Şunu biliyoruz ki, aradan yıllar geçse bile milletlerin tarihinde unutulmayan, nesilden nesile aktarılan önemli günler vardır. Dar vakitlere koca bir tarihi sığdıran ilham kaynağımız kişilikler vardır. İşte bu bakımdan Mart ayı müstesna bir zaman dilimidir. Bu ay milletimiz için önemli gelişmelerin yaşandığı tarih dönümüne işaret eden günlerle ve kahramanlıklarla doludur. Geçen hafta 100'üncü kabul yıl dönümünü büyük bir gururla kutladığımız İstiklal Marşı'mız bu ayla bütünleşmiştir. Yine milletimizin kaderini değiştiren Çanakkale Meydan Muharebeleri de Mart ayında zaferle neticelenmiştir.

18 Mart Çanakkale Zaferi, bizim için azim ve kararlılıkla fedakârlığın birleştiği olağanüstü bir mücadele demektir.  Millî Mücadelemizin işaret fişeği Çanakkale Zaferimizin 106. yıl dönümünü idrak ettiğimiz tarihi günde tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Şüphesiz milletimiz, Birinci Dünya Savaşında Çanakkale'de yürütülen mücadelenin ne anlama geldiğini çok iyi biliyordu. Bunun için varını, yoğunu ortaya koyarak Çanakkale'yi geçilmez kılmayı başardı.

Tarihimizin çok önemli zaferlerinden birine sahne olan Çanakkale'de dönemin en güçlü ordularıyla vatanımıza saldırmışlardı. Peki, sonra? Çanakkale geçilmez oldu. Çanakkale'yi yalnızca rakamlarla; şu kadar subay, şu kadar asker şehit oldu diye anlatmak, meselenin önemini vurgulamakta yetersiz kalır. Çanakkale'de, rütbeleri küçük olduğu hâlde yaptıkları büyük işlerle her biri birer abide olan nice isim var. Bu kahramanlardan kimi gözlerini kırpmadan düşman kurşunlarının üzerine atılıyordu, kimi düşmanın denizdeki zırhlıların üzerine yürümeye kalkıyordu. Özetle insan havsalasının alamayacağı her türlü fedakârlığı canından aziz bildiği vatanı ve milleti için yapıyorlardı.

Çanakkale büyük bir seferberlik savaşıydı, ülkede eli silah tutan herkes Çanakkale'ye koşmuştu. Muharebelerin devam ettiği o dönemde ülkemizde pek çok lise mezun vermemiştir. Bunun sebebi gencecik fidanların; son sınıf öğrencilerinin tamamının Çanakkale'ye gitmesi ve genellikle de geri dönememiş olmasıdır. Fakülte öğrencilerinin hepsi savaşa gittiği için üniversiteler öğrencisizlikten âdeta kapanma noktasına gelmiştir. Özellikle hekim ihtiyacı sebebiyle tıp fakültesi öğrencileri zorla cepheden okullarına geri gönderilmişlerdir.

İşte bizi dirilten Çanakkale Zaferi bunlar gibi daha nice kahramanlık hikâyeleri sayesinde kazanılmıştır. Bizler böyle olduğu için 106. yılında yine Çanakkale Zaferini kutluyoruz.  Unutmamalıyız ki, Çanakkale'nin mesajını ruhumuza sindirmeden, eğitim ortamlarımızda gerektiği şekilde özenle anlatmadan milletimizin zor günlerdeki var oluş mücadelesini doğru bir şekilde kavrayamayız.

Hiçbir cephede, hiçbir savaşta görülmemiş unutulmaz insan hikâyelerini kavramak için sanatın, edebiyatın ve tarihin kapsayıcılığı büyük bir şans... Denizin üstünün bile tutuştuğu Çanakkale'yi unutulmaz kılan öyle hikâyeler, öyle fotoğraflar, öyle ismi bilinen, bilinmeyen kahramanlar var ki, bunları görüp de duygulanmamak mümkün değil. Savaşı anlatan, mektupları bir araya getiren ve bugün bile yolumuzu aydınlatmayı sürdüren mühim kitaplar var.  Hepimizin bir şekilde söylediği "Çanakkale İçinde Aynalı Çarşı" türkümüz var.

Dille yakından ilgilenen uzmanlar, çevresinde edebiyat oluşan kelimelere özel bir dinamizm, özel bir canlılık geldiğini kaydederler. Mesela "şehit" kelimesi Malazgirt'ten Çanakkale şehitlerine kadar uzanan bir tarih içerisinde öyle bir canlılık sunar ki hiç bir kelime ile onu karşılayamazsınız. Yıllar geçse eskimeyen, her okuduğumuzda içimizi ısıtan şehitlik temalı şiirler de bunu doğrular. Bunlardan biri biliyorsunuz millî şairimiz Mehmet Akif Ersoy'a ait. Tüm bunları unutmadan her çağ ve her zamanda Çanakkale'yi yeni nesillere, gençlerimize azalmayan bir heyecanla aktarmak için daha çok çalışmamız gerekiyor. Ortaöğretim kurumlarımızdaki tarih ve edebiyat, ilk ve ortaokullardaki sosyal bilgiler dersleri başta olmak üzere tüm kademelerin seviyelerine uygun şekilde, öğrencilerimize şehitlik ve gaziliğin, bunun üst çatısı olarak vatan sevgisinin anlatımı başlı başına değerlidir. Millet olmanın anlamını kavramak için hepimizin tarihimizi hatırlamaya ihtiyacı var.

Bize düşen, bizi biz kılan değerlerin taşıyıcısı olmak, geçmişten alınan güçle yeniliklerin izini sürmek, kendi birikimlerimizin değerini daima bilmektir. Birlikte başarmanın ne demek olduğunu gösteren 18 Mart Çanakkale Zaferimizin 106. yıl dönümünde Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, Çanakkale şehitlerimizi ve Malazgirt'ten 15 Temmuz'a kadar vatanımızı savunan tüm şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Çanakkale'yi destan kılan milletimizin tüm zaferleri kutlu olsun.                                                                                                             

 Levent YAZICI

İstanbul İl Millî Eğitim Müdürü