Page 299 - Arge Bülteni Temmuz 2019
P. 299

İlk  konuşmacı  hikâye  anlatıcısı,  eğitmen  ve  yazar
                                                             Nazlı  Çevik  Azazi,  sözlerine  “Masal  anlatıcılığı  sanatı”nın
                                                             ve  masalların  önemini  açıklamak  için,  “Masallar  bizi
                                                             birbirimize  bağlayan  en  temel  anlatılar”  diyerek  başladı.
                                                             Azazi,  “Nörobiyolog  Prof.  Dr.  Gerald  Hüther’in  “Masal
                                                             beyni güçlendiren bir besindir” sözünü hatırlatarak  “Masal
                                                             önemli.  Bu  denli  öneme  sahip  masalı  eğitimde  neden
                                                             kullanmayalım. Masalın hikmet kazanması için anlatıcının
                                                             ruhunda  demlenmesi  gerekir.  Eğitimin  yarısı  masaldaysa,
                                                             yarısı da anlatıcıdadır. Masal birlikte bir dünya yaratmak, bir
                                                             muhabbettir. Sevgisiz, şefkatsiz, merhametsiz insan olmaz.
                                                            Karanlık  zamanlardan  geçiyoruz,  toplumda  sevgi  kalmadı.
          Her şey satın alınabilir bir eşya hâline geldi. Masallar yaşam deneyimlerinin süzülmesidir.” ifadelerini kullandı.
            Masal Bin Katmanlı Bir Yapıdır

            Gün  yüzüne  çıkmayan  bir  dünya  masalın  bulunduğunu  kaydeden  Azazi, “Duyduklarımız  en  güçlüleri,  en  hislileri.
          Masalcının bir kostüme, şık bir elbiseye, müziğe ihtiyacı yoktur. Bir dinleyicisi ve ruhunda demlediği masalı yeter. İnsanın
          muhabbete ve birbirine ihtiyaç duyduğu bu çağda masalın içinde bu ihtiyacı karşılayacak çok önemli öğeler var. Bir masalcı
          iki şeye ihtiyaç duyar. İlki kalbinde demlenen bir masal, ikincisi onu dinleyecek olan en az bir dinleyici. Masal bin katmanlı
          bir yapıdır, bir saraydır. Ona hangi penceresinden bakarsanız size o yüzünü gösterir. Pedagojik gözle bakarsanız o yüzünü
          gösterir, psikolojik gözle bakarsanız o yüzünü gösterir. Masal bunların bütünüdür. Her canlı bir iç bir de dıştan oluşur.
          Masallar da öyledir. İçi oluşturan dış kabuk gibidir. Masalın kabuğu hayal edebildiğimiz her unsurudur. Ama masal bundan
          çok daha aşkın bir şeydir. Bu da masalın bize verdiği adalet öğreticiliği, iyi-doğru algısı oluşturması, mutluluğu-sevgiyi
          hissettirmesi, yani somut olarak algılanamayan, ancak bir insanın duygu ve düşünceleriyle somutlaşabilen mesajlardır.
          Masalın en büyük büyüsü de budur. Masal dinleyen çocukların dinleme becerisinin yanı sıra anlatma becerici de gelişiyor.”
          şeklinde konuştu. Anlatıcının önemi üzerinde duran Azazi, masal anlatma etkinliği açısından masal muhabbetinin anlatıcı
          aracılığıyla dinleyiciye geçtiğini söyledi. Teşekkür ederek konuşmasını tamamladı.
            Masallar, Hayat ve Hayaller

            İkinci konuşmacı Prof. Dr. Mim Kemal Öke, dinleyicilere doğrudan açıklamalar yapma yerine ben size “Bir varmış bir
          yokmuş, pîr varmış pîr yokmuş” diyerek başlayan bir masal anlatmak istiyorum dedi. Ve masalını anlatmaya başladı.  İçinde
          masal olmayan bir dünyanın, kötülükleri daha çok barındıracağını vurguladı. Anlattığı masal aslında kendi masalıydı.
          Masallarla yaralı ceylanların hayatlarına nasıl dokunabileceğinden, nasıl dokunduğundan bahsetti. Mim Kemal Öke, kendi
          çocukluğunu ve hayat hikâyesini içine yerleştirdiği masalını anlatarak, dinleyicilere duygu dolu dakikalar yaşattı.
            Üçüncü  konuşmacı  Elif  Konar  Özkan  ise,  yazmaya,  halk  edebiyatıyla  ve  masallarla  uğraşmaya  üniversite  yıllarında
          başladığını,  2007’de  yazdığı  bir  makaleden  hareketle  sunumunu  gerçekleştireceğini  söyledi.  Bunun  sebebi  ise  şöyle
          açıkladı: “O yıllarda yazdığım bu makale daha genç yaştaki bir Elif’in masallara nasıl baktığını anlatması yönüyle ayrı bir
          önemi var.”  Özkan, makaleye Bahtiyar Vahapzade’nin bir şiiri ile başladığını Dede Korkut’un duası ile bitirdiğini, gelişme
          bölümünü ise Anadolu masallarının önemi ve özellikleri ile işlediğini belirtti. Özkan, “Kurulan ortak hayallerin hummalı
          çalışmaların ardından gerçekleşmesi adına bugün büyük bir
          adım atıldı.” dedi.

              Masalların  olmadığı,  unutulduğu,  ötelendiği  için
          dünyanın  bugün  daha  zor  yaşanılır  bir  hâlde  olduğunu
          söyleyen Özkan, ancak masalların dünyayı kurtarabileceğini
          belirtti.  Özkan,  “Arkadaşlarımızla  kafelerde  buluşarak,  bir
          dayanışma içinde, bu sürecin gelişmesi ve masal zirvesinin
          gerçekleşmesi  için  günlerce  çalıştık.  Bir  hayal  kurduk.  Bu
          hayalimizi gerçekleştirdik. Hayallerimizi de İstanbul İl Millî
          Eğitim Müdürlüğü sayesinde gerçekleştirme fırsatı bulduk.”
          dedi.


     298      AR-GE B LTENİ ’19
   294   295   296   297   298   299   300   301   302   303   304