İstanbul Millî Eğitim Müdürlüğünün düzenlediği İstanbul Öğretmen Akademileri kapsamında yeni açılan Teknoloji Enstitüsü’nün ilk dersini İstanbul Millî Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci verdi. İstanbul Millî Eğitim Müdürü Yelkenci, Teknoloji Enstitüsü’nün ilk dersinde farklı alanlardan öğretmenlerle bir araya geldi.

Teknoloji Enstitüsünde derse başlamanızın sizin için güzel sonuçlar doğurmasını diliyorum diyerek sözlerine başlayan İstanbul Millî Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci, “Teknolojiden bahsederken mutlaka bilim felsefelerinden de bahsetmek gerekir çünkü teknolojiyle bilim arasında doğrudan bir ilişki vardır. Teknolojiyi üretmek için bir bilimsel alt yapı gerekir. “ dedi.

Her teknoloji devrimi, her sanayi devrimi insan hayatını kolaylaştırmak için olacaksa bu uzantılarda eksik olanın kalp olduğunu vurgulayan Yelkenci, şunları söyledi:

“ Bilgisayar devriminin ya da bugünkü yapay zeka endüstri 4.0 uzantısı beyinse, 19. yüzyılında başında olan kas gücüyse bunun yanına kalbi koymazsanız insani şeyler üretemezsiniz. Bunun içine bizim dilimizde olan, batı dilinde olmayan gönlü koymazsanız teknoloji sadece güç olarak başkalarını ezmek için elimizde bir silah olmaktan başka bir işe yaramaz. İnsani boyutu itibariyle teknoloji üretirken de, planlarken de, düşünürken de, hayatımızın içine entegre ederken de mutlaka akıl ve yürek işin içinde olmalı.”

Gönül eksikliğinin global bir sorun olarak bütün teknoloji devrimlerinde olduğunu dile getiren Yelkenci, “ Çabamız bu eksik taraf. Peşinden gittiğimiz, yakalayamadığımız o gelişmeleri yakalamak için uğraşıyoruz. Bu yetmez, yeni teknolojiyi ve yeni bilimi biz üretmeliyiz. Hedefimiz bu olmalı ama bunu üretirken de doğru bir bakış açısıyla yapmalıyız. İnsanlığa faydalı olan bir bakış açısıyla yapmalıyız. Eğitim üzerinden bunun nasıl yapılması gerektiği en önemli sorudur.” dedi.

İstanbul Millî Eğitim Müdürü Yelkenci ve enstitüye katılan farklı alanlardaki öğretmenler “Eğitim yöneticisi olsaydınız sizler neler yapardınız? Teknolojide lider olabilmek için nasıl bir eğitim kurgulamayız? Ve Teknoloji eğitimiyle ilgili programları nasıl oluşturmalıyız? ” sorusu üzerine sohbet ettiler.

Sohbet sonrasında teknoloji eğitiminin de diğer bütün alanların eğitiminin de nitelikli olabilmesi için  insanı bir bütün olarak ele almamız gerektiğini belirten Yelkenci, şöyle konuştu:

“Üst düzey düşünme becerileri; problem oluşturma, problem çözme, eleştirel düşünme, yaratıcı düşünme, sorgulama, karar verme gibi becerilerdir. İnsanı bu yönüyle ele aldığımızda tek taraflı kalıyor. Önemli bir tarafı olan gönül eksik kalıyor. Bilimsel bilgiyi üretme açısından baktığımızda sezgi, keşif, feraset, basiret gibi üst düzey duyuş becerileri var. Üst düzey düşünme becerileriyle, üst düzey duyuş becerilerini buluşturamazsanız kurduğunuz eğitim sistemi yarım kalır, eğittiğiniz insan da yarım kalır. Üst düzey düşünme becerileriyle, üst düzey duyuş becerilerini buluşma noktası aynı zamanda insanın hareket etme noktasıdır.”

İnsanı bir bütün olarak ele alma noktasında sosyal bilimler önemine değinen Yelkenci, sözlerini şöyle tamamladı:

“ Teknoloji eğitimi içerisinde sosyal bilimler olmak zorunda, çünkü siz insan hayatına dair işler üretiyorsunuz. Üst düzey düşünme becerileriyle, üst düzey duyuş becerilerini buluşturmalıyız. Çocuklarla beraber tasarlamak, çocuklarla beraber öğrenmek, çocuklarla beraber öğretmek ve en nihayetinde çocuklarla beraber üretmek demek çocuklarla ve öğretmenlerle beraber müfredat yazmak demek. Uygulamaya geçmek lazım. Uygulamaya geçecek olan sizlersiniz, bizleriz. Bu yüzden İstanbul Öğretmen Akademilerini kurduk. Bu enstitüyü hayata geçirirken amacımız, hem sizlerden istifade etmek hem de burada yapılanları görmenizi sağlamaktı. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ediyorum, hepinize başarılar diliyorum.”