İSTANBUL İL MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

"Okçuluk Benim Sporum Projesi" Tanıtım Programı

"Okçuluk Benim Sporum Projesi" Tanıtım Programı

İstanbul  Millî Eğitim Müdürlüğü ve Okçular Vakfı iş birliği ile gerçekleştirilen "Okçuluk Benim Sporum" projesi  kapsamında okçuluk eğitimi alan 350 öğretmene düzenlenen törenle sertifikaları verildi.

"Okçuluk Benim Sporum Projesi" tanıtım programına; Millî Eğitim Bakanı Dr. İsmet Yılmaz, İstanbul Valisi Vasip Şahin, Okçular Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Bilal Erdoğan, Okçular Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı ve İstanbul Milletvekili Haydar Ali Yıldız, İstanbul Millî Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci, İstanbul Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Coşkun Yılmaz, Beyoğlu Kaymakamı Savaş Ünlü,  Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, İlim Yayma Cemiyeti Başkanı Yusuf Tülün, eğitim alan öğretmenler ve öğrenciler katıldı.

Beyoğlu Anadolu İmam Hatip Lisesi´nde düzenlenen törende konuşan Yılmaz, projenin okçuluk sporu ve kültürünün yaşatılmasına büyük katkı sunacağına inandığını söyledi.

Millî Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, eğitimin amacının sınava değil, hayata hazırlamak olduğunu belirterek, "O halde evlatlarımızı hayata hazırlamak istiyorsak mutlaka öz güven kazandıracak bir sporla buluşturmamız lazım." dedi.

Milletlerin bekasının kültürlerini ve değerlerini gelecek kuşaklara aktarabilecekleri oranda mümkün olduğunu anlatan Yılmaz, "Okçuluk bizim kültürümüzdür. Hatta bazı Türk boylarının adı okla anılır. Birisine bir görev verildiğinde ´Okçular tepesini unutma.´ denir. Yine ´Eğri ok menzile varmaz.´ denilerek de insanın hedefinin menzile yüz akı ile varmak ama menzile yüz akı ile varmak ile mutlaka dost doğru olunması gerektiği ifade edilir." diye konuştu.

Eğitimin kültürel mirasın nesilden nesile aktarılması görevini de üstlendiğini dile getiren Yılmaz, toplumların gelişmesinin bir nişanesi olan kültürel mirasın korunması, kayda geçirilmesi, yeni nesillere aktarılmasının ancak ve ancak eğitimle mümkün olduğunu vurguladı.

Bakan Yılmaz, bugüne taşınan değerleri, çocuklara aktarmak, öğretmek istediklerini anlatarak, şunları kaydetti:

 "Bu hususta en büyük görev eğitim sisteminin temel unsuru olan öğretmenlerimize düşmektedir. Öğretmenler her mesleğin yetiştiricisi olduğu gibi toplumsal kültür ve değerlerimizin de aktarıcılarıdır. Bu proje ile de ata sporlarından birisi olan ve bugüne taşınan okçuluğu evlatlarımıza sevdirecek, sahip çıkılmasını sağlayacaklardır. Bakanlık olarak kültürümüzün yaşatılıp gelecek kuşaklara aktarılması noktasındaki çalışmaları destekliyoruz. Okçuluk kursu bakanlığımızın hizmet içi eğitim standart programı kapsamına alınmış, öğretmenlerimizden kurs sonunda yapılacak uygulama ve teorik sınavda başarılı olan öğrencileri destekleme ve yetiştirme kursu genelgesi doğrultusunda ´Okçuluk Benim Sporum´ adı altında yetiştirme kursları açabileceklerdir. Okçuluk eğitimini başarıyla tamamlayıp teorik ve uygulamalı sınavı geçerek formatör öğretmen olmaya hak kazanan 330 öğretmenimiz ata sporumuz okçuluk eğitimi vereceklerdir. Proje kapsamında belirlenen 117 okulumuzda, 24 kişilik takımlar oluşturularak toplam 2808 öğrencimizin okçuluk sporuna kazandırılması hedeflenmektedir."

Okçuluğun yanı sıra diğer spor alanlarında da çocukların yeteneklerini gösterecekleri imkanlar sunmak için çalıştıklarını ifade eden Bakan Yılmaz, 70 spor lisesinde 15 bin öğrencinin eğitim aldığını kaydetti.

Gençlik ve Spor Bakanlığı ile 2016 yılında imzaladıkları iş birliği protokolüyle 3. sınıftan itibaren bütün öğrencilerin sportif yetenek taramasına başlanacağını bildiren Yılmaz, 2018-2019 eğitim öğretim döneminde tüm Türkiye´de yetenek taramasına başlanacağını ve proje kapsamında yetenekli öğrencilerin branşlara yönlendirileceğini dile getirdi.

Bakan Yılmaz, Okçular Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi ve İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanvekili Bilal Erdoğan´ın müzik, resim, spor gibi derslerin müfredatta geri planda kalmasıyla ilgili eleştirilerine de hak verdiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Velilerimiz bekliyor ki çocuklarımız sınava girecek. Sınavda hangi sorular çıkacak? Beden eğitiminden, müzikten, resimden çıkmayacak, o halde hangi dersten çıkacaksa ona yoğunlaşalım diye düşünüyorlar. Eğitimin amacı öz güven kazandırmak. Sporun amacı da öz güven kazandırmak. Eğitimin amacı sınava hazırlamak değil, hayata hazırlamaktır. O halde evlatlarımızı hayata hazırlamak istiyorsak mutlaka öz güven kazandıracak bir sporla buluşturmamız lazım. Geçen yıldan önce beden ve müzik dersleri 1 saatti. Talim ve Terbiye Kurulu´nun geçen yıl mayıs ayının sonunda aldığı kararla 9-10-11 ve 12. sınıflarda beden dersinin saatini 2´ye çıkardık. Yine görsel sanatlar ve müzik derslerini de zorunlu olarak 2 saate çıkardık. Yine 2 saatte seçmeli olarak beden ve müzik dersi getirdik. Gönül ister ki eğitimin sabahtan öğlene kadar olan kısmını matematiğe, Türkçeye, fene, öğleden sonraki bölümü de resim, müzik, beden gibi yetenek gibi bölümlere verelim. Ancak bir ders artırdığınızda ilave 3 bin öğretmene ihtiyacınız oluyor. Bir ders saatini de azalttığınızda 3 bin öğretmeni norm fazlasına çıkartmış oluyorsunuz. Bir karar verirken 2-3 sefer düşünüyoruz. Bugün Türkiye´nin eğitimi dünden daha iyi. Hiç şüpheniz olmasın yarın da bugünden daha iyi olacaktır."

İstanbul Valisi Vasip Şahin, spor ve müzikte rol modellerin ülkelerinin kültürleriyle model olduğunu belirterek, "Biz öncelikle kendi kültür değerlerimizi yaşatmamız için sporda, sanatta olabildiğince kendi özümüze dönmek durumundayız. Bu kişinin geçmişindeki başarıları da görüp öz güvenini artırır. Bir başka millete, kültüre öykünüp gıpta etme duygusunu önlemiş oluruz. Tabii ki evrensel olana da açılacağız ama öncelikle kendi medeniyetimiz özümsendikten sonra diğerlerini alacağız." şeklinde konuştu.

Mütevelli Heyet Üyemiz Bilal Erdoğan ise,  5 yıl önce başlanan bu yolculukta kritik bir eşiği geçtiklerini kaydetti. Erdoğan okçuluğun daha çok gündeme gelmesine vesile olmaya çalıştıklarını da belirterek “Antrenör eksiğimiz, okçulukla ilgilenenlerin kullanabileceği tesis yoksunluğumuz vardı. Bugün antrenör yetiştiriyoruz. Pahalı ekipmanı yerli imkanlarımızla daha ucuza mal etmeye çalışıyoruz. Turnuvalarda, şampiyonalarda madalya için çocuklarımızı yarıştırmaya, Türkiye dışında bayrağımızı daha çok göndere çektirmek için mücadele ettik. Hamdolsun bugüne kadar 70 bin kişi ok attı. 200´ün üzerinde performans sporcumuz Türkiye içinde ve dışında hem okçuluk sporunu daha ileriye taşımaya hem de bayrağımızı daha fazla dalgalandırmaya gayret gösteriyorlar. Eğitimlerini başarıyla tamamlayan öğretmenlerimiz şimdi kendi okullarında yetenekli öğrencileri bulup çıkaracaklar ve kadim Türk okçuluğunun adını dünya spor sahnesine altın harflerle yazdıracaklar. İnanıyorum ki 2020 Olimpiyatları’nda madalya alacağız” şeklinde konuştu.

Okçular Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve İstanbul Milletvekili Haydar Ali Yıldız da, vakıf olarak bugüne kadar bir çok projeye imza attıklarını söyleyerek “Yaptığımız tüm projelerde okçuluğun bir spor olarak sahiplenilmesini ve geniş kitleler tarafından sevilmesini amaçladık. İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile yaptığımız bu proje en kapsamlı projelerimizin başında geliyor. Şimdi sıra eğitim verdiğimiz öğretmenlerimize geldi. Onların girişimleriyle İstanbul kapsamında geniş bir tarama yapacağız. Olimpiyat şampiyonu çıkarma misyonumuz için atılmış en önemli adımlardan biri de bu olacak” diye konuştu.

Okçuluk sporunu yaygınlaştırmak için İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü ile yaptıkları protokolle 39 ilçede, 162 okulda okçuluğun öğrencilerle tanıştırılacağını belirten Yıldız, "Onlar yayı ellerine aldıklarında, ok attıklarında aslında bir tarihi yolcuğa çıkmış oluyorlar. Kuşandıkları yay ve okla beraber aslında millî bir şuuru kuşanıyorlar. Peygamber Efendimizin sünnetini kuşanıyorlar. Bu anlayışla gençlerimizin bilinçlenmesi, Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle tarihinden, medeniyetinden güç alan inançlı bir gençlik yetiştirmek için vakfımız mesuliyetler üstlendi. Bugünkü protokolle önemli bir aşamaya daha gelmiş olduk. İstanbul´da tüm gençlerimiz bu önemli spor dalıyla tanışmış olacaklar." ifadelerini kullandı.

Eğitim süreçleri; öğrencilerimizin akademik gelişimine, sosyal gelişimine,  manevi gelişimine ve fiziksel gelişimine katkıda bulunmak üzere planlanmış olduğunu belirterek sözlerine başlayan İstanbul Millî Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci, şöyle devam etti:

“Sporun eğitim içindeki yeri ve önemi ise bütün bu başlıklara taalluk edecek şekilde verilmektedir. Spor; öğrencilerimizin stres yönetiminin, bilişsel gelişimlerinin kendi kontrollerinde ve bilinçlerinde seyretmesini, disiplini öğrenmelerini, sorumluluk alabilmeyi ve aynı zamanda sosyalleşmelerini sağlayan eğitimin çok önemli bir unsurudur. Okçuluk, sadece sporun bir dalı olmakla kalmayıp aynı zamanda bizim kültürümüzde de çok önemli bir yere sahiptir. Ayrıca okçuluk; öğrencilerimize veya bunu yapan sporculara hedefe odaklanmayı, konsantrasyonu ve sabretmeyi de sağlayan önemli katkıları vardır. Ama bunun yanında her kültürel unsurda olduğu gibi onun arkasındaki düşünce arka planının da bunların hepsi kadar önemli bir katkı olduğunu düşünüyorum.”

Geleneğimizde çok önemli bir yer tutan bu spor sadece spor olarak değil öğrencilerimizi kültürel ve manevi olarak beslemede nasıl bir yer tutarı Kemal Tahir´in ‘Devlet Ana’ isimli romanından küçük bir bahisle anlatmak istediğini dile getiren Yelkenci; şöyle konuştu:

“Yunus Emre, bu romanda Anadolu´yu gezer. Bu gezintilerin bir tanesinde tüfeğin icadıyla uğraşmakta olan bir Alp´e rastlar. Ne yapıyorsun diye sorar. Yaptığı işi tarif ettiğinde ise Yunus Emre büyük bir şaşkınlık ve korkuyla kendisine şunu söyler: ‘Sakın düşmanın bu çabandan haberi olmasın çünkü bu icat düşmanın eline geçerse insanları imha etmek için kullanır.’ Bu mantıkta baktığımız zaman öğrencilerimizin, bir savaş sporu olan okçuluğun aslında bizim düşünce arka planı itibariyle imha ile alakası olmayan sadece savaşmak için kullanılan bir alet olduğunu da bu şekilde öğrenmiş olacaklarını düşünüyoruz. Yani hem bedenen hem fiziksel hem zihnen hem de manevi olarak bu projeden katkı alacaklar.”

Okçular Vakfıyla yaptıkları çalışmalar neticesiyle Kasım ve Aralık ayları içerisinde, 330 öğretmeni eğitime aldıklarını belirten Yelkenci, bu eğitimin aynı zamanda Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğünün hizmetiçi eğitim programında yer aldığını vurguladı.

Yelkenci, aldıkları sertifikalarla öğretmenlerin bulundukları okullarda yetiştirme ve destekleme kursları açabileceklerini yani okçuluk temalı  kurslar açabileceklerini söyledi.

39 ilçede, 3 okul belirlediklerini kaydeden Yelkenci; 117 okulda bu projenin sonunda 24 kişilik takımlardan oluşan 2808 öğrencinin İstanbul genelinde okçulukla tanışmış olacaklarını dile getirdi.

Projenin, çocuklara çok büyük katkılar sağlayacağını düşündüğünü belirten Yelkenci, “Bu projeyi birlikte gerçekleştirdiğimiz Okçular Vakfı Başkanımızın şahsında, projede emeği geçen hem Vakıf tarafında hem de bizim tarafımızdaki bütün arkadaşlarımıza canı gönülden teşekkür ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.”dedi.

Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ise Beyoğlu semtinde yaşayan herkesin en az bir kere ok atmasını istediklerini ve merak duyanların da daha sonra devam etmelerini arzu ettiklerini söyledi.

Konuşmaların ardından İstanbul Millî Eğitim Müdürü Yelkenci ve Okçular Vakfı Başkanı Yılmaz arasında iş birliği protokolü imzalanırken, sertifika almaya hak kazanan öğretmenleri temsilen 15 öğretmene belgeleri protokol üyeleri tarafından verildi.

15-01-201815-01-201815-01-201815-01-201815-01-201815-01-201815-01-201815-01-201815-01-201815-01-201815-01-201815-01-201815-01-201815-01-201815-01-201815-01-201817-01-2018

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Binbirdirek M.İmran Öktem C.No1 Eski Adliye Binası Sultanahmet/Fatih/İSTANBUL - (0212) 384 34 00

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.