İSTANBUL İL MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

ETİK EĞİTİMİ VE ETİK EĞİTİCİ YETİŞTİRİLMESİ İŞ BİRLİĞİ PROTOKOLÜ

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla Cumhurbaşkanı Külliyesinde düzenlenen törende Etik Eğitimi ve Etik Eğitici Yetiştirilmesi İş Birliği Protokolü, Millî Eğitim Bakanımız Sayın Mahmut Özer ile Kamu Görevlileri Etik Kurulu Başkanı Zerrin Güngör tarafından imzalandı.     
ETİK EĞİTİMİ VE ETİK EĞİTİCİ YETİŞTİRİLMESİ İŞ BİRLİĞİ PROTOKOLÜ

Millî Eğitim Bakanlığı ve Kamu Görevlileri Etik Kurulu iş birliğinde Etik Haftası münasebetiyle Cumhurbaşkanı Külliyesinde gerçekleştirilen törende etik kültürünün kamuda yerleştirilmesi ve güçlendirilmesi amacıyla Etik Eğitimi ve Etik Eğitici Yetiştirilmesi İş Birliği Protokolü imzalandı. 

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, Kamu Görevlileri Etik Kurulunun kurumlarla yaptığı iş birliği protokollerini, çalışmaların yaygınlığı ve etkinliği bakımından önemli gördüğünü ifade ederek, kamu görevlilerinin etik kurallara bağlı olarak çalışmasının, tepeden tırnağa toplumun tüm kesimlerine dalga dalga yayılacak sonuçlar doğuracağını vurguladı. Fransızca kökenli bir kelime olan "etik" kavramını töre veya ahlak ifadeleriyle de karşılamanın mümkün olduğunu anımsatan Erdoğan, "Ahlak, en basit şekliyle iyi ile kötü olan arasında iyiyi tercih etmek, edep ve adap sahibi olmak demektir. Rabb'imiz, nefsine fücurunu da takvasını da vererek yarattığı insanın fıtratını esasen güzel ahlaka meyyal olarak şekillendirmiştir. Bu ölçülerin hayatın her alanı gibi kamuda da korunmasını sağlamak hepimizin ortak sorumluluğudur." diye konuştu. Erdoğan, Etik Kurulunun bu doğrultuda giderek artan çabalarını Cumhurbaşkanı olarak daima desteklediğini, desteklemeyi sürdürdüğünü belirtti.

"Tüm dikkatimizi büyük ve güçlü Türkiye hedefine yöneltebileceğimiz kritik bir sürece girdik"

Türkiye'nin, dünyanın en köklü devlet geleneğine sahip ülkelerin başında geldiğine işaret eden Erdoğan, geçen yıllarda tarihinin iddialı yönetim değişikliğini gerçekleştiren Türkiye'nin, bu vasfını geleceğe taşıma iradesine sahip olduğunu da gösterdiğini söyledi. Ecdadın, "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." şiarını hayata geçirme sorumluluğunun en başta kamu görevlilerine ait olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti: "Ülkemiz, geçmişte uzunca bir vakit vesayetle, darbelerle, istikrarsızlık ve terör ikliminin zehirlediği yapısal sorunlarla uğraşmak zorunda kalmıştır. Toplumun her kesimi gibi kamuda da kimi zaman ideolojik bağnazlık kimi zaman ahlaki aşınma kimi zaman vurdumduymazlık diyebileceğimiz zafiyetler yaşanmış olabilir ama bu milletin mayası sağlam, bu devletin geleneği güçlü olduğu için hepsinin de zamanla üstesinden geldik. Tüm bu zorlu sınamaların ardından artık tüm dikkatimizi büyük ve güçlü Türkiye hedefine yöneltebileceğimiz kritik bir sürece girdik." Geçen 20 yılda Türkiye'nin, her alanda olduğu gibi kamu hizmetlerinin kalitesi ve yaygınlığı hususunda da çok önemli mesafe katettiğini vurgulayan Erdoğan, kurumların fiziki altyapılarının geliştirilmesinden mevzuatın hizmet alanlar lehine kolaylaştırılmasına, elektronik devlet uygulamalarından uzlaşma yollarının artırılmasına kadar pek çok reformun hayata geçirildiğini anlattı.


"Asırlık ihmalleri ve eksikleri bu kadar kısa bir sürede telafi etmek kolay olmadı"

Asırlık ihmalleri ve eksikleri bu kadar kısa bir sürede telafi etmenin kolay olmadığına dikkati çeken Erdoğan, şu ifadelere yer verdi: "Demokrasi ve kalkınma yolunda attığımız her adımda nice zorluklarla nice engellerle karşılaştık. Hepsini de hesaba kattığınızda aslında Türkiye'nin bu dönemde nesiller boyunca iftiharla anlatılacak bir başarı hikayesi yazdığını söylemek herhalde yanlış olmaz. Eğitimden sağlığa, ulaşımdan sosyal desteklere, tarımdan sanayiye her alanda ülkemize kazandırdığımız güçlü altyapı ve kurduğumuz yeni yönetim sistemleri sayesinde çok daha büyük vizyonlara yönelme imkanı bulduk. Milletimizin devletine olan güveni ne kadar güçlü olursa bu vizyonu hayata geçirme şansımız da o derece yükselecektir. Etik Kurulumuz, milletle devlet arasındaki ilişkinin ahlak, adalet, hakkaniyet ve saygı çerçevesinde yürümesine verdiği katkıyla büyük ve güçlü Türkiye vizyonundaki yerini alacaktır."


"Her bir kamu personeli görevini hakkıyla yerine getirmek için çalışmaktadır"

Türkiye'nin yönetim sisteminde kamu personeli olmanın, uzunca bir süredir belirli kurallara, sınavlara ve süreçlere bağlı yürüdüğünü anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti: "Her bir kamu personeli Anayasa ve yasalar çerçevesinde kendisine verilen görevi hakkıyla yerine getirmek için çalışmaktadır. Bunun dışına çıkarak terör örgütlerinin güdümüne giren veya meşru olmayan yollara yönelenler de yine hukuk eliyle tasfiye edilmektedir. FETÖ'den PKK'ya kadar çeşitli terör örgütleriyle iltisakı yüzünden kamudan ihraç edilen çok sayıda personel oldu. Aynı şekilde hukuk dışı yollara tevessül ettikleri belirlenen her bir kamu personeli için de gereken işlemler, kendi prosedürü içinde yapılmaktadır. Ancak son dönemde giderek sıklaşan bir şekilde ana muhalefet partisinin başındaki zatın, kamu görevlilerine hakaret ettiğini, bürokratları hedef aldığını hatta açıkça tehdit ettiğini görmeye başladık."

Kamu görevlilerinin de yaptıkları işlerden dolayı eleştirilebileceğini, kendilerinin de geçmişte vali, hakim, müsteşar, müfettiş gibi pek çok kamu görevlisini hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığını düşündükleri iş ve işlemleri sebebiyle tenkit ettiklerini anımsatan Erdoğan, "Evet, yapılan iş ve işlemleri eleştirdik, gerektiğinde hukuk yoluna da başvurduk ama 'Şeriatın kestiği parmak acımaz' diyerek ortaya çıkan iş ve işleme de riayet ettik. Çünkü demokratik hukuk devletinde olması gereken budur." dedi. Tüm kamu görevlilerinin Etik Haftası'nı tebrik eden Erdoğan, Kamu Görevlileri Etik Kurulu ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında imzalanacak iş birliği protokolünün tüm taraflar için hayırlara vesile olmasını diledi.

 

"Bizim medeniyetimiz ilim, irfan ve hikmet medeniyetidir"

Törende yaptığı konuşmada "Bizim medeniyetimiz ilim, irfan ve hikmet medeniyetidir." diyen Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, "Bu topraklar Yunus Emrelerin, Hacı Bektaşı Velilerin, Hacı Bayramı Velilerin mayaladığı, bir gönül coğrafyasına dönüştürdüğü topraklar." dedi. 

"Hemhâl olma" sözcüğünün yaygınlaştığı başka toprak olmadığını belirten Özer, şunları kaydetti: "Bizim medeniyetimizde başkası cehennem değil, başkası cennet. 'İnsanların en hayırlısı insanlara en faydalı olanıdır.' düsturu bu topraklarda kökleşmiştir. Biz, komşularımızın dertlerine hemhâl olan, onun derdine koşan, sadece coğrafyasında değil tüm dünyadaki coğrafyalarda mazlumların yanında olan bir medeniyetin temsilcileriyiz. İnşallah bu medeniyetimizin değerlerini tüm okullarımıza, tüm neslimize, tüm öğretmenlerimize, tüm okul yöneticilerimize içselleştirecek; daha güçlü, bir taraftan 21. yüzyılın becerileriyle donatılmış gençler yetiştirirken diğer taraftan da bu değerlerle mezcedilmiş bir şekilde dünyaya farklı söz söyleyen bir ülke olacağız." ifadelerini kullandı.

 

 

Binbirdirek M.İmran Öktem C.No1 Eski Adliye Binası Sultanahmet/Fatih/İSTANBUL - (0212) 384 34 00

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.