Masallar eskimez. Masallar her daim yepyeni bir evrendir, hayal dünyasıdır, aydınlık yüzümüzdür, öğretmendir, öğretmenimizdir, hayatımızın incelikleri barındıran köşesidir.

Masalcı öğretmenlerimiz insanın hayal gücü ile insani değerlerini “Belki varmış belki yokmuş” inceliğiyle “Bir varmış. Bir yokmuş. Evvel zaman içinde. Kalbur saman içinde. Cinler cirit oynarmış, eski haman içinde. Hamamcının tası yok. Oduncunun baltası yok. Arap Bacı hamama gider, koltuğunda bohçası yok. Handadır handa. Bostana gider manda. Mandayı kestik. Etini yedik. Dişimizin kavuğuna yetmedi. Sonracıma derisini yükledik, doksan dokuz deveye. Deve çangul çungul çöle çıktı bir gün. Sağa baktı ot yok, sola baktı kum çok. Az gittik. Uz gittik. Dere tepe düz gittik. Altı ayı bir güz gittik. Dönüp arkamıza bir baktık ki, arpa boyu yol gitmişiz. Yeniden çıktık yola. Var varadan, sür süreden. Yozgat’tan Tire’den. Sulu yerde peynir ekmek, susuz yerde kavun karpuz yiyerekten, vardık varacağımız yere… Geldik masala. Masaldır bunun adı. Anlatmakla çıkar bunun tadı.” dediler ve başladılar masallarını anlatmaya. Her masal ile çocukları hayal yolculuğuna çıkardılar. Çocuklara masal inceliğiyle, hayatımızı, zihnimizi, varlığa bakışımızı düzenleyici insani değerleri vermeye çalıştılar. Bakalım kim, nerde, hangi masal ile hangi değerimizi vermiş.

Karakterler, Değerler ve Temalar

Elif Konar Özkan, Üsküdar Abidin Gün İlkokulunda “Taşlangoz´un Masalı” ile kendini tanıma, özelliklerini fark ederek kendini kabul etme düşüncesinden hareketle hızlı olmak isteyen salyangozun yavaş olduğu için sakin yürüyüşlerde keşifler yapabildiğini anlaması üzerinde duruldu. “Dünyayı İçen Kurbağa” ile de zor durumlarla baş etme mekanizmalarını, küçük ve farklı olduğu için diğer kurbağalardan türlü sıkıntılar çeken kurbağanın hayal kırıklığı ile öfkesine hâkim olamayınca tüm dünyanın suyunu içmesi ve sonrasında minik solucan tarafından güldürülerek öfkesini yenip eski haline dönmesi anlatıldı.

Çekmeköy Taşdelen 125.Yıl İlkokulunda“Çifte Kamburlar” masalıyla Ümit Yaşar Özkanhocamız, öğrencilerimize iyi ve kötü karakteri üzerinden evrendeki ahengi hissetmek ve o ahenge uygun yaşamak fikrini vermeye çalıştı. 

Şöhret Ela Kayaöğretmenimiz Sancaktepe Rabia Kız İmam Hatip Ortaokulunda“Oduncu ve Kızı” masalını anlattı. Değer olarak “iyi insan olma, dürüst olma”yı sezdirmeye çalıştı. Masalın sonunda Mevlana’ya göre iyi insan konusu üzerine sohbet etti. Mevlana diliyle “Gönle dedim: Herkesin önünde olma. Bir yaraya merhem ol; diken gibi olma, kimseden kötülük gelmesin sana. Kötü sözlü, kötü amelli, kötü fikirli olma...” dedi. 

Büyükçekmece Halime Bulduk İlkokulu öğrencileri, Esenyurt Feyyaz Berker İlkokulu Kütüphanesine misafir oldular.Öğrencilerimize “Akçakız Masalı”nı anlatan Songül Dinç öğretmenimiz akıllı ve güzel Akçakız’ın sabır yolculuğu ile “sabır ve sabırlı olmayı” insani bir değer olarak vermeye çalıştı.

 Sevginin Gücü Büyüktür

Şüheda Şahin öğretmenimiz Tuzla Hacıoğulları Hilmi Sonay İlkokulundabir Anadolu masalı “Büyülü Çiçekler” ile öğrencilerimize sevginin gücü büyüktür, aşılamayacak engel yoktur ve sabretmek büyük bir erdemdir” dedi.

Sevil Zekiye Uygun öğretmenimiz, Sultanbeyli Ali Kuşçu İmam Hatip OrtaokulundaAnadolu’dan“Bal Kız Masalı” ile çocukların duyularına hitap edecek bir anlatım gerçekleştirdi. Masal ile yardımlaşmanın ve aile bağının önemini vermeye çalıştı.  En sonda da müzik eşliğinde kahramanların bebek yapımı uygulaması yapıldı.

Elif Sami öğretmenimiz, Başakşehir Cahit Zarifoğlu İlkokulunda “Süpürgeci Baba” masalı ile tokgözlü olmak, hal ne kadar zorlasa da merhametini, neşesini ve ümidini yitirmemek temalarını işledi.

Özlem Yılmaz öğretmenimiz, Beyoğlu Firuzağa İlkokulunda “Farklılıklara saygı duymanın, yaratıcılığın ve hayal etmenin gücünün konu alındığı “Frederick” adlı masalı anlattı.

Fatih Mimar Sinan İlkokulundamasalını anlatanDilara Köktürk Erden öğretmenimiz, “Kediler Padişahı”nı anlattı. Kediler padişahın huzuruna çıkan güler yüzlü ve yoksul kızın başından geçenleri anlatan bu halk masalı ile öğrencilerimize yoksulluğun insani hallerden olduğunu ve güler yüzlülüğü ise insanın vazgeçilmezlerinden bir değer olarak verdi.

Gözü Gönlü Tok Olmak

Adil Kıdıl öğretmenimiz, Başakşehir Nurettin Topçu İlkokulunda“Süpürgeci Baba” masalı ile gözü gönlü tok fakir bir süpürgeci babanın rızkının peşinden koşması ve nasibine düşen neyse ona razı gelmesi konusunu işledi.

Küçükçekmece Mustafa Kemal Paşa İlkokulu öğrencileri, Mustafa Kemal Paşa Ortaokulu Kütüphanesine misafir oldular.Sema Yaylı öğretmenimiz “Küçük Prens” hikâyesi ile “Çocuklarda sorumluluk bilincini geliştirmek ve hayal kurmaktan vazgeçmemek” fikrini işledi. 

Zeytinburnu Şehit Ömer Cankatar İlkokulundaİlknur Öztürk öğretmenimiz“Nohut Oğlan” masalını anlattı. Küçük ama cesur Nohut Oğlan tipiyle “zeki, dürüst, çalışkan” nasıl olunur, cevabını bulmaya çalıştı.

Sabır, Sorumluluk ve Problem Çözme Becerisi

Ataşehir Ali Fuat Cebesoy İlkokulunda“Baykuşlar ve Ejderha Okulu” masalı anlatan Betül Köse öğretmenimiz bu masal ile sabrı, sorumluluk bilincini, problem çözme becerisini ve hakkına razı gelme duygusunu vermeye çalıştı.

Kartal Eğe Sanai İlkokulundaRenan Özdemir öğretmenimiz eski bir Türk masalı “Üç Turunçlar”ı biraz sadeleştirerek anlattı. Bu masal ile iyi ahlakı, dürüstlüğü, yalanın kötü bir davranış olduğunu, yalan söyleyen kişi eninde sonunda kötü duruma düşeceğini vermeye çalıştı. Ayrıca çocukların, kültürümüzün hazinelerinden masallarımızı fark etmeleri için kısa açıklama yaptı. Masalını çok eskiden beri kullanılan klasik tarz tekerleme ile başlayıp dilek ile bitirdi. 

Öğretmenlerimizden Necibe Gümüşkaya Bozkurt Maltepe İstanbul Büyükşehir Belediyesi Barbaros Hayrettin Paşa Ortaokulunda cesaretiyle yola çıkan, hayata emek veren Nigosa’nın masalını, Arzu Kılıçtepe Kartal Soğanlık İlkokulunda Sihirli Fırça masalını, Emel Korkut Şeker Küçükçekmece Halkalı Cumhuriyet İlkokulunda, Nehir Sevimli Fatih Vedide Baha Pars Ortaokulunda Bilmeceli Masalı, Özgür Aras Tüfek ise Beykoz Halide Edip İlkokulunda Hırsız Kral masalını anlatı.

Masalcı öğretmenlerimiz 19 okulda öğrencilerimize inceliğin, güzelliğin, safiyetin olduğu dönemlerini bir çocuk bakışıyla ve çocuk duygusuyla anlattıkları masallarını “gökten üç elma düştü biri anlatana, biri dinleyene, sonuncusu da masal kahramanına” diyerek bitirdiler.