18 Mart Çanakkale Zaferi, bizim için azim ve kararlılıkla fedakârlığın birleştiği olağanüstü bir mücadele demektir. İstiklal mücadelemizin işaret fişeği Çanakkale Zaferimizin 104. yıldönümünü idrak ettiğimiz tarihi günde tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum.

Şunu biliyoruz ki, aradan yıllar geçse bile milletlerin tarihinde unutulmayan, kuşaktan kuşağa aktarılan önemli günler vardır. Dar vakitlere koca bir tarihi sığdıran ilham kaynağımız kişilikler vardır. İşte Çanakkale Zaferi hem böyle bir günü, hem de böyle müstesna kişilikleri içinde barındırır. Hiç şüphesiz milletimiz, Birinci Dünya Savaşında Çanakkale’de yürütülen mücadelenin ne anlama geldiğini çok iyi biliyordu. Bunun için varını, yoğunu ortaya koyarak Çanakkale’yi geçilmez hâle getirmeyi başardı. 

Tarihimizin çok önemli zaferlerinden birine sahne olan Çanakkale’de dönemin en güçlü ordularıyla üzerimize saldırmışlardı. Peki, sonra? Çanakkale geçilmez oldu.  Çanakkale sadece hamasetten ibaret değildir, büyük bir destandır. Çanakkale’yi yalnızca rakamlarla; şu kadar subay, şu kadar asker şehit oldu diye anlatmak, meselenin önemini vurgulamakta yetersiz kalır. Çanakkale’de, rütbeleri küçük olduğu hâlde yaptıkları büyük işlerle her biri birer abide olan nice isim var. Bu kahramanlardan kimi gözlerini kırpmadan düşman kurşunlarının üzerine atılıyordu, kimi düşmanın karadaki askerlerini çiğnemekle yetinmeyip denizdeki zırhlıların üzerine yürümeye kalkıyordu. Özetle insan havsalasının alamayacağı her türlü fedakârlığı yapıyorlardı. Kelime-i şahadetten önce sadece “Vatan sağ olsun!” diyorlardı. 

Bilindiği üzere Çanakkale bir seferberlik savaşıydı, ülkede eli silah tutan herkes Çanakkale’ye koşmuştu. Muharebelerin devam ettiği o dönemde ülkemizde pek çok lise mezun vermemiştir. Bunun sebebi gencecik filizlerin; son sınıf öğrencilerinin tamamının Çanakkale’ye gitmesi ve genellikle de geri dönememiş olmasıdır. Fakülte öğrencilerinin hepsi savaşa gittiği için üniversiteler öğrencisizlikten adeta kapanma noktasına gelmiştir. Özellikle hekim ihtiyacı sebebiyle tıp fakültesi öğrencileri zorla cepheden okullarına geri gönderilmişlerdir.  

İşte bizi dirilten Çanakkale Zaferi bunlar gibi daha nice kahramanlık hikâyeleri sayesinde kazanılmıştır. Bizler böyle olduğu için 104. yılında yine Çanakkale Zaferini kutluyoruz.  Unutmamalıyız ki, Çanakkale’nin mesajını ruhumuza sindirmeden bugün verdiğimiz mücadeleyi doğru bir şekilde ifade edemeyiz. 

Hiçbir cephede, hiçbir savaşta görülmemiş unutulmaz insan hikâyelerini kavramak için sanatın, edebiyatın ve tarihin kapsayıcılığı büyük bir şans… Denizin üstünün bile tutuştuğu Çanakkale’yi unutulmaz kılan öyle hikâyeler, öyle fotoğraflar, öyle ismi bilinen, bilinmeyen kahramanlar var ki, bunları görüp de duygulanmamak mümkün değil. Savaşı anlatan, mektupları bir araya getiren ve bugün yolumuzu aydınlatan mühim kitaplar var.  “Çanakkale İçinde Aynalı Çarşı” türkümüz var. Yıllar geçse eskimeyen, her okuduğumuzda içimizi ısıtan şiirler var. Bunlardan biri biliyorsunuz istiklal ve istikbal şairimiz Mehmet Akif Ersoy’a ait. Tüm bunları unutmadan her çağ ve her zamanda Çanakkale’yi yeni nesillere, gençlerimize azalmayan bir heyecan, tavsamayan bir özenle aktarmak için daha çok çalışmamız gerekiyor. 

Bizler, Çanakkale’yi yeniden hatırlamak ve duymak için öğrencilerimizle şairlerimizin savaşı, bir şair duyarlığıyla anlattıkları Çanakkale şiirlerine uzanacağız. Tüm eğitim kademelerimiz, böylesi önemli günleri, beraberliğimizi perçinleyici, ilham verici, düşündürücü, farkındalık yaratıcı etkinlikler için bir imkân olarak görmeli. 

Hepimizin Çanakkale’den, onun ruhundan, azminden, kararlılığından ve fedakârlığından öğrenecek çok şeyimiz olduğuna inanıyorum. Gerek bizlerin, gerekse gençlerimizin ve çocuklarımızın bu zaferin mirasını çok iyi kavraması gerekiyor. Çünkü Çanakkale’deki kavga, günümüzde de sürmektedir. Zaman değişse de, mekânlar ve aktörler değişse de zihniyetler değişmiyor. Bu yüzden en büyük ilham kaynağımız hiç şüphesiz Çanakkale Zaferi. Allah’ın izniyle Çanakkale’de o gün biz galip geldik, gelecekte de zafer milletimizin olacaktır. Zira mücadele tarihimizde var… Bugünümüzde var… Geleceğimizde de hep var olacak.  

Bize düşen, bizi biz kılan değerlerin taşıyıcısı olmak, geçmişten alınan güçle yeniliklerin izini sürmek, kendi birikimlerimizin değerini bilmektir. 18 Mart Çanakkale Zaferimizin 104. yıldönümünde tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anarken, gazilerimize sağlık diliyorum. Çanakkale’yi, 15 Temmuz’u destan kılan milletimizin tüm zaferleri kutlu olsun. 

                                                                                                                Levent YAZICI

                                                                                             İstanbul İl Millî Eğitim Müdürü