İSTANBUL İL MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

Harezmî Eğitim Modeli Projesi Paneli

TÜYAP 36. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarında İstanbul Millî Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci, Harezmî Eğitim Modeli Projesi Paneli öncesinde stantlarını  gezerek, öğrencilerle bir araya geldi
Harezmî Eğitim Modeli Projesi Paneli

İstanbul Millî Eğitim Müdürlüğü Eğitim Merkezi Etkinlikleri (İSTEM) kapsamında, TÜYAP 36. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nda Harezmî Eğitim Modeli Projesi Paneli düzenlendi. Panelist olarak Bahçeşehir Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dekanı Prof. Dr. Şirin Karadeniz, İstanbul Millî Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci, Silivri Turgut Reis İlkokulu Müdürü Hakan Can’ın katıldı.

Son dönemde dünyada teknolojik gelişmelerle beraber yaşanan çeşitli tartışmaların eğitime de hızlı bir şekilde yansıdığını müşahede ettiklerini belirten İstanbul Millî Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci  sözlerine şöyle şekilde başladı:

“Kodlama ile ilgili alanlarında yapılabilecek eğitim çalışmaları,  STEM diye Fen Bilimleri, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik alanlarını bir arada toparlayan bir bakış açısı ve en nihayetinde daha güncel olmak üzere endüstri 4.0 yaklaşımının da gelinen noktanın eğitime de bir şekilde yansıması konuşulmaya başlandı. Özellikle endüstri 4.0 ile ilgili hâlâ farkındalık oluşması düzeyinde konuşulması bizim için üzücü çünkü maalesef yine geç kalıyoruz. Aslında gerek kodlama, gerek STEM, gerek endüstri 4.0 ile ilgili yapılan tartışmaların seyri ve içeriği bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve eğitimci bürokrat olarak beni rahatsız etti çünkü bu tartışmaları popüler ve sığ bulduk. Aslında bizim Harezmî modelini oluştururken yola çıkışımız protest bir bakış açısıydı çünkü gerek kodlama gerekse STEM parçacı olarak ele alınıyordu. Aynı zamanda bir eksik tarafı da vardı. Sadece dünyada popüler bir konu olduğu için özellikle bunun üzerinden bir rant oluşturulmaya çalışılıyor idi. Biz şunu uyguluyoruz biz bunu uyguluyoruz tarzında yaklaşımlarla yine içi boş bir şekilde, bir dayanağı olmadan devam ediyordu.”

İl Millî Eğitim Müdürü Yelkenci, Endüstri 4.0’ın yani dördüncü nesil Endüstri devrimi diye ortaya atılan şey  bir alt yapısı, bir zemini olmadan tartışıldığını yani bugün de üzerinden birkaç yıl geçmesine rağmen hala hedefin endüstri 4.0 ile ilgili farkındalık oluşturma düzeyinde olduğunu, konulan hedefin küçük olduğunu gördüklerini kaydetti.

Bilgisayar bilimleriyle ilgili devrimin ilk başlarında, daha doğrusu, dünyada yaygınlaşmaya başladığında bu işi doğru şekilde ele alanlar işin başında hemen planlamalarını yaptıklarını belirten Yelkenci sözlerine şöyle devam etti:

“Mesela Japonya örneği var. Japonya bu konuyla ilgili ilk planlamasını yapıp, uygulamaya koyan ülkelerden bir tanesiydi. Biz her zaman olduğu gibi yine bu popülist tuzağa düşüyor idik.  Bu popülist tuzak bizi daha önce olduğu gibi hiçbir yere götürmeyecekti. Bu şekilde bir eleştirel bakış açısıyla bu işi bizatihi kendisinin yani teknolojiyle ilgili olan bu konuların doğru tartışılmasını talep etmemizle beraber  aynı zamanda eğitime yansımasının doğru olması, doğru bir bakış açısıyla olması gerektiğini düşündük. Bu noktada İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü çatısı altındaki ekibimizle yaptığımız araştırma, tartışma, müzakereler sonucunda böyle bir şeyi bu ekibimizle yapabileceğimizi gördük. Daha önce kendisiyle tanıştığımız Sayın Dekanımız Şirin Karadeniz Hocamızla da kendi müktesebatını bildiğimiz için burada bize çok yardımcı olacağını, yol gösterici olacağını bildiğimizden dolayı kendisini davet ettik. Bu noktada bu konuları tekrar baştan bir tartıştık.”

Millî Eğitim Müdürü Yelkenci temel olarak bakış açılarının STEM dediğimiz meselenin eğitime yansımasının sağlıklı olabilmesi için sosyal bilim boyutunun olması gerektiğini düşündüklerini söyledi. Dünyada bunu STEAM olarak  uygulayanlar vardı, oraya eklenen Art olduğunu belirtti. Yani Fen Bilimleri, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik’in yanında Art’ı ekleyenler olduğunu, bir yönüyle sosyal bilimleri karşıladığı söyleniyor olsa da  tam anlamıyla anlatmaya çalıştıklarının şeyin bu olmadığını, dolayısıyla burada STEM’in bir tarafında Sosyal Bilimler ’in mutlaka olması gerektiğini dile getirdi.

Aslında bu bakış açısını tüm alanlar için geliştirmemiz gerekir. Yani Sosyal Bilim, insanı tanımaya anlamaya yönelik olan insanın yapıp ettiklerini, insanın faaliyetlerini incelerken ve onun üzerine bir şey kurgularken sosyal bilimin mutlaka bu işin bir tarafında olması gerektiğine inanıdıklarını ve bunun yanında disiplinler arasılığı önemsediklerini  belirten Yelkenci sözlerini şöyle tamamladı:

“Yine makine bağımlığından bu projeyi kurtarmak istiyorduk. Tabi çok tahmin ettiğimiz gibi bu noktada Şirin Hocamız bize çok güçlü bir destek verdi. Alanında Türkiye’nin en iyilerinden Akademik dünyada bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Dolayısıyla bu noktada beraber yaptığımız planlamada şöyle bir zeminimiz oluştu. Bu zeminin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Birincisi bu zemindeki ana başlıklarımızı söyleyeceğim. Birinci başlığımız; İngilizce’de  computational  thinking denen bizim Türkçe ’ye en yakın çeviri bu; Bilgi işlemsel düşünme olarak çevirdiğimiz yani aslında bir şeyi planlama kurgulama ya da işte algoritmik düşünce de diyebiliriz belki bir anlamda, bu ve makinesiz yani makineyi kullanmadan eğitim yapılır. İkinci başlığımız ise programlama öğretim araçlarıyla bilgisayar bilimleri öğretimi yani kodlamayı da kapsayan bir tarz, bir başlık. Üçüncüsü disiplinler arası yaklaşımla bilgisayar bilimleri öğretimi, dördüncüsü robotik ve oyunları kullanarak bilgisayar bilimleri öğretimi ve beşincisi o çok önemsediğimiz nokta sosyal bilimlerden istifade ederek bilgisayar bilimleri öğretimi. Bu zemin üzerinde bir proje tesis ettik.  Nihayetinde bu bize tabi süreçle ilgili bu detayları belki Şirin hocam açıklayacaktır. Onlara çokça girmeden bizim ümit ettiğimiz gibi sosyal bilimlerin işin içinde olması çok farklı bir bakış açısı ve farklı bir etki yarattı birincisi bu. İkincisi sonuç olarak disiplinler arası yaklaşımın yani aynı anda bir sınıfta dört tane beş tane öğretmenin olması çok başarılı bir şekilde yürütüldü.  Üçüncüsü aktif öğrenme yaklaşımı çok etkin bir şekilde kullanıldığı için derslerde teorik olarak başarısız olan çocuklarımız pratikte başarılı olarak, o derse karşı olan özgüvensizliklerini yenerek, o derslerde başarılı olmaya başladılar ve en önemlisi de aslında eğitimin öznesi olan öğrenciyi bugünkü sistemde nesnesi haline getirerek çok büyük bir yanlış yaptığımızı da özellikle söylemek isterim. Özne olması gereken öğrenciyi bu sistem bu yaklaşım öğrenciyi hak ettiği yere yani eğitimin öznesi haline getirdi. Bir müfredat öğrenciyle beraber nasıl yazılırın çok etkili ve güzel bir örneğini ortaya koymuş olduk.”

Bahçeşehir Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şirin Karadeniz de projenin, geçen eğitim öğretim yılında İstanbul´da iki ilkokul, iki lise ve bir ortaokulda pilot uygulandığını hatırlattı.

Karadeniz, özellikle bilgisayar bilimleri çalışmalarında Türkçe çeviride sıkıntılar yaşandığını dile getirerek, şunları anlattı:

"Bilgisayar yazılımlarını biz bulmadık, keşke biz bulsaydık da ´Bilgisayarlaştıramadıklarımızdan mısınız?´ deseydik ve onlar çevirseydi. Ama maalesef bu sürece henüz gelemedik ama bu Harezmî gibi modellerle bunu yapabileceğimize inanıyorum. Harezmî eğitim modelinde öncelik problemi tanımaktan başlıyor. Bir problemi çözmek üzere farklı çözüm yollarını ortaya çıkarmak, en uygulanabilir çözüm yolunu bulup bunun algoritmasını tasarlayarak yenilikçi çözümler üretmek."

Projenin pilot okullarından Silivri Turgut Reis İlkokulu Müdürü Hakan Can, öğrencilerin Harezmî Eğitim Modeli Projesi kapsamında geliştirdikleri "Yaya güvenliği" projesinin Silivri Belediyesi ve Silivri Emniyet Müdürlüğü tarafından hayata geçirileceğini anlattı.

 

15-11-201715-11-201715-11-201715-11-201715-11-201715-11-201715-11-201715-11-2017

Binbirdirek M.İmran Öktem C.No1 Eski Adliye Binası Sultanahmet/Fatih/İSTANBUL - (0212) 384 34 00

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.