Page 213 - Mustafa Kutlu Panel Metinleri

212 HIKÂ YEMIZIN Y ARIM ASIRLIK YERLI SESI : MUSTAF A KUTL U

MUSTAFA KUTLU’NUN ESERLERİNDE YOKSULLUK

Zamanın birinde hepimiz yoksulduk aslında ama ruhu-
muz zengindi ve şimdi hem bizler hem de ruhumuz yoksul.
Ruhumuz, bize bazen sadece bedenimize sıkışmış bir boşluk
gibi geliyor. Aslında her şeyimiz ruhumuz. Bizi yaşatan bize
ümit veren onca şeye bizimle katlanan tek mal varlığımız ve
bizler sanki bir şeyler daha iyi olabilirmiş gibi sanki daha
mutlu yaşayabilecekmişiz gibi ruhumuzu bedenimizden ayı-
rıyoruz. Toplum algısı yüzünden benliğimizden vazgeçiyo-
ruz. Mustafa KUTLU “Sır” kitabında şöyle değinmiş bu olaya
“Kalabalıkta kimsenin yüzü kendinin değildir. “ Girdiğimiz
ortam, yan yana olduğumuz insanlar bizi nasıl görmek ister-
se öyle davranıyoruz mutlu olabilmek için kabul edilebilmek
için gün sonunda kendi kabuğumuza çekildiğimizde ise sade-
ce ruhumuz kalıyor aslında bu bizi benliğimizden yoksullaş-
tırıyor. Etrafımıza göz gezdirelim birkaç dakikalığına herkes
aynı şekildeymiş gibi gelecektir. Mesela aynı pahalı parfümler,
aynı lüks evler, aynı model arabalar ve biz farkında olarak ya
da olmayarak bunları yarıştırıyoruz. Peki ya ruhlarımız, ben-
liğimiz hakkında yarıştırma yapsak kim kazanır ya da bunu
yarıştırmaya değecek zengin bir ruh bulabilir miyiz? Mustafa
KUTLU aslında her kitabında bunu vurgulamakta; zaman de-
ğişiyor, yeni icatlar üretiliyor sadece hayatımıza bir şeyler ek-
lenirken biz insanoğlunun bedeni aynı iken nedir bu değişme
isteği? Bizim sadece ortam ve yaşama koşullarımız değişiyor
gelişiyor. Çünkü insan hep bir yenilik arar hayatı boyunca ve
yeniliğin içinde de mutluluk huzur aramalı insan, artık biz-
ler sadece yenilikten, zenginlikten mutlu olabileceğimizi sa-
nıyoruz peki eğer buna inanıyorsak neden yalnız ve yorgun
bu bedenler? Mustafa KUTLU “Sır» kitabında “Aramakla bu-
lunmaz... Ama bulanlar ancak arayanlardır. “ Bize bu sözüyle
tek aramanın önemini anlatmıyor. Insan hem aramalı hem de
çabalamalı çünkü çabasız arayışlar hiçbir şeye ulaştırmaz.