedakarlıklar yaptılar.” dedi.

Öğretmenler sadece meslekleri itirbariyle değil bu mücadelenin içinde bizatihi yer alarak fedakarlıklarını ortaya koymuşlardır ki bunu Çanakkale’de de, İstiklal Harbi’nde de rahatlıkla görebiliriz diyen Yelkenci, sözlerini şöyle tamamladı:

“ Fedakarlıklarını sadece insan yetiştirerek, öğrenci yetiştirerek değil bizatihi cepheye giderek, savaşarak ortaya koyduklarını gördük. Bu millet gördü. Tarih kitapları yazdı. Böyle bir öğretmen neslinin mirasçısı olarak bize düşen de öğrencilerimize vatan sevgisinin, millet sevgisinin oturduğumuz yerden yaşanamayacağını, büyük fedakarlıklar gerektirdiğini öğretmektir. Bu doğrultuda, öğretmen O’dur ki, yine Atatürk’ün ifadesiyle, fikri hür nesiller yetiştirsin ki zihnini herhangi bir başka iradeye teslim etmesin. Böylece  az önce burada videoda gördüğümüz, 15 Temmuz şehidi eşi öğretmen meslektaşımızın da ifade ettiği yaşananların, yaşanmasına müsade etmesin. Öğretmen O’dur ki; vicdanı hür nesiller yetiştirir, ahlaklı nesiller yetiştirir, bizim Türk Milleti’nin kızıl elması olan dünyanın her yerine götürmek, adaleti götürmek ülküsünü gerçekleştirmek üzere canla başla çalışır. Yine öğretmen O’dur ki; irfanı hür nesiller yetişirir böylece kendini ve etrafını tanımak yoluyla insanlığı tanımak ve bu vesiyleyle de insana hizmet etmek üzere büyük bir nesli, büyük bir milleti inşaa eder. Bu duygu ve düşüncelerle bu yolda ilerleyen bütün öğretmenlerimizin öğretmenler gününü ve öğretmenliğini kutluyorum. Bu programda bizleri yalnız bırakmayan Sayın Valimiz’e teşekkür ediyorum. Özellikle şunu belirtmek istiyorum ki, İstanbul’da yaklaşık 150 bin kişiden oluşan eğitim ordusuyla onun liderliğinde milletimize, çocuklarımıza en güzel hizmeti yapacağımızı sizlerin huzurunda ifade etmiş oluyorum. Tekrar katıldığınız için teşekkür ediyor, hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum.”

15 Temmuz 2016 Türk gencinin, kadının, çocuğunun, yaşlısının biz daha ölmedik milletçe varız dedikleri o gün! 250 şehit verdiğimiz, 2000’den fazla gaziye sahip olduğumuz o kara gece; Türkiye’nin sabahına yeniden doğduğu o gece olduğunu vurgulayan 15 Temmuz şehidi Murat Naiboğlu´nun öğretmen eşi Gülsu Naiboğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Tarih boyunca çeşitli zorluklar atlatan, benzeri olayları yaşamış olan milletimiz bir darbe girişimini daha atlatmıştır. Hal bu ki milletin muhakeme yeteneğine sahip olmayan vatan hainleri milletin gücünü hesap edememişlerdir. Sadece emirleri yerine getiren vatan hainleri köleler yanılmış ve tahmin edemedikleri yenilgiye uğramışlardır. Büyük acılar ve kayıplar yaşanmış ama milletin iradesi için asıl krtitik dönem başlamıştır. Millet yeni görevinin bilincine varmıştır. Bundan onra düşmanımızı iyi tanımamız ve farklı şekillerde ortaya çıkabilecek hainliklere karşı tedbirli ve dikkatli olmamız gerekmekterdir. Bu konuda biz eğitimcilere düşen görevler artmıştır. Var olan nesile 15 Temmuz’ların bir daha yaşatılmaması için, her şeyden önce onları tek devlet, tek vatan, tek millet, tek bayrak bilinciyle yetiştirmeli ve hainleri iyi tanımalarını sağlamalıyız.”

Türkiye’nin son kale olduğunu belirten Gülsü Naiboğlu, “ Milletimiz bir oldukça, dimdik durdukça, kenetlenerek geleceğe yürüdükçe bizi kimse durduramaz. İman gücü ile toplu bir diriliş seferberliği yaşanmalıdır. Dostumuz, düşmanımızın kim olduğunu sezme vaktidir. Artık ‘ Sizden adam olmaz’ zihniyetini yaymaya çalışmış olanlara inat ‘Siz dünyanın en iyi çocuklarısınız’ diyerek gençlerimize ‘Vatan sağ olsun’ bilincini aşılamamız gereken dönemdeyiz. Biz öğretmenler olarak inşallah daha dik ve inançlı nesiller yetiştirir ve Asım’ın neslini yüceltiriz. Bir milletin yeniden dirilişinin göstergesi olan 15 Temmuz 2016 tarihi bir destan olduğudan ve diğer nesillere aktarılması ve günümüzde de yaşatılması gerekmektedir.” dedi.

 Uzun yıllar emek verdiği eğitim camiasından emekli olmak, saçlarını bu yolda ağırtmış, acı tatlı anılarını âdeta bir bohçada toplar gibi yüreğinde toplayıp gitmenin zor olduğunu belirten emekli öğretmen Şener Hazinedar, şunları söyledi:

“Son günlerimi yaşadığım okuluma, son adımlarımı atarken yüreğimde garip kıpırtılar, gözlerimde akmaya hazır yaşlar, zehnimde zaman zaman canlanan şimdiye kadar yaşadığım o güzelim anılar gibiydi. Cıvıl cıvıl, sevgiyle, güzel günler geçirdiğim öğrencilerin, işleri yetiştirmek için telaşlı koşuşturmalar bitiyordu artık. Ömrümün bir sayfası böyle kapanıp gidiyordu. Bir öğretmen için meslekten ayrılış dünyanın bütün çiçeklerinden kopuş, bütün güzelliklerini görmemek demektir. Bu kutsal mesleği bizden sonra ki öğretmenlere devretmenin mutluluğunu yaşıyorum. İnanıyorum ki bu meslekten bir Şenel Hazinedar ayrılırken, genç, azimli binlerce meslektaşıma bayrağı devrediyorum. Genç öğretmenlerim; vatanını ve milletini seven, bayrağımızı, manevi değerlerimizi ve kültürümüzü her zaman her şartta koruyup kollayacak gençler, umutlarımızı ve geleceğimizi yetiştirecekler.”

Törende Millî Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz´ın mesajı okunduktan sonra ´Benim Öğretmenim´ konulu şiir yarışmasında ´Sen Öğretmenim´ adlı şiiriyle birinci olan Pendik Namık Kemal İlkokulu öğrencisi Ahmet Eren Yılmaz, sahneye gelerek şiirini okudu.

İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan ve  İstanbul Millî Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci tarafından  öğretmenlik mesleğinde temayüz etmiş öğretmenler adına 20, 25, 30, 35 yılını tamamlayan bazı öğretmenlere  plaket  ve emekli öğretmenlere hizmet şeref belgesi verildi. Ayrıca şiir yarışmasında dereceye giren öğrencilere de hediyeleri takdim edildi.

Zeytinburnu Şemsettin Sami Ortaokulu Öğretmenler Korosu´nun konseri, halk oyunları gösterisinin ardından program mesleğe yeni başlayan öğretmenlerin ´Öğretmen Yemin´ töreni ile sona erdi.

Program sonrasında İstanbul Millî Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci 24 Kasım Öğretmenler Günü pastasını göreve yeni başlayanlar öğretmenler ve emekli öğretmenlerle beraber kesti. Pasta kesiminden sonra programa  katılan öğretmenlerle sohbet etti.