İstanbul Millî Eğitim Müdürlüğü Eğitim Merkezi Etkinlikleri (İSTEM) kapsamında TÜYAP 36. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarında Sözlük Özgürlüktür konulu panel, İstanbul Milli Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci, Yazar, D.Mehmet Doğan ve Yazar Asım Gültekin’nin konuşmacı olarak katılımlarıyla gerçekleşti.

Dille ilgili birçok çalışma, tartışma yapılırken, bu tartışmaların kemâle erdiğini aslında söylenecek her şeyin söylendiğini, artık eyleme geçme zamanının olduğunu hatta bunda da geç kaldığımızı düşünerek ve fırsat elimizdeyken yani böyle bir görevle böyle bir vazifeyle mesul tutulmuşken, İstanbul Maarif Müdürlüğü, vazifesiyle mesul tutulmuş başka alanlarda yaptığımız projeler gibi bu konuda da bir çalışma yapmak gerektiğini düşündüklerini belirten Yelkenci sözlerine şöyle devam etti:

 “Bu noktada işin merkezine sözlük okuma faaliyetini koyduk. Sözlük okuma faaliyeti sevgili öğrencilerim, sevgili gençler, sevgili çocuklar bizim çocukluğumuzda, gençliğimizde çokça yaptığımız hatta bazen bir oyun olarak yaptığımız; çocukken oyun olarak gençken ise bir faaliyet olarak yaptığımız bir çalışma idi. Sözlük okuma çok önemli bir faaliyettir. Çünkü sözlük okuyarak bilmediğimiz birçok kelimeyi ve kavramı öğrenme imkânına erişmekle beraber aynı zamanda o sözlüğün içinde açılan kocaman kocaman kapılardan içeri girme şansını yakılıyor idik. Hani bugün bilim kurgu filmlerinde solucan kapıları oluyor ya boyut değiştiriyorlar oradan girerek. Sözlükteki kapılar o kapılardan çok çok daha size sahici şeyleri yakalama ve görme imkânını sağlayan büyük kapılar. Dolayısıyla bu noktada öncelikle kaybettiğimiz dilimizi tekrar yakalamak, tekrar ona kavuşmak, kaybettiğimiz dilimize kavuşmak, kaybettiğimiz kelimelere kavuşmak, kaybettiğimiz kavramlarımızı buluşmak üzere ve özellikle de iki sebepten dolayı şimdi açıklayacağım iki sebepten dolayı bu çalışmayı başlatmış olduk.

İki pratik sebep olduğunu vurgulayan Yelkenci “Tabi dile yapılan müdahaleleri bizim büyüklerimiz, düşünürlerimiz çok güzel tanımlıyorlar. En güzel tanımlardan bir tanesi de Teoman DuralıHoca’nın dile yapılan müdahaleyi ‘bir soykırım’ olarak nitelemesi. Yani bir milleti yok etmek istiyorsanız illa üzerine bombalar yağdırmanıza gerek yok. Dilini elinden alırsanız; o milletin elinden kültürünü alırsınız, sanatını alırsınız, dinini alırsınız, yaşam tarzını alırsınız, düşünme biçimini alırsınız. Düşünme biçimini kaybederseniz zaten yolunuzu kaybetmişsiniz ya da yok olmuşsunuz demektir. O yüzden biz ne dedik? Projenin ismine ‘Sözlük Özgürlüktür’ dedik. Neden ‘Sözlük Özgürlüktür’ dedik? Çünkü ne kadar çok kelimeniz varsa o kadar geniş düşünürsünüz. Ne kadar geniş düşünürseniz o kadar özgürsünüz. Dolayısıyla buradan da baktığımızda yok olmamak için, ileriye daha güçlü bakmak için sözlüğümüze çok ihtiyacımız var” dedi.

Bende aynı zamanda iki evlat babası bir de öğretmen olarak hem evlatlarımda hem de, öğrencilerimizde gördüğüm hususlardan bir tanesi belli bir yaşa kadar çocuklarımızı kitap okuma alışkanlığını sürdürüyor çünkü o yaşa kadar kitapların seviyesi düşük olduğu için sahip oldukları dille bunu anlayabiliyorlar. Fakat belli bir yaştan sonra kitapların seviyesi, kelimeler, kavramlar ağırlaştıkça okudukları kitapları anlayamıyorlar ve böylece pes ediyorlar, öz güvenleri kayboluyor. Ben kitap okumayı başaramıyorum çünkü okuduğum kitabı anlayamıyorum diyor ve böylece kitap okuma alışkanlığının neden gelişmediğini bu şekilde görmüş olduklarını vebirinci meselenin bu olduğunu belirten Yelkenci sözlerini şöyle tamamladı:

“İkincisi ise bir yabancı dili öğrenmek için kendi dilinizi bilmeniz gerekiyor çok iyi bilmeniz gerekiyor. Bunu hepimiz biliyoruz. Fakat kendi dilimizi bilebilmek içinde gereğini yapmamız gerekiyor bunun  da en güzel yolu işte kelime dağarcığını artırmak kavram bilgisini çoğaltmakla olur. İşte bu iki yan amaçla beraber az önce söylediğim yok olmamak için; kültürümüzü, sanatımızı, yaşam tarzımızı, değer dünyamızı ve en önemlisi düşünme biçimimizi, düşünme zeminimizi kaybetmememiz için yarınlara taşıyabilmemiz için ‘Sözlük Özgürlüktür’ projemizi sözlük okuma merkezi olarak başlatmış olduk. Bu vesileyle Mehmet Doğan hocama bugün ki katılımına ve yapacak olduğu katkılarından dolayı ziyadesiyle teşekkür ediyorum.”